Judson translate English
244 parallel translation
Adımı bilmediğiniz için sevgili bayan diyorsanız, söyleyeyim, adım Judson.
If you're calling me a good woman cos you don't know my name, it's Judson.
Merhaba Bayan Judson.
Good afternoon, Mrs Judson.
Kocam Bay Judson.
Mr Judson.
Niye şaşırdığınızı anlamıyorum Bayan Judson.
I don't see why you should say surprising, Mrs Judson.
Yemek yapmaktan aldığım derin hazzı tarif etmek çok zor Bayan Judson.
Ah, Mrs Judson, it would be difficult to describe the intense satisfaction I have always derived from cooking.
Hiçbir şey beni daha mutlu edemez Bayan Judson.
Nothing would give me greater pleasure, Mrs Judson.
Ayrıca bu sadece... birinin hayatına çeki düzen vermekle değil, alışkanlık ve sadakatle de ilgili. Ve sanırım dilersen buna gelenek de diyebilirsin.
And I'd have you know, Mrs Judson, that it isn't just keeping a man buttoned up, it's heredity and loyalty, and I suppose you could call it habit if you wanted to.
Bay Judson'ın topluma karşı tek suçları âşık olmak olan bu kadın ve erkek karakterlerini karalamasını duymak beni şaşırttı.
I was shocked and surprised to hear Mr. Judson blacken the characters of a man and a woman... whose only offence to society is that they happened to fall in love.
çavuş Judson...
Sergeant Judson?
" çavuş James R. Judson'un...
" Still no clue...
"bıçaklanarak öldürülmesinde hala ipucu yok."
"... in the fatal stabbing of Staff Sergeant James R. Judson. "
Judson Mr. Vintom'un bavulunu taşıyabilir.
Judson can carry Mr. Vinton's bag in.
" Adı Nancy Judson'du,
" Her name was Nancy Judson,
Şimdi, bak, Bay Judson, ben sadece karınızı eve getirdim, hepsi bu.
Now, look, Mr. Judson, I just took your wife home, that's all.
Silah Bay Judson'ın adına kayıtlı idi.
The gun was registered in Mrs. Judson's name.
" Benim Nancy Judson'la birlikte olduğumu fark etti.
" She had noticed me with Nancy Judson.
" ben Mona Cartairs'i öldürdüm, tıpkı Judson'ı öldürdüğüm gibi.
" I killed Mona Carstairs just as I killed the Judsons.
İyi akşamlar Judson.
Good afternoon, Judson.
Evet Judson.
Yes, Judson.
- Teşekkür ederim Judson.
- Thank you, Judson.
Emily, Judson'ı doktor çağırması için yolluyor.
Emily sends Judson to fetch a doctor.
Teşekkür ederim Judson.
Thank you, Judson.
Kurbağa lütfen, Judson.
Frog, please, Judson.
Oh, evet Judson.
Oh, yes, Judson.
Judson, bana galvenik pili getir.
Judson, help me with the galvanic battery.
Judson, pili taşımama yardım et.
Judson, help me with the battery.
Öyleyse neden Judson'ı benim için gönderdin?
Then why did you send Judson for me?
Gidelim Judson.
Now, come along, Judson.
Judson, niye bu kadar garip davranıyorsun?
Judson, why are you behaving so oddly?
Judson Pratt.
Judson Pratt.
Sen misin, Judson.
Oh, it's only you, Judson.
Onbaşı Judson albaya yine üç kasa anfetamin hapının kaybolduğunu bildirmiştir.
Corporal Judson has informed the colonel's office that three cases of amphetamine sulphate are unaccounted for again.
- O, Onbaşı Judson değil mi?
- lsn't that Corporal Judson?
Judson defans oyuncusu!
Judson's a lineman!
Judson koşamaz!
Judson can't run!
Tanrı aşkına, Judson, ne yapıyorsun?
For ctying out loud, Judson, what're you doin'?
Judson, bırak onu.
Judson, get off of him.
Judson, gebert onu!
Judson, kill him!
Çirkin John. Sen misin, Judson.
- I guess I'd say bon voyage.
Onbaşı Judson albaya yine üç kasa anfetamin hapının kaybolduğunu bildirmiştir.
Then what happened? Then I went back toward the front of the bus. What happened next?
- O, Onbaşı Judson değil mi? Judson defans oyuncusu!
[All Murmuring]
Tanrı aşkına, Judson, ne yapıyorsun?
I planned something, but it kind of fell through. - I guess you notice Soon-Lee isn't here tonight.
- Chico, Teğmen Judson'ı çağır.
- Chico, get Lt. Judson down here.
- Judson, Maddox, Skidmore.
- Judson, Maddox, Skidmore.
Çavuş Judson?
Sergeant Judson?
- Bayan Judson, her şey yolunda.
- Mrs. Judson, it's quite all right.
- Judson, bana mesaj varmı?
- Judson, you got messages for me?
Şişko Judson.
Fatso Judson.
Ne var Judson?
What is it, Judson?
Judson, bırak onu.
Bye!
Judson?
Judson?