Jammer translate English
384 parallel translation
Biri yayını bozmak için jammer kurmuş diyorum, size.
I'm tellin'ya, somebody set up a jammer on us.
Sonraki durağımız Grapevine'in sonunda Gear Jammer'in Kafesi.
The next stop's the Gear Jammer's Café at the bottom of the Grapevine.
KITT, yerden havayı izleme ve elektronik frekans bozucunu devreye sokuyorum.
KITT, I'm activating ground-to-air surveillance and the electrical jammer.
Ben Wind Jammer'ım.
I'm Wind Jammer.
Wind Jammer.
Wind Jammer.
- Bir elektronik karıştırıcı yaptın!
- You built an electronic jammer.
Nasılsın, Jammer?
How you doin', Jammer?
Jammer?
Jammer?
Ben Jammer.
Jammer here.
- Hadi, Jammer.
- Come on, Jammer.
Hey, Jammer.
Hey, Jammer.
İyi misin, Jammer?
You OK, Jammer?
- Hâlâ benimle misin, Jammer?
- Still with me, Jammer?
Tamam, Jammer.
OK, Jammer.
Dayan, Jammer.
Hang on, Jammer.
Jammer!
Jammer!
Bak, Jammer aşağıda bir şey gördü.
Look, Jammer saw something down there.
Jammer paniğe kapıldı.
Jammer panicked.
Selam, Jammer.
Hey, Jammer.
- Jammer.
- Jammer.
- Bekle, Jammer.
- Hold on, Jammer.
Onlar karıştırıcıyı çözdükçe, ışıklar sönecek.
As they decode the jammer, the lights go out.
Eğer uzmanlar karıştırıcıyı çözebilirlerse.
If the techs can decode the jammer.
Ama Julian sana karıştırıcıyı taktı.
But Julian planted the jammer in you.
Sinyal bozucu.
Signal jammer.
Üç dakikalığına güvenlik kameralarını kapalı tutar.
This frequency jammer will keep the cameras off for 3 minutes.
Cep telefonu sinyali karıştırıcısından bahsetseydi, daha iyi olurdu.
Would've been better if they'd mentioned the cell-phone jammer.
Mary'nin uzaktan kumandalı patlayıcısi için sinyal engelleyici, ve Tabildot işini Tom yapıyor.
Bomb disposal with a signal jammer for Mary's remote control, and Tom is doing the catering.
- Frekans kaydırıcıda sorun var.
- Something's wrong with the jammer.
- Streetjammer markası.
- A Street jammer.
Çalınan bisiklet, siyah ve sarı Streetjammer'dı, değil mi?
Hey, that stolen bike... black and yellow Street jammer, right?
Katzenjammer Kardeşler Koltuğa Oturmaya Çalışıyor.
The Katz'n Jammer Kids Try to Sit on the Couch.
500 metre uzaktan kontrol edilebilen bir jammer cihazı.
It's a jamming device that can be triggered up to 500 metres away.
Sinyal bozucu.
A jammer.
Sinyal karıştırıcı kuruldu mu?
Jammer set up yet?
- Jammer?
- Jammer?
Ateş etmeyin, lütfen ateş etmeyin.
Don't shoot, please. Jammer.
Jammer. Spec 3.
Spec 3.
- Nasıl gidiyor, Jammer?
- How are you coming, Jammer?
Twinam ve jammer, siz bu tarafı alın.
Twinam and jammer, you take this side.
Buradan ayrılma, Jammer.
Steady up there, Jammer.
Her takım, 2 dakikalık süre içinde kendi oyun bozucularının karşı takım üyelerine tur bindirerek puan almasına çalışırlar.
The jam is a two-minute period where each team tries to score points by having their jammer lap members of the opposing team.
Ve ışık hızındaki parazit çocukların karar merkezine zarar verecek.
And a subsonic neuro-jammer disrupts the child's judgment center.
Q.T. Jammer, Manhattan'ın en ünlü borsa simsarı.
Q.T. Jammer, the most notorious trader in Manhattan.
Bakalım bu arkadaşın ellerinde, Q.T. Jammer'ın boynundan başka ne varmış.
See what this guy had his hands on aside from Q.T. Jammer's neck.
Böldüğüm için özür dilerim bay Jammer, fakat bekleyen 10 çağrı var. - Şimdi olmaz, Debbie!
Sorry to interrupt, Mr. Jammer, but there are ten calls waiting.
- Benimle konuş, Jammer.
- Not now, Debbie!
Bayım, bu noktada, ne kadar kayba tahammül edebiliriz?
- Talk to me, Jammer. Sir, at this point, it's simply about how much pain we can withstand.
Q.T. Jammer'ın altındaki broker, Bobby Martin, resepsiyonda kendine kahve alıyor.
Q.T. Jammer's under broker, Bobby Martin, pouring himself a cup of coffee in reception.
Günün erken saatlerinde Q.T. Jammer'ı ziyaret ettiğini biliyoruz.
We know you paid Q.T. Jammer a visit earlier in the day.
Q.T. Jammer'ın ölümü.
Q.T. Jammer's dead.