English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ J ] / Joan

Joan translate English

3,669 parallel translation
Joan bu olanlara yetişebiliyor mu?
Is Joan up to speed on all this?
Bu ortağım Joan Watson, ve belirtmeliyim ki depresyonumla çok iyi başa çıktı.
Mm-hmm. This is my partner, Joan Watson, and I'm pleased to say she's just successfully treated my depression.
Hayır, hayır, hayır, Joan.
No, no, no, Joan, it's okay.
Görünüşe göre, Joan Callamezzo Pawnee Today'e çıkmamı istiyor... şu Porter denen kadınla sandalyelerim hakkında konuşmak için.
Apparently, Joan Callamezzo wants me to go on Pawnee Today to discuss my chairs with this Porter woman.
Joan, değil mi?
Joan, right? - Yes.
Biraz saçma geleblir ama sanki Joan benden hoşlanmıyor.
This might just sound a little crazy... but I don't think Joan likes me.
Söylesene Andy şu Joan'la mutlu musun cidden? Tıpkı kar taneleri gibi her düğün emsalsizdir.
So, Andy, tell me, are you really happy with that Joan? Every wedding is unique, like a snowflake.
"Shim Joan-young."
- Shim Joan-young
Joan, dün gece çok huysuzdu.
Joan was so fussy last night.
Sadece, Joan için kötü hissediyorum.
I just feel so bad for Joan.
Günaydın Joan.
Good morning, Joan. It's Mycroft.
Sherlock Holmes, Joan Watson.
Sherlock Holmes. Joan Watson.
- Merhaba.
- Joan. Hey.
Joan Watson, NYPD için danışmanlık yapıyor.
This is Joan Watson. She consults for the N.Y.P.D.
Joan'la tanışmanı sağladı.
- He paired you with Joan.
Joan senin ortağın olabilir ama babamın çatısı altında yaşıyor. Cebine onun parası giriyor.
Joan may be your partner, but it's Father's roof over her head, it's his money that lines her pockets.
Fakat hem seni, hem de Joan'ı önemseyen biri olarak kararının onu nasıl etkileyeceğini düşünmeni istiyorum.
But as someone who cares for you, and for Joan, I beg you, think about how your decision might affect her.
Evet, Joan söyledi.
Yeah, Joan told me.
Nereye gidiyorsun Joan'a ne söyleyeceksin?
What are you gonna tell Joan?
Bu senin yüzünden olurdu Joan.
It would have been on your hands, Joan.
Henry'i Cenevreye kadar takip ettim. Joan ve Arthur için.
I tracked Henry to Geneva for Joan and Arthur.
Joan ve Arthur hayatta olduğumu biliyor mu?
Do Joan and Arthur know I'm alive?
- Joan...
- Joan- -
Joan!
Joan!
Joan Campbell.
Joan Campbell.
Joan, Helen öldü.
Joan, Helen's dead.
- Ve bende Joan Levittown kuyumculuktan.
- And I am Joan, from Levittown Gold and Gems.
Joan, burada ne arıyorsun?
Joan, what are you doing here?
- Ben, Joan.
It's Joan.
Joan, bir ajanın gruba kabul edilmesi için protokel nedir?
Joan, what's the protocol for a spy coming in from the cold?
Teşekkürler, Joan.
Thanks, Joan.
Joan orada bir ekipman kullanabileceğinizi düşünüyor.
Joan thought you could use a tech out there.
Ama Joan'la sana mahkemede yasaklama emri çıkartıyor.
But he's down at court slapping you and joan With a restraining order.
- Joan?
- Joan?
Çoktan Joan'a yolladim
Already sent it to Joan.
Joan'da söylemedi.
Neither did Joan.
Joan.
Joan.
Joan?
Joan?
Joan, Oliver Li bizimle birlikte ve uçağa doğru gidiyoruz.
Joan, we've got Oliver Li, and we're headed to the plane now.
Henry, Arthur ile Joan'ı hedef almış.
Henry put a hit out on Arthur and Joan.
Joan iyiymiş.
Joan's okay.
Henry, Arthur ve Joan'ı öldürmeye çalıştı.
Henry put out a hit on Arthur and Joan.
Joan hastahaneden aradı.
Joan called from the hospital.
Teo, Helen, Arthur ve Joan'ın üstüne gittin.
You went after Teo, Helen, Arthur, and Joan.
Joan ve Arthur Campbell'a yapılan bu saldırı nedeniyle Müdür, acil durum ekibi kurmamızı istedi ve eski müdür Henry Wilcox ile ilgilenmemiz için.
With the attempts on the lives of Joan and Arthur Campbell, the DCI has asked me to convene a response team of senior staff to deal with the Henry Wilcox threat.
Joan'ın, Henry'nin hareketlerine bir açıklık getirebileceğini düşündüm. Bu yüzden onu çağırdım.
I thought Joan could help shed some light on Henry's actions, so I called her in.
Seni temin ederim Joan, biz de bunun için uğraşıyoruz.
Rest assured, Joan, we're into this.
Joan ve Arthur'un peşine düştün.
You went after Joan and Arthur.
Peki ya Joan Campbell?
What about Joan Campbell?
- Joan...
- Well, Joan- -
Joan orda bile değildi.
She wasn't even there.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]