Kadınların translate English
12,119 parallel translation
Canvas Kasabası'na yerleştiğimde kadınları doğum yapmaya hazır erkeklerin ya da kendileri için beni arayan kadınların bana uğraması bir dakikayı bulmamıştı.
When I got settled in Canvas Town, barely a minute had passed before I was called upon by men whose women were ready to give birth, or by women who sought me out themselves.
Bence Açık Fikirler suçluluk hissini azalttı ve kadınların yoğun ilgisi de dürtülerini geçerli kıldı.
I think the guilt he's felt has been alleviated by "Bare Reflections" and the intense female interest in it has justified his impulses.
Sana ve annene olanlar. Baraj taşması. Kadınların midesini yiyen bir delinin ortalıkta dolaşması.
What happened to you, your mother, the flood, this lunatic running around eating women's stomachs.
Yani oraya o hayat kadınlarını götüren de sensin?
So you were the one who brought all the prostitutes?
Kadınların en mübareği sensin ve mübarektir senin evladın İsa.
Blessed art thou among women, and blessed is the fruit of thy womb, Jesus.
Çocuk sahibi olamayan kadınların olduğu bir cemaat.
With Women who cannot bear children.
Çocuk istemeyen ve doğan çocuklarını çöpe atmak isteyen kadınların olduğu bir cemaat?
With girls who don't want their children and want to throw them in the trash'?
Çarpık adalet duygusuna bakılırsa kendini bu kadınların koruyucusu gibi görüyor.
Given his warped sense of justice, he may see himself as a protector of these women.
Dayak yiyen kadınların gittikleri yerlere de bakın. Grup evleri, sığınma evleri, yasal oturumlar gibi.
Take a look at locations battered women frequent- - group homes, women's shelters, legal hearings.
Kadınların çığlıkları.
Their screams.
Kadınların bana verdiği notlarla ne yapmam gerekiyor?
What do I do with the notes the women give me?
Bu savaş, bütün kadınların, çocukların, erkeklerin kaderini belirleyecek.
It'll determine the fate of every man, woman and child.
Başka kadınların isimlerini söylerken benimle sevişmene nasıl izin verdim ben?
How did I ever let you make love to me while you sang other women's names?
Satış elemanı kadınların işini yaptığını görmeliyim.
I have to see the super saleswomen do their job.
Bütün o cesetlerin, o güzel püriten adamların ve kadınların, dua edilmeden ya da cenaze seremonisi olmadan, suçlular ve köleler gibi uçurumdan aşağı atılmasını sen mi emrettin?
Did you order that all bodies... Puritan, good men and good women... Be dumped into the crags like slaves and common criminals without the benefit of prayer or service?
- Kadınların göğüslerini seviyorsun, değil mi?
- You like women's breasts, don't you?
O yoldan gidersen kadınların değil, annenin göğüslerine gidersin.
Going down that path will lead you back to your mom's breast, not to other women's.
Kadınların bir taraflarını gizli tuttukları günleri özledim.
It makes me long for the days when women kept their rear ends tucked away.
40 yaşından genç tüm kadınların vücudu aynı fabrikadan çıkmış gibi duruyor,... ki öyleler zaten.
Every female body under 40 looks like they bought it from the same catalog, which they did.
Kadınların, erkeklerin yaptıkları işle anıldıklarını anlamaları zor.
It can be hard for women to understand that a man is what he does,
1973'ten beri yargıtay kadınların tercih hakkını görüyor.
The Supreme Court has upheld a woman's right to choose since 1973.
Televizyonlarda o kadınların yüzünü görmek zorunda kalıyor ve onları onun yüzünden öldürdüğünü biliyor.
See, that way, she'd have to see their faces on the news and know that you're out there killing them because of her.
... Şey... bazı kadınların işlerini elinde için bazı şeyler yapmak zorunda olduklarını.
That... some of the women have had to do things to keep their jobs.
Ebedi Orman. İçinde, erkeklerin ve kadınların neşe, basitlik ve gerçek doğalarını bulabilecekleri bir yer.
The eternal forest within which men and women find joy, simplicity, their true nature.
Türk kadınlarının DNA'larına kodlanmış evlilik saplantısı bizim evde ne yazık ki biraz daha yoğun yaşanıyor.
Obsession with marriage is in the DNA of Turkish women. I'm afraid that's truer than ever in our house.
Bu ailenin kadınlarının gizli börek tarifi bu, değil mi?
That's the secret pie recipe of the women of this family, right?
Kadınların müzik setlerini yardımsız kuracak kadar zeki olmadığını mı ima ediyorsun?
The implication being that women aren't smart enough to hook up stereos themselves?
Kadınların ihtiyaçları vardır Doktor!
A woman has needs, doctor.
Bazı erkekler kadınların yanında savunmasız hissedebilir.
Well, some men can feel a little bit vulnerable around women.
Orası da kadınların beni yargıladığı dalga geçtiği başka bir yer.
Another room where women take turns judging me, ridiculing me.
Ancak kadınların o özel zamanı geldiğinde kız kardeşleri bir miktar asabileşmeye başladı.
Although the sisterly space became a little tense when their special lady seasons synced.
Aksi hâlde bu kadınların hiçbiri seni bir daha golf oynamaya davet etmeyecekler.
Look, will you forget the ball? Or none of these women are ever going to invite you to play golf again.
Ve yalnız kadınların oy verenlere daha az çekici geldiği kanıtlandı.
And single women have proven to be less appealing to voters.
Daha önce ciddi bir ilişki yaşadığım kadınların aileleriyle hiç yemeğe çıkmadım.
I've just... I've just never had dinner with the parents of a woman I'm seriously involved with.
Bu erkeksi özelliklerle kadınların gözdesi olmalısınız.
Hot-blooded. Need the help of the wind.
Yani bir sonraki adım adamımızın kadınların yeni boşandıklarını nereden öğrendiğini bulmak.
So, the next step is figuring out how our guy knows that they're all recently divorced.
Bu ülkedeki kadınların hemen hepsi düz ayakkabı giyiyor.
And in this country almost all the beautiful women in sneakers.
- Cece'ye tüm kadınların...
You told Cece you think all women...
Şatolar zamanında kadınların memelerinin olduğunu kim bilebilirdi ki?
Who knew they had nipples in castle times?
"Müslüman ahlâkına uygun örtülü olmalı." "Erkekler ve kadınlar arasında temas olmamalı." " Anlam giydirmekten kaçının.
Respect for the Islamic headscarf, no contact between men and women, avoid sordid realism, avoid violence, avoid the use of a tie for good guys.
Şüpheli yansıtıcı bir cezalandırıcı, yani kendilerini koruyamadığını düşündüğü kadınları hedef alıyor.
This unsub is a projecting punisher, which means he's victimizing women he believes in one way or another haven't stood up for themselves.
Kocanın bütün anahtar elemanlarını zorla çıkartıp onların yerine kadınları aldın.
You forced all of your husband's key lieutenants out and replaced them with women.
Ve Felix, haklısın, belki de konu kadınlar olunca biraz daha pimpirikli olmalıyım.
Maybe I should be more discerning when it comes to women!
Değerlerimizin kutsallığını bozuyor, kadınlarımızı çalıyor ve Kaplan Pençesi'nde kurmak için çok uğraştığımız etik kuralları hiç sayıyorlar!
They're desecrating our values, stealing our women... and putting into peril the code of honor that we at Tigerclaw have worked so hard to establish!
Senin kadınlar ve çocuklar evsiz ve korkmuş bıraktı Bir adam, işaretsiz mezarlara ve kardeşleri senin evlatlarını harbe gönderen senin tarım alanları yanmış, ashes- - için aziz Nawiliwili azaltılmış bir adam, bir tiran,
One man sent your sons and brothers to unmarked graves, your women and children left homeless and afraid, burnt your farmlands, reduced your cherished homesteads to ashes- - one man, a tyrant,
O kadar nefret dolu ki annenin seni terk etmesinin acısını o kadınları öldürerek ona geri yüklemeye çalışıyorsun.
So much hate towards your mother for abandoning you that you kill these women to get back at her.
Zamanında Gretchen'a benzeyen sarışın kadınları avlamak daha iyi.
Better to hunt blond women who look like Gretchen once did.
Onları yüzerken buldum, silahlarını nehir kenarına atmışlar gülüyorlar, şarkı söylüyorlardı. Köylerimize bomba yağdırdıktan kadınlarımızı kirlettikten, bebeklerimizi katlettikten hemen sonra.
I found them swimming, their guns on the riverbank, laughing, singing, after dropping bombs on our villages, desecrating our women, killing our babies.
Kadınların önüme atlamaları...
Women throwing themselves at me.
Bütün bu insanların evinde benim fotoğrafım var. Kadınlar, erkekler, siyahiler, beyazlar.
I am going home with all these people- - men, women, black, white.
Kadınlar operasyonların dışındaydılar.
The women stayed out of the operations.