Josefine translate English
130 parallel translation
Josefine. Bonjour, Josefine.
Ah, Josefine.
Ayağa kalkmadığım için kusura bakmayın, fakat Josefine'in rahatı kaçmamalı.
Excuse me for not getting up, but Josefine cannot be disturbed.
... Josefine için heyecan verici bir gün... Bu harika daha önce radyo çekmiyordu, şimdi çekiyor!
Radio signals at last, and then it's this crap!
Josefine, Hanne ve Squeaky'i aradınız.
You've reached Josephine, Hanne and Squeaky.
Josefine ile konuşmak istiyorum.
I want to talk to Josephine.
- Josefine.
- Josephine.
- Kaç yaşında peki bu Josefine?
- How old is Josephine supposed to be?
Hey Josefine.
Hey Josephine.
- Josefine?
- Josephine?
Bu da Josefine.
And here we have Josephine.
- Hayır, bu Josefine.
- No, that's Josefine.
Josefine Lorentz.
Josefine Lorentz...
Ben Josefine Lorentz.
I'm Josefine Lorentz.
Josefine Lorentz.
Josefine Lorentz.
Ve Josefine.
And Josefine...
Josefine.
Josefine...
Ben de öğrenmek istiyorum, Josefine.
Yes, I'd like to know too, Josefine.
Ne oldu, Josefine?
Josefine, what's up?
Josefine Lorentz'i neden seçtim?
Why did I cast Josefine Lorentz?
İsmim Josefine Lorentz ve senin komşunum.
My name's Josefine Lorentz and I'm your neighbour.
Bi ara gelip Josefine veda et.
You can come forward now to say goodbye to Josefin.
- Ve Josefine.
- And Josefine.
Josefine?
Josefine?
Josefine'e yoğunlaşalım o zaman.
Let's concentrate on Josefine than.
- Ben de Josefine için Emma'yı riske attım.
I risked Emma for Josefine.
Avantajın onda olduğunu düşünürse Josefine'e zarar vermez.
If she thinks she has the upper hand she does not hurt Josefine.
Josefine, Gerda'nın elinde ve şirket artık onun kontrolünde.
Gerda has Josefine, and the company now stands on her.
Sen Josefine'le ilgilen şimdi.
Take care of Josefine now.
- Josefine nerede?
Where is Josefine?
Nicklas, sen Josefine'i aldığın zaman beni vurdu.
Nicklas shot me when you took Josefine.
Josefine'i, Eva'nın evinde bulduğunda orada ne işin vardı?
When you found Josefine at Eva, what were you doing there anyway?
Josefine'e yardım etmelisin!
You must help Josefine!
İçmelisin, Josefine.
You must drink, Josefine.
İç, Josefine!
Drink, Josefine!
Nicklas, Josefine'e yardımcı olabilecek biri var, anlıyor musun?
Nicklas, there is someone that can help Josefine, you understand?
Kaybolmadan önce Josefine düşürmüştü.
A Josefine fell before disappearing.
Josefine.
Josefine.
- Josefine'indi.
- It was Josefine's.
Josefine'in boğulduğuna inanmayan az kişiden biriydin.
You were one of the few who didn't believe that Josefine drowned.
Josefine'in elbisesi mi?
The dress of Josefine?
- Babam, Josefine'i niye kaçırsın ki?
- Why Dad would take Josefine?
- Josefine'e ne yaptın?
- What have you done to Josefine?
Josefine'e ne yaptın?
What have you done to Josefine?
Josefine hakkında bir şey söyledi mi?
Did he say anything about Josefine?
Ben, Anton'u kaçıranı bulmak istiyorum, sen, Josefine'i kaçıranı bulmak istiyorsun.
I want to find who took Anton, you want to find who took Josefine.
Annen artık burada, Josefine.
Mom is here now, Josefine.
Babam şarkıyı bana söylüyordu ve ben de Josefine'e.
Dad sang it for me and I to Josefine.
- Bu ninniyi sadece ben ve Josefine biliyoruz!
Just me and Josefine know that lullaby!
Josefine ortaya çıktıktan bir gün sonra...
The day after Josefine appeared...
( Bonjour = Fransızca "merhaba" demek )
Bonjour, Josefine.
O, Josefine değil.
She's not Josefine.