Iyi sayılır translate English
511 parallel translation
Carol, iyi sayılır.
Why, Carol, she's just fine.
iyi sayılır
I'm fine
O şimdilik iyi sayılır.
For now it's ok.
Aşağıya inebilenler yeterince iyi sayılır.
Those that made it below are pretty much all right.
Ancak cenaze için iyi sayılır.
Good enough for a funeral.
Bir robota kıyasla iyi sayılırım.
You look OK for a robot.
Bence 40'ına varmış olmak iyi sayılır.
I reckon it's a good life to have reached 40.
Ulusumuzun yıkılışından beri taşıdığı yük göz önüne alınırsa iyi sayılır.
Considering the load he's carried since the destruction of our nation...
Bence oldukça iyi sayılır.
It was pretty good.
Yakıt pompalarında kimse yok. Demek ki, sıradaki denizaltı ortaya çıkana kadar, dururmumuz iyi sayılır.
There's no one at the oil pumps, so we should be all right until the next submarine shows up.
Yine de çok iyi sayılır.
That's still pretty good.
- Duruma göre, iyi sayılır.
- He's as good as can be expected.
Sol elini bir süre kullanamayacak.. Yine de iyi sayılır.. O zaman ben gideyim..
He won't have the use of his left hand for a while, but he's well.
Bu mu? Dinle, hayatımda bir çok hata yaptım... ama bunu üzerime alacağıma asılırım daha iyi.
Say, listen, I've made a lot of mistakes in my life, but I'll be hanged if I'll plead guilty to that.
- İyi sayılır değil mi?
- Yeah, a bit of all right, eh?
Para tartışacak kadar iyi arkadaş sayılır mıydınız?
Were you good enough friends to discuss money?
İyi sayılırım.
I feel good.
Ayrıca iyi de sayılır.
He's a bit of all right too.
İyi durumda da sayılır.
It's in good condition too.
İyi sayılır.
All right, I guess.
Yıllık 3200 dolar maaşım var ve çok sayılmaz ama tutumlu davranırız. - Mâli durumun nasıl evlat? Çok iyi.
Excellent, sir.
İyi iş çıkardıklarını kabul ettin Doktor. Kendilerini idare edebiliyorlar sayılır.
Doctor, you admit that they've done a good job, that they've been practically self-governing.
İyi sayılırım.
I do all right.
Ben de iyi bir yalancı sayılırım, değil mi?
I'm a good liar too, aren't I?
Burası iyi bir yer sayılır.
Good a spot as any.
- Aslında, oldukça iyi bir aşçı sayılırım.
- In fact, I'm a pretty good cook.
Hatırı sayılır tüm kibar çılgınlar için iyi bir yer değil.
Some all-kind-of-crazy no-good place!
Bir bakıma zeki sayılırım ve senin için neyin iyi neyin kötü oldğunu bilirim. ve sana söylemekten korkmam.
I'm smart in some ways and I know what's good about you and what's bad and I'm not afraid to tell you.
- İyi sayılır.
- Good as any.
İyi sayılırım, Doktor.
Quite all right, Doctor.
"İş tekrar hatırı sayılır şekilde hızlandı..." "ve hatırladığınız gibi mimarların işi zamanında bitirememesi sonucunda..." "timsahlara atılması gibi iyi bir eski gelenek üzülerek, bugünlük ihmal edildi."
Sure enough the work gets going again and at considerable speed... since you will remember when architects did not finish the job on time... they were thrown to the crocodiles, a good old custom sadly neglected today.
Kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanım kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... zor günlerimiz de olabilir, aç kalabiliriz, ne fark eder?
♪ Consider yourself at home Consider yourself one of the family ♪ I've taken to you so strong It's clear we're going to get along ♪ Consider yourself well in Consider yourself part of the furniture
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
♪ Consider yourself at home Consider yourself one of the family ♪ We've taken to you so strong It's clear we're going to get along ♪ Consider yourself well in Consider yourself part of the furniture
Öyleyse, İyi biri mi sayılır?
He gets good value.
Babanla eskiden çok iyi dosttuk Bende senin baban sayılırım evet
Your late father and I were good friends you shouldn't place me at arm's length
Ama iyi biri sayılır, her gün parti verir, bak!
He throws dinner parties everyday, look
- Evet. İyi bir baba sayılırım.
I'm a good father.
Şayet sana daha iyi bir hediye veremezse, bu bir hakaret sayılır.
If he cannot give you a better one, it'll be an insult.
- İyi sayılır.
- Fine.
İyi sayılır.
Not bad at all.
İyi mi sayılırım? "Şeytan sopa", sen iyiden ne anlarsın! iyilerin tuzakla hileyle işi olmaz!
You inhuman villain dared rob of relief fund for those famine-stricken
İyi sayılırım, efendim.
Just fine, sir.
- İyi sayılır.
- She's okay.
İyi sayılırım.
Just mediocre.
Bu yükle, iyi gidiyor sayılırız.
Well, with this load on our back, that's good going.
İyi o halde. Rheiman'lar için tam olarak yaptığınız şey ne sayılır?
Then what exactly is it that you were doing with the Rheimans, or for the Rheimans?
Daha iyi! Ben de hükmen galip sayılırım.
I'll win the damn thing on a default.
Hiç bir şey için iyi bir korsan sayılırım,
Though I am a good-for-nothing pirate,
Bir Londra sokak kedisine göre kendimi iyi geliştirdim sayılır.
Well, I've developed a high regard for a London alley cat, myself.
- Şu aşamada her haber iyi haber sayılır.
Right now any news is good news.
İyi sayılırım.
Most of me.
sayılır 268
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi seyirler 39
iyi sabahlar 116
iyi seneler 19
iyi şanslar dostum 17
iyi soru 41
iyi şanslar evlat 16
iyi seçim 46
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi seyirler 39
iyi sabahlar 116
iyi seneler 19
iyi şanslar dostum 17
iyi soru 41
iyi şanslar evlat 16
iyi seçim 46