Japonyada translate English
41 parallel translation
japonyada senden daha uzun kaldık.
We've been in Japan longer than you have.
( Pegasus Ryuusei Ken ) Japonyada, başka bir diyarda...
You have pledged upon a distant galaxy to never be wounded
- Hala Japonyada mıyım?
Am I still in Japan?
Japonyada, aynı boyutta fabrikada üretim yüzde 40 daha fazladır.
In Japan, production in same size factory is 40 % higher.
Japonyada, üretim geciktiğinde, çalışanlar fabrikada daha uzun kalırlar.
- Like now. In Japan, when production lags, worker stays longer in factory.
Değerli insan gücümü... seneler önce birkaç göçmen japonyada buna benzer... bir olayla karşılaştıkları için harcamamı mı istiyorsun?
You expect me to waste precious manpower... because a few immigrants are reminded of something... that supposedly happened years ago in Japan?
Japonyada bukadar cesur birisinin olduğuna inanmazdım
I never thought there still was a man of honor in Japan
Biliyor musun, Japonyada kendi programını yapman lazımdı.
See, you should be doing your own show in Japan.
Japonyada önce erkek, Sonra kadın gelir
In Japan, men come first, and women come second.
Öyleyse, yarın japonyada olucam.
So, tomorrow I'll be in Japan.
Japonyada değilmiş.
She's not in Japan.
Şimdi duyduğuma göre japonyada Herkes evlenmeden yaşarmış!
Now, I heard that in Japan, Everyone just lives in sin!
En fazla Japonyada.
Great auditorium.
Şovunu Japonyada yapman için uğraşıyorum.
I'm trying to make it to your show in Japan
Nisan ayında, Ana vatanının özlemiyle japonyada öldü.
In April, he died in Japan missing his mother country
O Japonyada Yao Ming'den sonraki en ünlü kişi.
He's was the most famous guy in Japan behind Yao Ming.
Ben Japonyada GO'nun büyümesini istiyorum.
All I want is the growth of Go in Japan -
Ülkelerimiz savaşa girerse, Japonyada kalmak senin için zor olacak.
If our respective countries go to war, it may become difficult for you to remain in Japan -
Otobüsün kaçırılmasının Kira'nın nişanlımın adını öğrenip Japonyada ki FBI ajanlarını yakalamak için hazırladığı bir oyun olduğunu düşünmeden edemiyorum.
I think that Kira set up the hijacking to steal information from my fiancé... in order to kill the FBI agents who had come to Japan. The hijacker died in an accident.
Kurban olduğuna inandığımız tüm kişilerle ilgili ayrıntıları belirledik. Şunu söyleyebilirim ki ; kalp krizinden ölen herkes, bilgileri Japonyada bulunabilecek suçlulardı.
Upon further investigation, we have confirmed that information of the heart attack victims was, in fact, publicly available in Japan prior to their deaths.
Japonyada sadece 500 tane kaldı.
There are only 500 of them left in Japan.
Japonyada sürekli yaparlar.
They do it all the time in Japan.
Tüm Japonyada başarılı suikastler yaptım. Bu yüzden takım bana iyi davrandı.
I was successful in assassinations all over Japan thus the team treated me well.
japonya'ya gel gör seni japonyada görelim teşekkür ederim.küçük bir öpücük.
Come and visit Japan. See you soon. - Thanks.
Süpriz bir şekilde arka arkaya 3 defa, şampiyonluk yarışı Japonyada takıldı sanki.
Incredibly, for the third consecutive time the championship is decided Grand Prix of Japan.
Demek kitabı Japonyada'da ünlü, öyle mi?
Really? So, her book is big in Japan, too?
Japonyada programlandi, aciklamalar Almanca ve sarji bitmiyor, 240V'luk bir guc destegi.
It's programmed in Japanese, the instructions are Dutch and it won't charge off a 240V power supply.
Babası tüccardı. hala Japonyada yaşıyorlar.
Her father was a trader who left his wife and child and is currently living in Japan.
Japonyada sattığımız ürünlerden farklı değiller.
They're no different from the products we sell in Japan.
Japonyada doğdum ve büyüdüm.
I was born and raised in Japan.
Amerikan kültürüne göre misafirlerin çantalarını almak adettir, tıpkı japonyada ayakkabıları çıkarmak gibi.
It's customary in America to unburden oneself when entering another's home - much like taking off your shoes in Japan.
Japonyada efendilik hala bitmedi
Japan is not what you just said Master will be over?
Japonyada direksiyon sağ tarafta.
The handle is on the right side in Japan.
O Japonyada müthiş biri.
He's awesome in Japanese.
Japonyada müthiş mi?
Awesome in Japanese?
Tercümanlık yapıyorum Japonyada iş yapan şirketler için, ama bazen gençlik barınağında gönüllü olarak çalışıyorum.
Um, I'm an interpreter for companies who do business in Japan, but I sometimes volunteer at a youth shelter.
Japonyada huzur yeniden sağlanmış durumda.
Back in Japan, tranquillity has been restored.
Bir yıl Japonyada yaşadım, orada duvarlar neredeyse kağıttan yapılıyordu yani bi sorunum yok.
I lived in Japan for a year, where walls are made of paper, so as long as it's not too loud, I'm fine with it.
Hetty Japonyada yüklenen gemiyi okinawa da karşılayacak bir NCIS kırmızı birliği gönderdi, Böylelikle onların son uyuşturucu yükledikleri yeri de durdurdurmuş olacağız.
Uh, Hetty has arranged an NCIS Red Team in Okinawa to meet the ship and surreptitiously track the container when it's off-loaded in Japan, so that we can intercept the drugs at their final destination.
Ve romantizmi bulmakta zorlanan Lewicki Japonyada yetişkin bir oyuncak firması tarafından üretilen sanal bir sex simülatörüne yönelir.
And Lewicki, having a hard time finding romance, turns to a virtual sex simulator created by an adult-toy company in Japan.
Japonyada uluslararası suçu kartelleştiren kişiler Yakuzalardı.
- No, it's ok. The Yakuza are members of a trans-national organized crime syndicate in Japan.