Karşılığında translate English
9,213 parallel translation
Karşılığında bunu istiyorum.
This is what I want in return.
- Bak, karşılığında ne istiyorsun?
Look, what's the catch?
Kızının hayatını kurtarmam karşılığında Knox'a bombaları yerleştirttin.
You forced Knox to plant those bombs in exchange for saving his daughter's life.
Bir miktar nakit karşılığında şirket içindeki hakkımdan vazgeçerim.
I'll give up equity in the company for an influx of cash.
Her halükârda, Peter'dan bir şey istersem, karşılığında da o bir şey ister.
Anyway, I ask for something from Peter, he asks for something back.
Bu barış teklifinin karşılığında sizden bir şey istedi mi?
Did-did she want anything in return for this peace offering?
Ben de karşılığında embriyoları istedim.
I asked for the embryos in return.
Lütfen, sana yalvarıyorum çocuğun canını bağışla karşılığında benimkini alabilirsin.
Please. I beg you. Spare the child, and you may take my life in return.
Yani senin için bir şeyler yapmam karşılığında bana kendi paramdan ödeme yapıyorsun.
So you're paying me my own money to do something for you.
Birkaç adamını yakaladım diye karşılığında ailemi öldürdün.
I busted a couple of thugs, and as payback you killed my family.
Şimdi, Baba o damla istekli olduğunu düşünüyor Karşılığında doğru iyilik verilen.
Now, Father thinks she's willing to drop it given the right favors in return.
- Neyin karşılığında?
In exchange for what?
Anlaşma yapacak birine ihtiyaçları vardı. Şık ve zeki birine. Para karşılığında, etikleri görmezden gelebilecek bir Wall Street tipi.
They needed a deal maker, someone slick and smart, a Wall Street type that's willing to overlook ethics in exchange for a paycheck.
Hafifletilmiş ceza karşılığında Citadel'i indirmemize yardım edecek.
He's going to help us take down Citadel in exchange for a reduced sentence.
Bombanın yeri karşılığında bu elmasları Brunson'a götürmemiz lazım.
We're have to bring these diamonds to Brunson in exchange for the location of a bomb.
Biraz hoşgörü karşılığında örgütünün iç çalışmalarını anlatacaktı.
Describe the inner workings of his organization in exchange for some kind of leniency.
19.000 dolar karşılığında.
For... $ 19,000.
Tüm bunlar karşılığında alacağın para da...
All in exchange for...
Ben okul konusunda müzakere etmeye çalıştım ama o karşılığında ne yapıyor?
I tried to negotiate over school and that's what she does in return?
Tamam ama karşılığında onu düzenli asistanımmış gibi çok çalıştıracağım.
All right. But I'm going to work her hard like she's my regular assistant.
Bunun karşılığında siz de kimsenin hatalı olmadığını kabul ediyorsunuz.
And in return, you agree that no one is at fault.
Keşke karşılığında verebileceğim bir şey olsaydı.
Now I wish there was some way I could repay you.
Size saygı gösteriyorum ama siz karşılığında hiçbir şey yapmıyorsunuz.
I give you guys respect, and you give me nothing.
Ve karşılığında Mary tahttan feragat etmeyi kabul etti.
And in exchange, Mary agreed to give up her claim to my throne.
Ancak, Sizi kristalin bulunduğu bölgeye yönlendirebilirim ve siz de geminizin onarımı için gerekli olanı temin edersiniz... karşılığında teknisyeninizi istiyorum.
However, I could direct you to the location of a crystal and provide the repairs for your ship... in exchange for your technician. Huh?
Karşılığında para teklif etmişti.
He was offering her a cash advance in return.
- Bilgi karşılığında.
- In exchange for information.
Lacy senden avans para istedi sen de karşılığında ahlaksız bir teklif sundun.
Lacy asked you for a cash advance, and you asked her for a nasty quid pro quo!
Seks karşılığında para teklif ettin Rick.
You offered her cash for sex, Rick.
- Belirli bir ödeme karşılığında.
For a significant payday.
Ama karşılığında bir şey yapmak istiyoruz ve bu da sizin müvekkiliniz için Bay Barsetto. - Annesinin sergisini resmen kucaklamak için.
But we do want something in return, and that is for your client, Mr. Barsetto, to publicly embrace his mother's exhibit.
Karşılığında da sizden peşimi bırakmanızı isteyeceğim.
And in return, I would like to ask you to stop calling me.
On milyon dolar karşılığında satacağız onu.
We're gonna sell him for $ 10 million.
Kardeşin So Hyun'u ben kurtaracağım. Karşılığında hayalimi gerçekleştir.
I will save your sister So Hyeon, but in return, make my dream come true.
Yıllardır Orta Doğu'ya karşı yaptırımları sonlandırabilecek ve karşılığında nükleer program hususunda düzenlemeler getirecek tarihi bir anlaşma bu.
An historic accord which would end decades of sanctions against the middle east nation in exchange for regulations on its nuclear program.
Yaşın ve daha önce sabıka kaydın olmaması sebebiyle Narkotik suçlamaları kabul etmen karşılığında şartlı tahliye vermek istiyor.
Now, because of your age and the fact that you have no prior record, the DA is willing to give you probation in exchange for a guilty plea.
Bak, aslında Çavuş benimle konuştu ve evet, ona bilgi vermem karşılığında bana para teklif etti ama böyle bir şey yapacağımı düşünmüyorsun, değil mi?
Look, the truth is that the Sergeant talked to me, and, yeah, he offered me money to give him information, but you don't think I'd do something like that? I'm not a traitor. Ricky, you know I would never do that, right?
Cüzi bir miktar para karşılığında evlerinin yerini biliyorsanız elimizden epey bir şey gelir.
Well, for the right amount of money, if you know where they live, there's, uh, plenty we could do about it.
Karşılığında da karın kaslarınla gösteriş yapıyorsun.
So in response you show off your abs.
Günde sadece 1 dolar karşılığında bu güzel çocuklar sizi trollerden koruyacak ve interneti sizin için güvenli bir alan yapacak.
For just $ 1 a day, one of these beautiful children Will protect you from trolls and make your Internet a safe space.
Anneni öldüreceğim ve karşılığında da Rumplestiltskin'den öcümü alabileceğim sihirsiz bir diyara götüreceksin beni.
I will kill your mother, and in exchange, you will bring me to a land without magic, where I can finally get my revenge on Rumplestiltskin.
Karşılığında ne istersen yapıyorsun.
In exchange, we let you do whatever the hell you want.
Ben'i bulmamı ve maç gecesi kulise girmek için güvenlik kartı karşılığında 50 bin dolar önermemi istedi. Neden?
He wanted me to find Ben, offer him $ 50K for his security access pass to the fight tonight.
Karşılığında da bir kereliğine randevuya çıkarız?
In return for just one date?
Peki sizi çıkarmanın karşılığında sizden ne istedi?
And what did he want in return for getting you out?
Neye ihtiyacınız varsa, ücreti karşılığında Rich Dotcom ihtiyacınızı karşılar.
Anything you need, if you have the money, Rich Dotcom can get it for you.
Karşılığında bir şey vermeden hediyeyi alamam.
I can't take a gift without giving one in return.
Dr. Brennan'ın Christine'in dişi karşılığında bir dolar vermemle bir sorunu var.
Well, Dr. Brennan, you see, she has a problem giving Christine a buck for her tooth.
Dokunulmazlık karşılığında onlara karşı ifade verip hapse girmelerine yardım edeceğim.
I will testify against them, and I will help you put them away for immunity.
Pennsylvania savcılığına karşı Randolph davasında istemdışı adam öldürme suçundan juri sanığı suçsuz bulmuştur.
In the case of the commonwealth of Pennsylvania versus Randolph, on the count of involuntary manslaughter, the jury finds the defendant not guilty.
Baskın ekibinin karşısında her boyuttaki av saklandığı yerden çıkartılır.
Right across the raid front, prey of all sizes are driven from their hiding places.