Iyileşti translate English
929 parallel translation
Başkan tamamen iyileşti.
President Joo's completely recovered now, and he's perfectly fine.
Ya iyileşti diyip de salıverirlerse?
Or is released as cured?
- Tamamen iyileşti mi?
There's no more chance...
Hıçkırığım baya iyileşti Mösyö Dufour. Sana demiştim, su iyi gelir diye.
My hiccups have quite gone, Monsieur Dufour I told you so, water never fails
Çocuk iyileşti.
He's all right.
Hemen hemen iyileşti ama buna inanmıyor.
She's almost well, but she doesn't believe it.
Marie'nin parmakları iyileşti.
Marie's fingers healed.
Sonra iyileşti. Hiçbir şey onu tutamadı.
And then, when he was getting well, there was no holding him.
Karışıklığı affedeceğinizi umarım... ama karım birdenbire iyileşti ve gelmek için çok sabırsızlandık.
I hope you will forgive all the confusion... but my wife suddenly felt much better, and we were so anxious to come.
Dünya, baban onun vücudundaki çıbanı ateşle ve demirle tedavi ettikten sonra iyileşti.
"The world has been cured since your father treated " that terrible abscess on its body with iron and fire.
Yarası iyileşti ve temiz ancak yürümeyi arzulamıyormuş gibi bir hali var.
The incision has healed clean and fine... but she doesn't seem to have any desire to walk.
Belkemiği iyileşti.
Her spine's all right.
Zaten iyileşti.
It's already healed.
Bir an ben de korkmuştum, ama iyileşti.
I'm glad he did so well.
Özür dilerim, ama Hiro-chan iyileşti.
I'm sorry, but Hiroshi's better now, as you see.
Neredeyse iyileşti.
It's almost well.
Dr. Kik'in bana bakış şeklinden anladım. Sonra da Dr. Gifford'un "iyileşti" dediğini duydum.
I knew from the way Dr. Kik looked at me, and then I heard Dr. Gifford say "recovered."
Kısa sürede iyileşti.
She got well pretty quickly.
Miden şimdi iyileşti mi?
Your stomach all right now?
Yatak yaraların hemen hemen iyileşti. Egzersiz yaptığın takdirde böbrek rahatsızlığın da iyileşecek.
Your bedsores have practically healed, and your kidney condition will improve if you exercise.
Fiziksel olarak maksimum iyileşti.
He's had maximum physical benefits.
Ama iyileşti.
But he recovered.
iyileşti artık ama korkuyor.
He's healed now, but he's afraid.
Son anda fikrini değiştirdi ve iyileşti.
Changed his mind at the last moment and recovered.
Kolum neredeyse iyileşti, efendim, gerçekten.
Arm's almost healed, sir, really it is.
- Yaraların iyileşti mi?
- Your wounds are healed?
- Hepsi iyileşti.
- All healed.
Yara iyileşti. Ameliyat başarılı oldu.
Well, the injury is healed and the surgery was successful.
Çok çabuk iyileşti ve çok mutlu ve sağlıklı.
He'd been through enough already, and he's perfectly happy and healthy.
Ama hayat şartlarımız iyileşti, haksız mıyım?
But life has become easier, hasn't it?
Peder Nazario kız iyileşti.
Father Nazario the girl is well.
Üç yıl sonra iyileşti, ama bu oldu.
First, this recovery, and now this.
Beriberi hastalığın iyileşti mi?
Your beriberi got cured?
O çocuk iyileşti.
That boy was cured.
Gözüm neredeyse iyileşti.
My eye is already better.
Oğlum iyileşti mi?
Is the boy cured?
Her neyse, hızla iyileşti.
Anyway, she recovered fast.
Yaraların iyileşti mi?
Have you recovered from wound
Tamamen iyileşti.
It's all healed up.
Cecily tamamen iyileşti.
Cecily is cured.
Kolu tamamen iyileşti.
His arm is completely healed.
Bence iyileşti.
I think she's all right.
Hastalar iyileşti, sağlıklılar kör oldu.
The sick stayed well and the healthy became blind.
Bay Allworthy iyileşti!
Mr Allworthy's recovered!
İyileşti.
He is cured.
İyileşti.
Yes.
- İyileşti.
- He's well now.
- İyileşti sayılır.
- Nearly healed.
Evet, çabuk iyileşti.
Yes, she has recovered well.
- O iyi. İyileşti.
He has recovered.
Babası iyileşti.
He's father has recovered.
iyileştim 28
iyileşeceksin 327
iyiler 150
iyileş 22
iyiler mi 36
iyileşiyor 38
iyileşecek 219
iyileşir 16
iyileşeceksiniz 26
iyileşeceğim 27
iyileşeceksin 327
iyiler 150
iyileş 22
iyiler mi 36
iyileşiyor 38
iyileşecek 219
iyileşir 16
iyileşeceksiniz 26
iyileşeceğim 27