English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kalkın

Kalkın translate English

7,539 parallel translation
Tamam çocuklar, hadi kalkın lütfen.
Okay, guys, get up, please.
- Hadi. Kalkın.
- Come on.
Arzuların şaha kalkınca bil ki, mutlaka gerçekleşecektir.
If your desires have awakened too " ... then fulfill them.
- Kalkın bayan, kalkın.
Come up, lady. Come up.
Ayağa kalkın hadi genç hanım.
Up ye come, lassie.
- Bayım kalkın.
Get up, mister!
Kalkın, gidin.
Go on and just get out.
Şimdi kalkın.
Now stand.
Kalkın.
Step up.
Kalkın.
Get up.
Kalkın!
Rise!
- Ayağa kalkın lütfen.
Stand up, please.
- Kalkın lütfen.
Stand up, please.
- Bay Hughes ayağa kalkın.
~ Mr Hughes, stand up.
Beyfendi, kalkın.
Sir, stand up.
Kalkın, kalkın!
Move, move, move!
Kalkın!
Get them up!
- Hadi, hadi kalkın!
~ Come on, come on, up!
Pekala! Kalkın bakalım!
All right, on your feet!
- Ayaklanın, hemen kalkın. - Kalk!
~ On your feet, on your feet now. ~ Get up!
Bütün dünya, şaşkınlık içinde ülkemizin kalkınma hızını ve olağanüstü gelişme başarısını izliyor.
The whole world is watching, astonished by the achievements and rapid progress of our country.
Hadi millet. Kalkın.
Come on, people.
Thomas ve Martha Wayne'in beklenmedik ve trajik ölümlerinden önce Arkham'ın gecekondularla dolu kentini ortadan kaldırıp yerine gelişen kalkınma planı dahilinde zor durumda olan vatandaşlarına yeni uygun fiyata satın alabileceği evleri inşa etme amaçları vardı.
Now, before their untimely and tragic deaths, Thomas and Martha Wayne had a plan for their city, a progressive development plan that would raze Arkham's shanty towns and, in its place, build new, affordable housing... for Gotham's less fortunate.
Lütfen ayağa kalkın.
Please stand.
Nasıl bir işe kalkıştığınızın farkıdasınızdır umarım!
All of us? I wonder if you know what you're taking on!
Bir kalkış yarışında galip gelmek için ihtiyacınız olan tek şey bol beygir gücü olan muhteşem bir arabadır deli gibi hızlanmasıdır ve mükemmel bir tepki süresidir.
What you need to win a drag race is a great car with a lot of horsepower... Insanely quick acceleration... And a perfect reaction time.
Profesyonel seviyeli kalkış yarışına giriş yapıldı. Yarın gerçekleşecek.
"You've been entered in a professional-level drag race, taking place tomorrow..."
Işıklı kalkış şeridindeyken, erken çıkış yaparsan, kırmızı ışık alacaksın. Ve süren sayılmayacak.
When you're at a drag strip with a pro tree, if you leave early, you're gonna get a red light and your time won't count.
Kalkış yarışı kazandın mı?
"Did you win the drag race?"
Kalkış yarışınada her şey ışık hızında tepki süresidir. Bir keskin nişancının dikkatine ve son derece büyük öküz testislerine sahip olunmalıdır.
Drag racing is all about lightning-fast reaction times, having the focus of a sniper, and the testicles of an extremely large bull.
Tanner ve ben Florida'daki ünlü Gatornationals pistindeki gerçek bir kalkış yarışında yüzleşiyorduk. Üçlü etabın ilkini yapmak üzereydik.
Tanner and I were facing off in a real drag race at the famous Gatornationals in Florida, and we were about to take our first run of three.
Tamam ama herşeyden önce arabalarının içinde 60.000 tane sinekle kalkış yarışı eğitimleri yok en azından.
Okay, first of all, no drag racer trains with 60,000 flies in their car.
Ayaklarının üstüne kalk, Leo.
- [Groaning] Get on your feet, Leo.
Dünyanın en zor işlerinden biri olan açık yolda 40 ton kereste taşıma işine kalkışırken kocaman tırları kullanma becerilerimizi benzersiz bir teste tabi tutuyoruz.
We put our big rig driving skills to the ultimate test as we attempt one of the most dangerous jobs in the world hauling over 40 tons of timber down the open road.
Lütfen kalkışa hazırlanın.
Please prepare for take-off.'
Bu düğme bastığında senin çağırdığını bileceğim seni nerede bulabileceğimi bileceğim, kalkıp direkt sana geleceğim.
You press this button and I'm gonna know it's you, I'm gonna know how to find you, And I'm gonna come straight away.
Denemeye kalkışacak kadar salaksın ve biz gidiyoruz.
You're dumb enough to try, and we're leaving.
Kalkıyorum, beni vurmayın lütfen.
Okay, I'm sitting up, so don't... don't shoot me, please.
Treniniz yarın kalkıyor, tüm masraflar ödendi.
Your train leaves tomorrow, all expenses paid.
Dünyanın en güçlü ordusunu dolandırmaya kalkışmak kimin fikriydi?
Whose idea to try and dupe the most powerful army in the world?
Lisa, ağırlığın altındayken saat 8 : 30'da gelmesini istiyor, bu yüzden kalk yataktan.
Lisa wants us at the weigh-in by 8 : 30, so get out of bed.
Büyük ihtimalle boyundan büyük işlere kalkışan dolandırıcının tekidir.
He's probably just some con artist who's in over his head.
Çaba harcadığını anlamalılar. Öyle yataktan kalkıp dünkü takımın içine yeni bir gömlekle gelmediğini.
They need to feel like you've made an effort, that you didn't just roll out of bed and throw on yesterday's suit with a new shirt.
Hangi aklını kaçırmış bu krallığı devirmeye kalkışır ki?
What kind of crazy person would try to overthrow this kingdom?
Her sabah yatağınızdan kalkıp, iki ayağınızı yere koyup kalkıyorsunuz.
Every morning, you get out of bed, put two feet on the ground, and stand up...
bende onlara katılıyorum madem onlara katılacaktın neden o kadar tatavaya kalkıştın adamı alıp getirmemi bu kadar ilerlememi neden istedin hem sen kendin söyledin adli tıp raporunda da o olduğu doğrulandı
I agree with him. If you agree with him, what the hell was that all about coming down to my precinct? !
Canlı yaratıklar, lütfen kalkış için hazırlanın.
Sentients, please prepare for takeoff.
Kızın mekânına gittiklerinde ve bir şeylere kalkıştıklarında ki neyse o kalkıştıkları onun gözlerinden izlemeye devam ettin mi?
When they went back to hers and got up to whatever they got up to... did you carry on watching through his eyes?
Kalk dedim sana, bu kocamın en sevdiği sandalye!
Go on and get out of there! That's my husband's favorite chair!
Boyundan büyük bir işe kalkışmıştın.
You were in over your head.
Kalkın hadi.
Yo, let's get up.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]