English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ J ] / Jangles

Jangles translate English

98 parallel translation
Bakmalıyız şıngırtısına çıngırtısına.
Aye. We need to look at what jingles and jangles.
Marissa!
( bell jangles ) Marissa!
Sallanan, çınlayan veya öten her şey şu plastik kaplara girmeli.
Anything that jangles, dangles or rings has to go in these plastic trays.
Halhalın ses çıkarıyor.
My arm jangles with nine bangles
genelikle geçit töreni gibi yapıyorsun, şıngırtıların her yerde.
It's just you usually parade around, jingling your jangles all over the place.
Yoksa Bay Mo Jangles mı demeliyim?
Or should I say "Mr. Mo-jangles."
- Öyle ne çok şıngırdayan şeylerin var senin.
- You have a lot of jingle jangles.
Ama o yapana kadar, intihara koşacağız.
But until he does, we're going to run jingle jangles.
Güneş ve yağmur gibi etkiliyor seni tüylerini ürpertiyor.
It shimmers and jangles like sunshine and rain, sends shivers up your spine.
Charlie çalıp duruyor.
Charlie's got the jingle jangles.
- Tıngırtı.
- Jangles.
Eğer Tıngırtı ortaya çıkarsa gerçekten çabuk ve kanlı olacak.
If Jangles shows up, it's gonna get real bloody, real fast.
Bello Tıngırtı'ya hazır olduğunu düşünüyor.
Bello thinks he is ready for Jangles.
Tıngırtı'nın ortaya çıkmasının asıl sebebi o.
He's the reason Jangles is coming in the first place.
Tıngırtı onu bulamazsa Bello ve adamlarına saldıracak, ki bunu da ünlem işareti kullanarak yapar.
When Jangles can't find him, he's gonna turn on Bello and his crew, and he's gonna do it with an exclamation point.
Tıngırtı Bello'nın 1 numaralı satıcısını öldürmüş.
Hmm. Jangles killed Bello's number one dealer.
Tıngırtı'nın ünlem işareti kullanacağından bahsetmiştim ya.
Remember how I told you that Jangles was gonna use an exclamation point?
Lütfen aban Tıngırtı olayında güzel haberlerin olduğunu söyle.
Please tell me there's some hopeful news on the Jangles front.
Bello'yu Tıngırtı'ya yaklaşmak için oyunda tutmamız lazım.
Keeping Bello in play gets us closer to Jangles.
Bence ben Tıngırtı'ya odaklanalım derim.
I think I wanna focus on Jangles.
Bu da demek ki Tıngırtı, Bello'nun güvenli evi nerede biliyor.
That means Jangles for sure knows where Bello's safe house is at.
Tıngırtı ile ilgili bir şey yok.
On the Jangles front.
Duyduğuma göre Caza Tıngırtı'yı geri çağırmış.
The word is that, uh, Caza is calling Jangles back to Mexico.
Bu adam, yani Tıngırtı saldırıya hazır köpek gibi.
This man Jangles, he's like... He's like an attack dog.
Bende de Tıngırtı'da olmayan yetenekler vardır.
I got skills Jangles doesn't.
Caza'yı indirebiliriz, Tıngırtı ve Odin'i de.
Takin'down Caza, Jangles... Odin.
Tıngırtı adında paralı bir asker olarak.
Known as Jangles.
Tıngırtı.
Jangles.
İstediğin sahiden de Odin mi yoksa Tıngırtı mı?
I mean, was this ever really about Odin, or did you just want to get to jangles?
Ama orada yaptığın, adamın işkence görmesine izin vererek Tıngırtı ile ilgili ne bildiğini mi öğrenmekti?
But did you, of all people, really let that man be tortured just'cause he had information on jangles?
Tıngırtı ortaya çıktığında her şey hızlı ve kanlı olacak.
Maybe we can work together. Jangles shows up, it's gonna get real bloody, real fast.
Caza'nın paralı askeri olarak bilinen Tıngırtı olarak gizli görevdeyim ve Paul Briggs'e yaklaşmak üzereyim.
This is agent Juan Badillo. I am about to approach agent Paul Briggs. I am undercover as the Caza mercenary known as jangles.
- Tıngırtı ile ilgili bir şey var mı? Yeni bir şey yok.
Anything on the jangles front?
Tıngırtı'yı yakalayacak durumuz olsa halletmiştik zaten.
Ah, if we were meant to get jangles, we'd have got him.
Tıngırtı'yı onu indirmesi için gönderdiler.
They send jangles to come and get him.
Bunu sen gelmeden hemen önce almıştım. Eğer bizden önce oraya gelmişse yüzünü görmüştür.
I mean, I pulled the plug right before you got there, so if jangles got there before us, then he saw his face.
Belki bu kirli FBI ajanını bulursak bizi Tıngırtı'ya yönlendirir? Bu ajanın adı ne?
If we find this dirty FBI agent, perhaps he could lead me to jangles, si?
- Tıngırtı.
Jangles.
Caza'nın paralı askeri olarak bilinen Tıngırtı olarak gizli görevdeyim.
I am undercover as the Caza mercenary known as Jangles.
Bunca yıldır Tıngırtı'yı kovalamaktan öğrendiğim bir şey varsa seni tüketmesine izin vermeyeceksin.
And if there's one thing I've learned about chasing Jangles all these years is, you can't let it consume you.
Tıngırtı'yı öldürme şansını kaçırdığım için çok kızmıştım.
I pissed off that I missed my chance to kill Jangles.
Sonra... sonra Tınıgırtı geliverdi.
And then... and then Jangles himself walks up.
- Ama Tıngırtı değilmiş.
But it wasn't Jangles.
Ajan Cortes yıllardır Tıngırtı'yı arıyor.
No. Agent Cortes has been chasing Jangles for years.
Tıngırtı.
What's the bait? Jangles.
Tek yapman gereken Tıngırtı'nın burada olduğunu söylemen. Koşarak gelecek. - Yalnız.
All you have to do is tell him Jangles is here, and he'll come running.
Sen de step dansına gidersin.
You can take tap with Bo Jangles here.
Kör olduğum için onlara ihtiyaç duymadığımı mı sanıyorsunuz?
( Glassware jangles ) ( pilot barks )
Neden durdun?
My arm jangles with nine bangles What`re you doing?
Tıngırtı burada. Graceland 1x09-Duman Alarmı Çeviri : aytackara İyi seyirler!
Jangles is here.
Odin Tıngırtı'nın peşinde olduğunu biliyor.
Odin knows Jangles is after him.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]