Içiyorsun translate English
2,626 parallel translation
Sen de mi içiyorsun?
You smoke too?
Neden şişeyle içiyorsun?
Why are you drinking it like that?
Neden bu kadar çok sigara içiyorsun?
Why do you smoke so much?
Ne zamandan beri sigara içiyorsun?
Uh, since when do you smoke?
Sen sigara mı içiyorsun?
Are you smoking?
Ben kahve istiyorum. Yani istesen de istemesen de sen de içiyorsun.
Well, I want coffee, so... you're gonna have some, whether you like it or not.
Artık içiyorsun demek.
So you drink now.
Çok fazla içiyorsun.
You're drinking too much.
Ne içiyorsun?
What are you smoking?
Resmen çöp içiyorsun!
You're drinking garbage.
- Çok sigara içiyorsun.
- You're all smoking so much.
- Sürekli içiyorsun.
- You always drink.
Sen kahvaltıda bira mı içiyorsun?
You drank beer for breakfast?
Sen bu partilerde ne kadar içiyorsun?
How drunk do you get at these parties?
Hala şampanya mı içiyorsun, Bob?
Still drinking champagne, Bob?
Başka marka mı içiyorsun?
What? You changed brands?
Bu zehri içiyorsun ve neden kendimden geçiyorum diyorsun.
You drink this poison and then you wonder why you get blackouts.
- Ot mu içiyorsun?
You're smoking weed?
- Çok sigara içiyorsun.
- You shouldn't smoke so much.
Hâlâ bunu mu içiyorsun?
You still drink this?
- Çayını nasıl içiyorsun?
How do you take it?
Yapma be, mochaccino mu içiyorsun?
Seriously? A mochaccino?
Mumyalama sıvısı içiyorsun.
You're drinking embalming fluid.
- Bu aralar ne içiyorsun, ha?
- What were you high on this time?
Ne zamandır sigara içiyorsun?
- Since when do you smoke?
Çok içiyorsun, Andrei.
And you drink too much, Andrei.
Acı yüzünden mi içiyorsun?
For the pain, isn't it, that you drink?
Ne içiyorsun?
What are you drinking?
Sen içiyorsun - Evet böyle iyi
And you're sure it doesn't violate the trems of your...
Sigara mı içiyorsun Edgar?
Edgar, are you smoking?
- Tamamdır, ne içiyorsun?
- All right, what do you drink?
Hala kırmızı şarap mı içiyorsun?
You still drink red wine?
Neden sigara içiyorsun?
Why are you smoking?
Neden sigara içiyorsun?
Why are you already smoking?
Peki, ne içiyorsun?
So what do you drink?
Ne içiyorsun öyle, Jackie?
What you got there, Jackie?
Çay mı içiyorsun?
You're drinking tea?
Hislerini mi içiyorsun Sam?
Drinking your feelings, Sam?
- Bira mı içiyorsun sen?
Are you drinking beer? Yeah.
Her gün, komünyondan sonra bunlarla ilgili bir kadeh içiyorsun.
You drink a goblet of the stuff every day when you give communion.
Sıcaklığını kontrol etmeden içiyorsun. Sonra da dilinin yanmasından şikayet ediyorsun.
You drink it without checking the temperature and then you complain all day that your tongue is burned.
Neden çay içiyorsun?
Why are you drinking tea?
Çünkü onu zeytin kavanozunda içiyorsun.
That's'cause you're drinking out of an olive jar.
Ama sigara içiyorsun.
You're smoking.
N'apıyorsun, ot mu içiyorsun?
What is that, weed you're smoking?
Oğlun Stevie'ye birkaç striptizci tarafından biberon veriliyor, sen de yedinci biranı içiyorsun.
Your son Stevie's getting bottle-fed by a bunch of rippers back there, and you're on your seventh beer.
- Ne içiyorsun?
Whoo-whoo! What are you drinking?
Yine sigara mı içiyorsun?
You're smoking again?
- Kız evet, sen içiyorsun.
Queen, yeah, you drink.
Ne içiyorsun?
What are you taking?
Uyuşturucu mu içiyorsun?
- Not. - Do you smoke marijuana?