Jive translate English
320 parallel translation
Sakın caz yapmaya bensiz başladığınızı söylemeyin.
Don't tell me the jive session has beat off without baby.
- Yeni jive jargonu sanmıştım.
- I thought that was new jive talk.
Jive jargonu.
- Jive talk. - Oh.
- Caz sever misin?
Like jive? - You bet!
Yok canım, swing yapmanı pek engellemez.
Not enough to interfere with your jitterbugging! - Jive, huh?
O swing hastalarının hepsini bu boktan bacakla bile nakavt edebilirim.
I can out-jive the rest of those hepcats even with a bum gam. Everything under control?
Neden herkes bir dalavere peşinde?
Why all the phoney jive?
- Tabii. Swing, caz, jump.
There's swing, jive, jump...
- Evet, bu işin uzmanı onlar.
Yeah, they're experts at that jive.
- Swing.
- Jive? - Swing?
- Jump hakkında konuşuyorduk. - Jive.
- We were talking about jump.
- Onları eriten lakırdıya ne oldu Meadowville Spesiyalitesi?
What became of the line of jive that "mows'em down"? I didn't have a chance. Just watch me when we catch up with her.
Versene.
Hey, jive-boy.
Bak buraya. Bak buraya! Hareketlenelim biraz.
Hey, hot it up, hot it up, let's have some jive!
Halk, yeni moda zımbırtıları seviyor.
No blues and no low-down jive. The public likes novelty stuff.
Rahatlamak için biraz hareket edip enerji harcamalısın.
If you're gonna stay cool, you've got to wail, got to make some jive.
- Şimdi de avuçla bakalım. - Babalık, müzikten keyif aldın mı?
- Pops, do you pick up on this jive?
Genç bir delikanlı değilsin.
You're no jive kid.
- Saat beşte mi kalkıyoruz?
Hey, we'll jive at 5 : 00, huh? See ya. - Good night, Lieutenant.
Sonra bu geveze polis "Irkınızın sorunlarına karşı sizinle aynı duyguları paylaşıyorum, bayan" dedi.
Then this jive cop, he said, "mon, I'm sympathetic to the problems of your race."
- Geveze herif.
- He's a jive- -
Buraya röportaj için geldin.
You came down here to do some sort of jive interview.
Kırıtma da neden bahsettiğini söyle.
Don't jive me. What are you talking about?
- Kırıtma.
- Don't jive me.
Beyazların uşağı mavalını onlara da okumaya kalkma.
So don't you lay any of that Uncle Tom jive on them.
Ofisime gelip o palavraları sıkarken kızını kimlerin kaçırdığını biliyordun. Ben'in kaçırmadığını da biliyordun.
You knew who grabbed your daughter, and that it wasn't Ben or his people when you laid all that jive on me in my office.
Beni kafalama.
Don't jive me, man.
Bu caz oyun numaralarını bırak artık.
Hey, why don't you drop all this rah-rah jive game number, huh?
- Oyun artık caz olarak gelmiyor bana.
The game is not jive to me.
Ben o oynak kıçlı zencilerden değilim, dostum.
I ain't no jive-ass black nigger, honey.
Annem seni sokaklardan çekip almasaydı hala o kaldırım senin bu kaldırım benim geziyor olurdun kaltak!
If my mama hadn't taken you off the street, you'd still be peddling, you jive-ass bitch!
Bu işe nasıl baktığımı biliyorsun, eğer şu geveze Koca Willis'i yalnız bırakırsa Willis de onu yalnız bırakacak.
Hey, you know, the way I look at it, if that jive mutha leaves Big Willis alone... Willis gonna leave him alone, baby.
Manyak.
Jive turkey.
Kendi karanlık geçmişiyle hikayelerine bakacak olursak... çeşitli sanat simsarlarıyla yaşadıkları olaylar hakkında... - Biyografisinin yazarına göre - pek çene çalmıyorlarmış.
As for this Hungarian's own tales of his own lurid past... they don't, according to his biographer... jive exactly with versions of the same events... as told by certain art dealers.
Koşsana uyuşuk piç!
Run, you jive-ass bastard.
Hadi, adamım, biraz dans edelim.
Come on, man, get some jive goin'.
Ama avukatları ona benimle barışmasını tembih etmiş çünkü Bebe kimsenin nazını çekemez özellikle eski süperstarların nazını.
But his lawyers told him he better get on the right side of Bebe Jesus... because Bebe don't take no jive... from no burned-out superstar.
Evet, kıvırıyor musun beyaz adam?
Yeah, you jive honky?
Sen busun, geveze beyaz çocuk!
That's you, jive white boy!
Benim aklım devlet işlerine ermez ama bence koltuklarını hak etmeyenleri kovalamakla işe başlamalı. Bu insanlara dokunulmaması ise resmen saçmalık!
'I'm not tellin'you how to run the country,'but this whole 55 double nickel was a jive-ass turkey wrap,'and I don't like people giving me bullshit!
Haydi, haydi!
Let's go, let's hand-jive!
Dans edermiş hep anam da
Mama gave birth to the hand-jive
Başladım mı durmam, Ben dans için doğmuşum
I'd outdance'em all, I was born to hand-jive
Ben dans için doğmuşum
Born to hand-jive, baby
Göster kendini!
C'mon now, hand-jive!
Bu ne biçim muhabbet böyle?
What kind of jive is that?
- Jive'ın?
- Jive?
- Jive.
- You mean jump?
- Swing.
- Jive. - Swing.
Gevezeliği kes!
You jive mutha!
Gel, bunu dinle, adamım.
JIVE TURKEY.