Katta translate English
6,951 parallel translation
- Aptal olma, toplantı 62. katta.
- Don't be silly, it's on the 62nd floor.
- 4. katta. 4. kat.
It's fourth floor.
- Hayır, birazdan bu katta olurlar.
No, we just came... We just came on this floor.
Bu taraftan, üst katta.
Here we go, upstairs.
Yine üst katta kalabilir miyim?
Can I live upstairs again?
Kanlı pençe baskılar katta.
Bloody paw prints on the floor.
Bunu 3. katta buldum.
I found this on level three.
Odası varmış, sanırım en üst katta, iki izbandut gibi korumayla dolaşıyormuş.
Has a suite, I guess on a high floor, travels with two large bodyguards.
Hayır, ben alt katta olacağım.
No I sleep downstairs.
Yeni stajerler, ATF'ye hoşgeldin hepimiz bu tek katta çalışırız ve bunun nedeni takım çalışması ve iletişim içindeyiz kimsenin özel odası yoktur hatta kurucumuz ve ceo'muz Jules Ostin'in bile aslında o tam şurada ofis içerisinde bisikletine binmeye bayılır
New interns, welcome to ATF. We all work on this one floor, and that is because we are all about communication and teamwork. No one has a private office, not even our Founder and CEO, Jules Ostin, who is actually right over there.
Üst katta Eilis'le konuşurken beş dakikalığına işleri idare et Mary.
You look after things for five minutes while I'm upstairs with Eilis, please, Mary.
Cecilia ise muhtemelen üst katta patronu düdüklüyordur.
And Cecilia, well... Actually she's probably upstairs blowing the boss right now.
10.katta hoş, lüks, sigara içilebilir, büyük yataklı süit oda mevcut.
I have a charming deluxe smoking junior suite on the tenth floor with a king-sized bed.
Bana 5'inci katta 300 metrekare odayı veya burayı teklif ettiler.
They offered me 300 square on the fifth floor or this down here.
- Yukarı katta.
- It's just up the stairs.
Size yukarı katta ihtiyaç var.
You're needed upstairs.
General Electric televizyon ve stereophonic ekranı kaçırmayın birinci katta, tuhafiye bölümünü geçtikten sonra.
General Electric television and stereophonic display just past the haberdashery.
Alt katta da oyun oynayabiliriz.
We have games that we can play downstairs.
İçeri gelin. Üst katta her şeyi hazırladım. Daha önce de birine izletebilirdim ama bunu yapmadım.
I have, uh, everything set up upstairs, so... and I should've showed somebody a while ago, but...
Şimdi Slater, dinliyor musun? İkinci katta bekleyen bir araba var.
Now, Slater, are you listening?
Ve biz kalktı ve biz walker var... ve biz muşamba katta doğudan batıya yürüdü.
And we got up and we got the walker... and we walked from east to west on the linoleum floor.
Ben üst katta uyuyan iki çocuğum var.
I've got two kids sleeping upstairs.
- Bütün ekipleri kırkıncı katta istiyorum.
- I want all teams to Floor 40.
- Hemen yukarı katta.
- Right upstairs.
Bu katta her gün parti var.
On this level, they party every day.
Seni ben davet ettim, ama Peggy'nin annesi bipolardan akıl hastanesine yatırıldı, ve üst katta oturuyor.
I'd invite you in, but Peggy's mom just got institutionalized for bipolar disorder, so shit's pretty real upstairs.
Kush, tüm bodrum sende ve de üst katta güzel bir daire 600'e, para değil kardeşim.
- Kush, you got the whole basement, and a nice unit upstairs for 600, that ain't shit, bro.
Lütfen gelip üst katta yanımda oturun.
Please, come and sit upstairs with me.
Bodrum katta asla senin kadar iyi birini bulacağımı sanmıyorum.
I don't think I'll ever find anyone as good as you in the basement.
Görünüşe göre dördüncü katta iki gölge daha var, yani sanırım bir gidip bakacağım.
Apparently, there's two more shadows on the fourth floor so... think I'm gonna go check it out.
Bu katta.
I'm gonna be on this floor.
Üst katta.
He's upstairs.
Alt katta fast-casual yemek yeri, üst katta da çalışma ortamı, ana dükkan olarak da... eczane zincirleri.
Fast-casual dining downstairs, live-work lofts upstairs, and as an anchor store- - a chain pharmacy.
Üst katta mısın?
Are you upstairs?
Çünkü Zıpzıp Bey alt katta yaşayan kıza aşıktı.
Because Mr Hoppy was in love... with the girl downstairs.
Alt katta görüşürüz.
I'll see you downstairs.
Pekalâ,.. ... üst katta.
Okay, just... sh... she's upstairs.
Son 5 yıldır seni o katta gördüğüm her gün kendime şunu söyledim...
You know, I see you every day, every day on that floor for the past five years. And every day I think to myself,
Senin üst katta çalıştığını sanıyordum.
I thought you worked upstairs.
Üst katta uyuyor.
He's upstairs sleeping.
Üst katta konuşabilir miyiz seninle?
Can I talk to you upstairs?
Özür dilerim. En üst katta oturan iki tane kaslı demeliydim.
Oh, I'm sorry, I should have said the two bull people on the top floor.
- Üst katta.
- It's upstairs.
Bir sonraki katta şuradaki kapıdan geçeceğiz.
Through that door on the next floor.
Üçüncü katta oturan, ha? Evet, ta kendisi.
Wait, 403 isn't the one with...
İlk katta bir ofis var.
There's an office on the first floor.
Odam ilk katta.
My room is on the first floor
- Sabahtan beri üst katta bulunmuyordum.
- I hadn't been upstairs since the morning.
Üst katta.
Upstairs.
İkinci katta bekleyen bir araba var.
There's a car waiting on level two. There's a car waiting on level two.
Yatak odaları üst katta.
The bedrooms are upstairs.