Jacksonville translate English
280 parallel translation
New York'a Gece Otobüsü
Palm Beach, Savannah, Jacksonville New York, Philadelphia. All aboard!
Telefon edin, evden para yollasınlar.
You can wire home for money in Jacksonville.
Jacksonville, yarım saat kahvaltı molası.
Jacksonville, 30 minutes for breakfast.
- Jacksonville'deyiz, değil mi?
- We're in Jacksonville, aren't we?
Jacksonville'den Sacramento'ya kadar senin gibi yüzlercesini gördüm.
I've seen hundreds like you, from Jacksonville to Sacramento.
Senin Jacksonville üniversitesine gitmeni o kadar istiyorum ki ben de oradaki ilahiyat kız okuluna bir gidebilsem. Sonrası...
I just had my heart set on your going over toJacksonville to college... when I got to the seminary there... and -
Ben Jacksonville'de ineceğim.
Now, I get off at Jacksonville.
Farz edelim ki Jacksonville'de bir mağazaya girip ihtiyaçlarınızı aldık ve sonra benimle birlikte tekneye bindiniz?
Suppose we go to a store in Jacksonville and buy you the few little things you need... and then you come the rest of the way with me by boat?
Ama Jacksonville'de inmeden, ona battaniye ile bir ayarlama yaptık.
Yes, sir. But we fix her up with a blanket when she got off at Jacksonville.
- Jacksonville'de mi indi?
- She got off at Jacksonville?
Onunla inen beyefendi onca yol için sadece 10 sent tip verdi.
The gentleman that got off with her... give me 10 cents from New York to Jacksonville.
Sanırım kadın yat gibi bir şey dedi, ama onca yol için sadece 10 senti reva gören birinde sanmıyorum ki yat olsun.
I suppose she means "yachet." But I don't see how no gentleman can give me a dime... from New York to Jacksonville can have a yachet.
Bunu Jacksonville'de ve yatta anlamış olmalıydım.
I certainly should have known it in Jacksonville and on the yacht.
Senin ayı yakalama işin Jacksonville için bir bilet almaya benziyor.
Come on. Looks like that bear's got himself a ticket to Jacksonville.
# Bu iki hafta boyunca Ralph, Bonnie'yi büyükannesine bırakmıştı... #... kendisine Florida Jacksonville'de daha iyi bir iş bulmuştu. # Ama, Bayan White onunla birlikte gitmedi. # Dr. Luther'in tavsiyesi üzerine kasabada kalmaya karar verdi... #... böylece, ileri aşamalı ve daha düzenli tedavi görebilecekti.
During those two weeks, Ralph had left their daughter Bonnie... with the grandparents and found for himself a better job... in Jacksonville, Florida... but Mrs. White was not to go with him... for, on the advice of Dr. Luther... she decided to stay in town in a furnished room... for further and more regular treatment.
Olacaksa Jacksonville'de olsun.
Okay, then let it be somethin in Jacksonville then.
Seninle Jacksonville'e gelmemi istemelisin.
I think you ought to ask me to go to Jacksonville with you.
Gerçekten benimle gelmek istiyor musun?
You really wanna go to Jacksonville with me?
Çünkü Jacksonville'e gitmek için giyecek bir şeyim yok.
'Cause I haven't got anything to wear to Jacksonville.
Ayrıca, yeni bile olsaydı, Jacksonville'a yalnız tek bir giysiyle gidemem.
Besides, I can't go to Jacksonville with just one dress... even if it was new.
Eğer sana elbise alırsam, benimle gelir misin?
If I buy you a dress, will you go to Jacksonville with me?
Florida Limited, Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville ve Miami'ye gitmek için birinci perondan kalkıyor.
Florida Limited leaving on track one for Washington, Charleston, Savannah, Jacksonville and Miami.
Jacksonville'de olacağım.
I'm gonna be in Jacksonville.
He o, Jacksonville'nin Şerif yardımcı.
Oh the deputy sheriff of Jacksonville.
Kaçma fırsatı var ama bir Jacksonville oyuncusu daha var.
He had room to run except for that man from Jacksonville,
Fort Worth, Davenport, Jacksonville.
Fort Worth, Davenport, Jacksonville.
Çünkü seni Jacksonville, Fort Worth ve Davenport alışveriş merkezlerine ortak ettim.
Cos I put you into the Jacksonville, Fort Worth and Davenport shopping centres.
Arabanı Jacksonvill'deki terminalin park yerinde bulacaksın.
You'll find your car safe and sound in the parking lot of the bus station in Jacksonville, Florida.
İlk yarışmacımız, Florida, Jacksonville'den, beş yıldır yenilgi almayan onu birlikte çağıralım, Bull Hurley!
Our first finalist, from Jacksonville, Florida, undefeated in five years. Let's bring him on. Bull Hurley!
Eğer dağıtım merkezlerimizi kapatırsak... Toledo, Joplin, Jacksonville'dekileri... tüm zarar unsurlarını defterlerimizden silmiş oluruz.
If we close down our distribution centres... in Toledo, Joplin, Jacksonville... we'll slash the red ink completely off the books.
- Jacksonville, Dallas, Kent State University'de bile iptal edildi.
Jacksonville, Dallas, even Kent State University cancelled.
Jacksonville tesisinin envanteri % 15 oranında azaltılmalı.
The inventory of the Jacksonville facility should be reduced by 15 %.
Jacksonville D.A. ´ de beş yıl.
Five years in the Jacksonville D.A.'s office.
Şunu söylemem gerek. Jacksonwill'de çok iyi bir iş çıkardın.
I wanna tell you, you did a superb job in Jacksonville.
- Ama aynı şansı... Jacksonwill'deki Memur Vatson'a tanımayı düşünmedin, değil mi?
But y'all never gave that courtesy to Officer Watson, down in Jacksonville, did you?
Jackson'ların villasına varınca her şeyi kontrol edeceğiz.
We'll sort out the stuff when we get to Jacksonville.
Jacksonville'den Norfolk'a taşıdık, oradan da Corpus Christi'ye, sonra D.C'ye.
We moved it from Jacksonville, to Norfolk to Corpus Christi, to D.C.
İşten sonra arabayla Jacksonville'e gitmişti, Thurman'ın 45 dakika kadar güneybatısında.
After work he drove down to Jacksonville, about 45 minutes or so southwest of Thurman.
Eddie Leadbetter cezasını Jacksonville'in dışındaki, hapishanede çekiyor, ve hücre arkadaşı, Dwight'la çok iyi dost oldular, espri anlayışları birbirlerine çok yakın.
Eddie leadbetter served his sentence at a correctional facility just outside Jacksonville, and became very good friends with his cellmate, Dwight, who shared similar tastes in humor.
Zamanında Jacksonville'de oldukça küçük bir cemiyetimiz vardı.
We had quite a little society in Jacksonville at the time.
Hepsi Jacksonville'deki striptiz barlarına gittiler.
They all went down to check out the titty bars in Jacksonville.
Jacksonville'e gittiğimizde, insanlar şöyle derdi :
We'd go into Jacksonville, people would say :
- Jacksonville.
- Jacksonville.
Jacksonville, Florida'ya bakacağım.
I'm going to look up Jacksonville, Florida.
Eski koca Michael Giotti adına kesilmiş faturaları yok.
That one's out of Jacksonville
Jacksonville'in dışındaki harabe evde parti mal hazırlıyorduk.
We were brewing a batch in this dumpy house outside of Jacksonville.
Ondan önce, Jacksonville, Florida'da yaşıyormuş.
Before that, she lived in Jacksonville, Florida.
- Jacksonville'deydim.
Court street.
Florida'daki Jacksonville Deniz Hava Üssü veya Mayport Donanma Üssü ; Georgia'daki Donanma Denizaltı Üssü.
Jacksonville Naval Air Station or Mayport Naval Station in Florida ; Naval Submarine Base, Kings Bay, Georgia.
Jacksonville'de var.
Somebody is from Jacksonville.
O halde şu an Jacksonville'de!
Then she's at Jacksonville!