Israr ediyorum translate English
690 parallel translation
Israr ediyorum.
I insist.
Israr ediyorum.
But I insist.
Israr ediyorum bu genç adamı göreceğim.
I insist on seeing this young man.
Israr ediyorum Bay Halton.
Now, I insist, Mr Halton.
Israr ediyorum.
- I insist.
- Israr ediyorum bayan O'Shea.
- I insist, Miss O'Shea.
Israr ediyorum.
I insist you do.
- Israr ediyorum.
I insist.
- Israr ediyorum.
- l really must insist.
Benim iki bilete parası yetmeyen bir doktor olduğumu sanacaksınız. - Israr ediyorum.
You must think me a very poor doctor if I can't afford a couple of one-and-ninepennies.
- Bunu alamam. - Israr ediyorum.
- You're not going down again!
- Ama Bay... Böylece işin başındakilere ulaşırız. Israr ediyorum.
Let them threaten me with the bottom pits of hell and still I insist!
- Israr ediyorum.
- I insist.
- Israr ediyorum.
- But I tell you I...
- Israr ediyorum, efendim.
- Sir, I insist.
Israr ediyorum.
I must insist.
- Israr ediyorum.
I am, I insist.
Israr ediyorum. Sporu severim ve gördüğüm kadarıyla çok iyi bir sürücüsünüz.
I'm the sporting kind, and in your own way,... you're a very good driver.
Israr ediyorum
But I implore
Israr ediyorum, ona fazla hisse verelim.
I insist he gets an extra share.
Israr ediyorum.
I really insist.
- Bana vermeniz için israr ediyorum.
- Then I insist you give it to me.
- Israr ediyorum...
- I insist that they...
Israr ediyorum.
I do insist.
Israr ediyorum.
But I insist, please.
- Taksi çağırsam daha iyi. - Israr ediyorum.
I'll call a cab.
Israr ediyorum.
I insist on it.
- Israr ediyorum, böyle kör olduğum için.
To make up for my lack of gypsy spirit.
Israr ediyorum, fräulein.
I insist, fräulein.
- Israr ediyorum.
Please, I insist.
Israr ediyorum, çünkü şans elde tutulamaz aksi halde, bizi yüzüstü bırakır.
And I insist because you can't take luck for granted, otherwise, it will desert us.
4 Dolar. Israr ediyorum.
$ 4, I insist.
- Israr ediyorum, lütfen...
- I insist...
Israr ediyorum, sözlerinizi doğrudan bana yöneltin.
I must insist you address your remarks to me.
- Israr ediyorum!
- I insist you come!
Israr ediyorum.
I'm insisting.
Kapıyı açman için israr ediyorum, Abigail.
I insist that you open this door, Abigail.
Juan'a bir kelime dahi etme. Pulları da alabilirsin. Israr ediyorum.
Not a word specially not to Juan.
- Israr ediyorum, lütfen deneyin.
- I insist, try it. - But...! - But, Ana...!
- Israr ediyorum General.
- I do insist, General.
- Israr ediyorum!
- I insist!
Israr ediyorum.
I insist. Keep it.
Komutan, önlem olarak, ılımlı davranmakta israr ediyorum.
Commander, as a precautionary measure, I insist upon restraint.
Bu konuda israr ediyorum, Komutan.
I insist on that, Commander.
- Israr ediyorum.
- But I insist.
- İsrar ediyorum.
- I'm holding on.
Israr ediyorum.
I insist!
Israr ediyorum.
Anyway let me pay my share, I insist.
Israr ediyorum.
- No, no, no.
- İsrar ediyorum, Bay Ferguson. Her şeyi anlatmayın sakın.
- Will you come too, Mr. Ferguson?
- İsrar ediyorum.
- I insist.