Karmakarışık translate English
868 parallel translation
Gökyüzü benim için karmakarışık.
That's nothing but an impossible dream for me.
Kafan karmakarışık, psikolojin yok.
"Your mind is chaotic. You have no psychology."
Çok mütevazisin, onun kafası karmakarışık.
You're so modest, he of the confused genius.
Kafam karmakarışık.
I'm all mixed up.
Son iki aydır tüm hayatım karmakarışık.
My entire life has been in complete confusion for the last two months.
Kafam karmakarışık.
My mind's in a whirl.
Seninse tüm yaptığın güzelim odayı karmakarışık etmek.
All you're doing is messing up this lovely room.
Kafamız karmakarışık.
We've been all mixed up.
- Kafam karmakarışık.
- My head's mixed-up.
- Hayat, karmakarışık.
- Life's complicated.
Bu kart fihristi karmakarışık.
This card index file is an awful mess.
Kafam karmakarışık.
I mean, could... Listen to me, Oddly, I'm all mixed up.
Her şeyi karmakarışık anlattın.
But you got it all balled up.
Verecekleri karar konusunda kafamın karmakarışık olduğunu itiraf etmeliyim.
I must confess to feeling quite intrigued as to their decision.
- Karmakarışık bir hikâye.
- It's a messy story.
Eğer böyle karmakarışık konuşmasaydın Trelawney, seni daha iyi anlayabilirdik.
If you weren't so confounded exclamatory, Trelawney, we might understand you better.
Bir an düzgün, hemen ardından karmakarışık.
Real steady one minute, and all mixed up the next.
Kafam karmakarışık.
All confused.
Senin kafan rahat, benimkisi ise hep karmakarışık.
You're so clear-headed. I'm always in a muddle.
- Kafam karmakarışık!
- I am confused!
Karmakarışık.
It's all jumbled.
Çılgın, karmakarışık bir karakter.
Crazy, mixed up character.
Herşeyi karmakarışık ettiğim için üzgünüm.
I wanted to say sorry for messing things up.
"Her şeyi karmakarışık yap, sonunda hepsi yerli yerine oturur."
"Dig this crazy, mixed-up plumbing."
Bazen çok tatlı, bazen de karmakarışık olman ne acı.
It's a pity you are so sweet in one end, and so muddled in the other.
Şu karmakarışık ve basit giysini giydiğin zamanlarda... senin için çok üzülüyordum.
I felt so sorry for you when you were wearing that little cloth thing. No wonder you were mixed up.
Bu karmakarışık olaylar içinde, garip bir mantık fark ettim.
In this jumble of events, I seemed to discern an extraordinary logic.
- Bir görsen, ev karmakarışık!
- Home is such a mess!
Her şey karmakarışık.
Nothing but bedlam.
Burası biraz karmakarışık.
Things got a little out of control.
Ortalık karmakarışıktı.
There was confusion. There was chaos.
- Meleğim, ortalık karmakarışık!
- My angel, it's a mess!
Her şey karmakarışık oldu.
It was a shambles.
Mutlu olduk, ama bu mutluluk uzun sürmedi... Karmakarışık bir durumda, karşı karşıya bulduk kendimizi.
We were happy, but our happiness did not last... and we became two people, not one.
Karmakarışık bir oyun düzenlediler Michelle'le gittiğimde annesi başının ağrıdığını söyleyecek, beni eve getirmesinde sakınca olur mu diye soracak
They've got this whole complicated thing figured out, where I'm going to Michelle's and her mother will say she has a headache, would I mind if she took me home.
Her şey karmakarışık.
Everything complicated.
Bu en karmakarışık en mantıksız.
It's a most hodgepodge-ical most illogical
Sana şunu söyleyeyim dostum, bir sola biri sağa çekilirse, işler karmakarışık olur.
Let me tell you, my boy, if one pulled to the left and the other to the right, things would be in a mess.
Bazı beklentiler de onlarla birlikte, karmakarışık oldu.
Some hope with them all mixed-up like this.
- Bir hikaye - karmakarışık
- a story - all mixed up
- Bir hikaye - karmakarışık.
- a story - all mixed up
Saçımı karmakarışık ettin, seni sadist hayvan.
You made a shocking mess out of my hair, you sadistic brute.
Karmakarışık olduk.
Oh, Victor, I'm so mixed up.
Saygınlığı şereflendirmek için, tamamen sağır bir adamla ya da saçı başı karmakarışık bir ev hanımıyla bile yüzleşmek.
Even faced with a shaggy housewife or a stone-deaf old guy to honour the dignity of man.
Özel hayatım karmakarışık.
My private life's already in a mess.
Her şey karmakarışık.
Everything is in such a mess.
İçinde yaşadığımız kapalı ve küçük dünyamız karmakarışık ve tuzaklarla dolmuştu.
The closed little world we live in... became unsettled and full of snares.
Karmakarışık formüller çıkıyor, ama bunları ancak Solaris açıklayabilir.
Some garbled equations are coming out, but we need Solaris himself to explain them.
O her zaman birilerini kurtarmaya çalışıyor, basitçe........ beyni ve algıları karmakarışık, inanın gerçekten.
He's completely crazy, believe me.
İşler bozuluyor, işler karmakarışık ama bu iyi bir şey, ilk adım bu.
Things are breaking down, things are chaotic but that is good, that's the first step.
Hiç şüphe yok ki Robles, karmakarışık bir gizemle karşı karşıyayız.
There's no doubt Robles, we're looking at an indecipherable mystery.