Iyidir translate English
18,045 parallel translation
Evet, iyidir.
Yeah, it's fine.
Skip iyidir, ondan hoşlanacaksın.
Skip's great, you'll like him.
Umarım iyidir.
Better be good.
Böyle bir el oyması T-R'nin oyuncaklarından daha iyidir.
Hand-carved like that. Better than any of them toys T.R. has.
Sheila da iyidir.
Sheila's nice too. Mmm...
Geçici düzeltmeler hiç düzelmemekten iyidir.
Temporary fixes are better than no fixes at all.
- Sağlık için iyidir.
- It's healthy.
- Ama çok iyidir.
- But so cool.
Bazen az iyidir.
Less is more.
Senin ceketinden ve budala puşt tavırlarından iyidir.
Beats that jacket and the "clueless dick" kit.
- Biri de olsa iyidir.
I'll take what I can get.
"Akşam yemeğine gidelim." cümlesi "Siktir git Jack, polisi arıyorum." cümlesinden çok daha iyidir.
Well, "How about we go to dinner" is better than, "Go fuck yourself, Jack, I'm calling the cops."
- Arada bir kuralları esnetmek iyidir, değil mi?
- Sometimes good to be a little flexible, right?
Etrafta ne kadar çok insan olsa o kadar iyidir.
The more people to drive me around, the merrier.
- Sürgün hapishaneden iyidir.
Deportation is better than prison.
- Hapishane elektrikli sandalyeden iyidir.
Prison is better than the electric chair.
- Oh, ne olursa iyidir.
Oh, whatever's good.
Konuşamadığını biliyorum ama belki de bu çıkan tüm o numaraları duymama açısından daha iyidir.
♪ drip, drip, drip, drip, drip kinda like ♪ I know you can't talk right now, but maybe that's better than hearing all our numbers are up.
O iyidir.
She's cool.
- Adamım işinde iyidir.
Yeah, my guy does good work.
Belki benim bilgi işlemdeki adamım seninkinden iyidir.
Maybe my IT guy's better than yours.
- Gideceğin cezaevindekilerden iyidir.
Well, it's a hell of a lot worse in Supermax.
Umarım iyi dedektifin durumu iyidir.
I hope the good detective is okay.
Hadi ya altıncı hissin iyidir.
Oh, please. Come on. You... you got a sixth sense.
Acayiplik iyidir.
No, weird is good.
Yani, bir yerlerde acınası sıradanlıktaki bir adam göğsünde "Acayiplik iyidir" yazan bir tişört giyiyordur.
I mean, there's some pathetically ordinary guy somewhere wearing a T-shirt with that emblazoned on the front : "Weird is good."
Bazen zorlamamak daha iyidir.
Sometimes it's best not to push.
"Aç gözlülük iyidir."
"Greed is good."
Dürüst olmak iyidir.
Honesty is good.
Zaten duyguları böyle açığa vurmak iyidir, sağlıklıdır.
Anyway, it's good. It's...
Eminim ki Devon iyidir.
I'm sure Devon's fine.
Beraber olmak ayrı olmaktan daha iyidir.
We were all better together than separately.
- İşinde iyidir.
He's good at his job.
- Heyecan gençler için iyidir.
Excitement is good for young people,
Evet, erkenci olmaktansa geç yatmak iyidir.
Yeah, early bird's got nothing on the night owl.
- Aldım. - Wedgwood sos dökeceği, çok iyidir.
Wedgwood Sauce Boat... real nice.
Pasta iyidir.
Pie is... good.
Rus bir suikastçıyı kurtarmak için tehlikeye atmaktan iyidir.
Which is not unlike you risking our lives to fetch a Russian assassin.
Bu köşede gizlenmekten iyidir.
Well, that's better than lurking in the corner.
Bana güven, nereye ait olduğunu bilmek iyidir. Çünkü ait olduğun yeri bilmezsen bir yol kenarında kendini bir çakalla konuşurken bulursun!
Trust me, it feels good to know where you belong because if you don't know where you belong, then you're on the side of the road having a conversation with a coyote!
# Herkes iyidir Bakersfield'da #
and everybody's fine in Bakersfield starring ZACH GALIFIANAKIS
O pestisit iyidir herhâlde
I guess that's better than pesticides
ıslak cennet fikri gerçeğe daha iyidir, ben size söyleyeyim.
Damp The idea of paradise is much better than reality, let me tell you.
Küçük bir gölde büyük balık olmak iyidir
It is better to be a big fish in a small lake
Hiç yoktan iyidir.
I suppose that's better than nothing.
İyidir.
He cool.
- İyidir.
Hi, how are ya?
İyidir.
I'm good.
- İyidir sanırım.
- Well, fine, I guess
- İyidir.
- Aight.
İyidir.
Good.