Kalan translate English
37,475 parallel translation
En kötüsü de, bu filmi yaptılar ve kitabımdan kalan tek şey ismiydi.
The worst part is that they did make the movie and the only thing left of my book was the title.
Ya da ormanda, ailesinden yeteri kadar uzak kalan bir ev hanımı.
Or a housewife out in the woods apart from her family just long enough.
Şef baksana. Dünden kalan mallar var.
Hey, Chief, we still have another load from yesterday.
ORIGAE-6 KALAN SÜRE : 7 YIL, 4 AY
ORIGAE-6 7 YEARS, 4 MONTHS
Geminin şu anki yapısal bütünlüğü % 83'te fakat devre dışı kalan bir sürü ikincil sistem bulunmakta.
The current structural integrity of the ship is holding at 83 %... but we have many secondary systems that are offline.
Luis, burada, sadece bir kelime var. 50 km geri kalan bir tekne var İki Amerikalı kadın arıyorlardı.
Luis, here, just got word that there's a boat 50 klicks back looking for two American women.
O bir hatıra. Ondan kalan tek şey
It's all I have left of her,
Geriye kalan Şirinlere ne dersin?
How about the rest of the Smurfs?
Geri kalanını şeytanlardan nasıl alacağımı bana gösterdi.
It told me how to get the Demons Three to bring the rest of it to Earth.
Savaşın geri kalanında görüşemezsek kendine iyi bak.
Hey, if I don't see you for the rest of the war, be safe.
Hayır, bu memlekete özgü, hakiki kalan son adamlardan biriyim.
No, I'm like one of the last indigenous guys around here.
Hayatının geri kalanında ne olmak istiyorsun Cogsworth?
What do you want to be for the rest of your life, Cogsworth?
Çünkü eğer söylemezsen sana yemin ederim ki hayatının geri kalanında soğuk çay içeceksin!
Because if you don't... I promise you'll be drinking cold tea for the rest of your days!
Eğer paramı almazsan, Eğer karımın ve çocuğumun yerini söylemezsen, Geride kalan kısa, sefil ve acınası hayatına omuzlarınla bakmak zorunda kalacaksın çünkü ellerimle kafatasını ikiye ayıracağım anladın mı?
If you don't take my money if you don't tell me where my wife and my child are you're gonna be looking over your shoulder for the rest of your short, agonizing miserable life, because I'm gonna take your face and break it in half with my fucking hands, you understand me?
Aksi taktirde hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin.
Otherwise you're gonna spend the rest of your life running.
Cebimde yirmi dolar var, ayakta kalan berduşa vereceğim.
I've got twenty bucks in my pocket, to the last bum standing.
Altı ay boyunca, hiç sorun çıkmadan, hiç bahane yaratmadan çalışırsan borcunun kalanını sana ödünç vereceğim.
If you do well, no problems or excuses for six months, I will lend you the part of the debt that you do not cover with labor.
Hayatımın geri kalanında ne yapacağım?
What do I do the rest of my life?
Pişmanlıklarıyla yaşayacak Tıpkı geri kalanımız gibi.
He'll live with his regrets just like the rest of us.
Ve ikinci bölüm, dünyanın geri kalanına ne olacak?
And second part, what's gonna happen to the rest of the world?
Dünyanın geri kalanı güzel olacak.
The rest of the world will be fine.
Çocuklardan sağ kalan oldu mu, emin değilim.
I am not sure if any other children survived.
1,000 Dolar ve geçen seneki diz ameliyatımdan kalan 50 gram tıbbi marihuana.
$ 1,000 and two ounces of medical marijuana from my knee surgery last year.
Enerji transferi hala devam ediyor. Kalan süre 50 dakika. Ve giderek yaklaşıyor.
The energy transfer is still continuing. 50 minutes left.
Tek yapman gereken sıranızı koymanız ve geri kalanını da yapmanızdır.
All you gotta do is put in your order, and it does the rest.
Kalan aşağı hafifçe kavurun.
Stay down, light roast.
Geri kalanı da on yıl içinde öderseniz.
And the rest in ten years
Geri kalanını cukkaladın mı?
Have you swallowed the rest?
Sezar önderliğindeki yeni maymun medeniyetinin ŞAFAK VAKTİ'nde ise hayatta kalan insanlar, maymunlarla bir arada yaşamakta zorluk çekti.
With the DAWN of a new ape civilization led by Caesar, the surviving humans struggled to coexist.
İnsanlar, Birleşik Devletler Ordusundan geri kalan askerlerin toplandığı yer olan Kuzeydeki bir üsse imdat çağrısında bulundu.
The humans sent a distress call to a military base in the North, where all that remained of the U.S. Army was gathered.
Ama kalanımız da yarın gidecek.
But the rest of us are going tomorrow.
Sana kalan yemeklerden ısıtayım.
I'll fix you some leftovers.
Şimdi burada karşında oturuyorum ve seninle evlenmek istiyorum. Ayrıca hayatımın geri kalanını Julia şunu söyledi, Tessa bunu söyledi diyerek geçirmek istemiyorum.
And I am sitting here, across from you, and I wanna marry you and I really don't wanna spend the rest of my life playing "she said, she said."
Ona ne yaptığını söyle hemen söyle ve hayatının kalanını hapishanede geçirme!
You tell him what you did right now and you will not spend the rest of your life in jail!
Hayatta kalan tek kişi sensin, bu yüzden seni istiyor olmalı ve Thatcher büstünü ararken halihazırda cinayet işledi bile.
You're the only other survivor, it must be you that he wants, and he's already killed looking for the Thatcher bust.
Yarım kalan işlerden hoşlanmam.
I don't like loose ends.
Hayatta kalan tek kişi benim sanıyordum.
I thought I was the only one who got out.
Hayatta kalan son araba kazanır 3.Kuralsa küfür yasak!
Last cars standing wins and rule number three :
Hayatımızın geri kalanında hak ve dava talep ediyoruz!
Claiming rights and lawsuits for the rest of our lives!
Hayatta kalan tek mirasçı sen olduğun için... geriye kalanlarla ilgili konuşulması gereken... önemli konular var.
Since you are his only surviving heir, there are important details that need to be discussed concerning the estate.
Baban ve geriye kalan herkes için de.
Same as your dad and Amy and everybody else.
Kendi ölümün, geri kalan herkesin başına gelen bir şeydir.
Your own death is something that happens to everybody else.
Sherrinford, dünyanın geri kalanını içinde barındırdıklarından korumak için inşa edilmiş bir kale.
It is a fortress, built to keep the rest of the world safe from what is inside it.
- Hayatımın geri kalanında kendime bunu söyleyeceğim.
I'll spend the rest of my life telling myself that.
Geriye kalan hiçbir şey işe yaramadığında pejmürde bir dairede tartışan iki adam olacak. Sanki hep oradalarmış ve hep orada olacaklarmış gibi.
When all else fails, there are two men sitting arguing in a scruffy flat like they've always been there, and they always will.
Sonsuza dek yavru kalan bir yavru.
A puppy that stays a puppy forever.
Sonsuza dek yavru kalan bir yavru köpek.
A puppy that stays a puppy forever.
Hayatının geri kalan günlerini Xandar'da bir hapishanede bunu yapabilmiş olmayı dileyerek geçireceksin.
You're gonna live out the rest of your days in a prison on Xandar... wishing you could.
Ki elimizde kalan tek fikir bu.
Which is the only kind of idea we have left.
Beni bu duvarın, biri hariç her parçasını çıkarırken gördünüz. Ve duvarı işaret ederek şöyle diyorum : "İşte, geriye kalan şey bu."
And you've seen me brush every single atom from this wall except for that one atom, and I point to it, and I say, "There, that's what's left."
Şu tarih öncesinden kalan Chrysler motorlarından vardır.
Their machines are old.