Içkiler translate English
1,683 parallel translation
Müzik, içkiler, hediyeler.
Music, drinks, prizes.
Lütfen, tüm içkiler benden.
Please, the drinks are on me.
Birinciye sarı, etap içi zaman birincisine yeşil forma veriliyordu. Dağ etaplarında kazanılan "Yokuş aşağı" liderliği ve benekli formaysa, daha sert içkiler içerek kazanılabiliyordu.
Yellow for the winner, green for best sprinter, the'down the hatch'king, and the polka dot jersey could be earned in the mountains, where you got ahead by drinking stronger drinks.
Bu iş bitsin, içkiler benden. Bu taraftan.
After this, I'll buy you some drinks Lead the way
Gece boyunca önemliyiz, gece boyunca içkiler olacak.
VIP all night, drinks all night.
Bu akşam içkiler benden.
But drink's on me tonight.
Bizimkilerle Club Merengue'ye aktık ve son içkiler, dediler.
I was rolling with my boys down at Club Merengue and they called last call.
Bir fıçı pirinci kabul ediyoruz. Ancak içkiler ve yemekler sizden.
But we'll take one barrel of rice, plus sake and meals.
Bütün o içkiler ve uyuşturucular da, bazı kulüp sahipleri şovların ne kadar istikrarlı olabileceği konusunda endişeliydiler.
All the drinking and drugging too, some of the club owners were concerned about how erratic the shows would be.
Bayanlar, bu gece tüm içkiler plak şirketinden.
Ladies, tonight, all the drinks... on the record company. - Oh!
Evet, içkiler.
Yeah, shots.
Maç saatinde içkiler yarı fiyatına.
It's half-price well drinks while the game's going.
Benim içkiler her zaman bedavaya geliyor zaten.
Well, you always give me free drinks, though.
Tamam, sonraki içkiler benden olsun.
Okay, next round's on me.
Ve içtiğim içkiler yüzünden, çoğunlukla sürpriz olurlar.
And because of my drinking, they're often a surprise.
Videolu oyun makineleri iri göğüslü bayan barmenler tarafından getirilen bedava içkiler ve yiyebildiğin kadar karides sadece 3, 95 dolara.
video slots... free drinks brought to us by a bosomy barmaid and all you can eat shrimp for $ 3.95.
Sıradaki içkiler benden!
Next round's on me!
Hâlâ kıytırık içkiler içiyorsun öyle mi?
I see you're still on the rot-gut, huh?
Ama içkiler için, yemek için, her şey için teşekkür ederim Jesse.
But thank you, Jesse, for everything, for the drinks and the dinner.
Geri zekâlı 11 dolarlık içkiler.
Stupid $ 11 drinks.
- Ya içkiler?
- What about the booze?
Gece boyu harika içkiler, pahalı sigaralar içmek sonunda da güzel bir şarkı söylemek.
All night drinking great schnapps, smoking expensive cigars, and in the end I even sang beautifully.
Millet, tüm içkiler benden!
Everybody, drinks on me!
Bilmem. Her zamanki içkiler ve muhabbetler. Ama...
I don't know, it was just the usual mojitos and chitchat, but...
Bu gece içkiler benden.
Drinks on me tonight!
Parti onun evinde ama içkiler benden!
Party at his place, but the drinks are on me!
Barmen senden hoşlandığı sürece içkiler müesseseden.
And since the bartender likes you, drinks are on the house.
Ama ilk içkiler benden.
But I am buying the first round.
Yalan söylemek bizi sadece Adam ile Jennifer'a gitmekten kurtarmayacak. Aynı zamanda Brad ile Jackie'nin partisine gitmemizi sağlayacak. Orada muhteşem yemekler, içkiler profesyonel sporcular olacak.
A lie just wouldn't get us out of Adam and Jennifer's, it'd also get us into and Brad and Jackie's party, which is gonna have fantastic food and booze, professional athletes...
İçkiler döküldü ki adam için mükemmel çünkü şimdi omuz dövmesi olan kıza gidebilir.
Drinks spill, which is perfect for him, because now... He can move on to the girl with the shoulder tattoo.
İçkiler havuzun yanında.
Drinks by the pool!
Burada büyük bir eğlence organizasyonu olacak. İçkiler vesaire.
You got live entertainment happening here, beverages, etcetera.
İçkiler de geldi.
Gimlets.
Ben Mark Chilton. New York Eyaleti Alkollü İçkiler İdaresi'nden.
I'm mark chilton, new york state liquor authority.
İçkiler için çok sağol bebeğim.
Thank you so much for the floats, baby.
İçkiler için endişelenmeyin.
Don't worry about the drinks.
- İçkiler.
- Shots.
İçkiler el yakıyor.
Ripple getting crazy.
- İçkiler pislikten.
- Drinks will be on the asshole.
- İçkiler dahil değil.
- That won't even buy our drinks.
İçkiler benden, kardeşlerim, beni Ataman seçtiğiniz için değil, yoldaşlarımıza bir veda değil... şu an ki durum çok farklı.
I appreciate you, friends, not because you chose me as your chief, not in honour of our comrades still over there, not because this minute will never come back.
İçkiler ne olacak?
What about drinks?
- İçkiler?
- Drinks. Hm.
İçkiler Sam amcadan.
Drinks on uncle Sam.
İçkiler üste.
Place shots on top.
İçkiler benden.
Drinks are on me.
İçkiler?
Drinks?
İçkiler için ücret almıyoruz, efendim.
Uh, there's no charge for the drinks.
İçkiler yarın sabah 11 : 30'da gelecek.
Erica, the alcohol is arriving at 11 : 30 tomorrow morning.
İçkiler şuraya konacak.
Booze goes right in there.
- İçkiler nerede bakalım?
So, where's the brew?