Intercom translate English
434 parallel translation
Hayal kırıklığımı görüyor musunuz?
Can you appreciate my disappointment? [Intercom buzzer]
- İnterkom vurulmuştu.
- The intercom was shot.
- Diyafon sistemine bağlanabilir misin?
- Can you hook into the intercom system?
Diyebilirim de ama belli olmaz özellikle ahizenin ardındayken
I might have and again I might not. especially not over the intercom.
çok az içtim...
- A little. - [Intercom Buzzing]
Tüplerin içinde, kalabildiğiniz kadar kalın.
There's an intercom system in the tubes You may converse as long as you're able to.
- Benim dahili telefonumu kim kapattı?
Who the heck turned off my intercom?
Öyleyse bana alışmaya bak ve dahili telefonumu kapamayı bırak.
So you just as well get used to me and stop turning off my intercom!
- Dahili kontrol.
- Intercom check.
Sizi dahili hatta bağlıyorum, böylece burayı ve Omaha'yı duyabileceksiniz.
I'm putting you on the intercom so you can be heard here and in Omaha.
Tutsakların nakil emri yok.
( OVER INTERCOM ) There are no orders to move the prisoners.
Haberleşme sistemleri, ses kayıt cihazları... Başka ne çıkacak bakalım.
Intercom systems, tape recordings, now, I wonder what else?
Güzel bir ev, mikrodalga fırından dahili telefon sistemine her şeyi tam. Steyşın araba, vesaire.
A beautiful house, complete with microwave oven... intercom, station wagon, et cetera.
- Beni revire bağla.
- Get me Sickbay. - I have no intercom for Sickbay.
İnterkom düğmeniz burada kısa mesafe temaslar için, mini vericilerle beraber.
Your intercom button's in here with midget transmitters for short-range contacts.
Dahili iletişim izlenebilir, iletişimcilerinizi kullanın.
The intercom may be monitored. Use your communicators.
Hımm.
Mm [Intercom Buzzes]
Dokuzu çevirdiğinde ayarlanmış olacak sadece çalışma odasındaki telefon çalacak.
It's set up so that when you dial nine, it'll only ring through the intercom system in the study.
- Beni gemi-dâhili iletişimine bağla.
- Put me on ship-wide intercom.
- Dâhili iletişime bağla.
- Put them on intercom.
Kaptan Kirk, Bay Scott görüşmek için dâhili iletişimde.
Captain Kirk, Mr. Scott is on the intercom for you, sir.
Oradaysan ve beni duyabiliyorsan, interkom aracılığıyla cevap ver.
If there is, and you can hear me, please respond by intercom to the Engineering Section.
- İnterkom sistemi devre dışı.
- Intercom system is breaking down.
İnterkom yerine iletişimciler kullanılsın.
Use communicators instead of intercom.
Diyafon açık, Bay Sloan.
The intercom is on, Mr. Sloan.
Dinleyin, evimle burası arasına interkom döşenmesini istiyorum tamam mı?
Listen, I want you guys to put an intercom between here and my house, okay?
İnterkomu evinize kim monte etti?
- Who put the intercom in your house? - David.
Biz de Clinton'ın odasına gittik ve stereoyu dinledik... güzel bir müzik yerine siz beylerin bağrışmalarına tanıklık ettik.
So we went into Clinton's room to listen to the stereo... and instead of getting mood music, we get you guys yakking on the intercom.
Uçaklara, dahili haberleşme sisteminden çağrı yaparak pozisyon almalarını söylediler.
( Rogan ) They'd call the positions of the fighters out over their intercom.
Diyorum ki, Talby ile görüşemiyorum dahili muhaberede sorun var ve acilen tahmini çapı öğrenmem lazım.
I still can't hear you. I said I'm trying to reach Talby. Something's wrong with the damn intercom.
Unutma İç iletişim düzenlerimiz devredışı.
Remember the intercom systems aren't working.
Aslında, kayıt ve dahili telefon listesinde bulunan isim :
But actually it was her name that appeared on the residency list and on the intercom board.
Diafondan ötesine geçemiyorsun ama!
But you never get past the intercom!
Dan, bağlantıyı kessene, beni öldürüyorsun.
Dan, turn off your intercom. You're killing me.
Bırakıyorum!
[Intercom buzzes]
Bay Andrews'la çalışmak nasıl? O harika biri.
[Intercom buzzes]
Dr. Marks?
WOMAN : ( ON INTERCOM ) Dr. Marks?
Dr. Banner, ben Scotty. Orada mısınız?
SCOTTY : ( ON INTERCOM ) Dr. Banner, this is Scotty.
- Günaydın, adım Cathy A...
- Good morning : My name is Cathy A - - [Intercom Buzzes]
- Evet, Miss Page?
- [Intercom Buzzes] - Yes, Miss Page?
Sesi hoparlörden alacağız.
We'll get sound from the intercom.
[ ]
( INTERCOM BUZZES )
O patlamadan sonra bu bir mucize, ama öyleyiz, burada sıkışıp kaldık ve dahili hat da gidip geliyor.
After that explosion, it's a miracle we are. But, uh, we're, we're trapped down here, and the intercom, it's, it's on-off, on-off.
Mac, duyuyorsan, dahili hattı kullan!
Mac, u-use your intercom. Mac!
Laboratuarlar arası bir dahili hat var.
There's a lab-to-lab intercom. I'll try it.
Dahili hatta geç.
Get on the intercom.
Sidney, dahili hattan uzaklaş.
Sidney, get away from that intercom. Carl, what is this?
- Bulic 40 kaybetti.
Man on intercom :
- Evet?
[INTERCOM BUZZES]
Dikkat!
Man ( over intercom ) :
Evet, Susan?
( intercom beeps ) yes, susan?