Katır translate English
8,076 parallel translation
Katırımıza merhaba de.
Say hello to our mule.
- Adam katırı yakalar.
- So, he had the mule... - But he forgot the water.
Katır gibi hissediyorum.
I feel like a mule.
Evliyalara yaraşır şekilde seni adam yerine koyduğum için özür dilediğimi söyleriz. Ve sen de inatçı katırın teki olduğunu kabullenirsin. Her şey gül gibi gider.
I'll just tell them that I apologized for... whatever, heroically caring too much, and you admitted that you're a stubborn butthead, and everything's fine now.
Tüm bunları taşımak için bize bir katır lazım.
- Okay. We need a mule to carry them out of here.
- Evet, külotlu bir katır.
Yes. Panty mule.
Katır gibi inatçısın, çok da dik kafalısın!
Strong as a mule, twice as stubborn!
Sanırım ben bu tür bir hoşgörüye katılmıyorum.
I guess I just... don't agree with that kind of leniency.
Bana katılır mısın?
Will you join me?
Belki de içim o kadar katılaşmıştı. Askerlerinki de. Yaşanan onca vahşet ruhlarımızı ağır ağır köreltmişti.
Maybe I was just too twisted up inside, the soldiers too, the brutality of it all having slowly shaved away at our souls.
Eminim orada taşınabileceğimiz bir çatı katı vardır, lütfen, diğer şeçeneğimizi söyle.
I'm sure there's a penthouse we can move into, please, there are other options.
CrossFit sınıfına katıldım bugün. Sanırım her şeyimi burktum.
I took a CrossFit class this morning, and I think I tore my...
Lige ilk katıIdığımda, neredeyse harap oluyordum. Kırık parmak, kırık diş ve bel soğukluğuna dönüşen şeyler.
When I first joined the league, it almost wrecked me... busted finger, chipped tooth, and what turned out to be gonorrhea.
Bunu, katıIdığım şehir sporları liginden kaptım ya. Brooklyn'e taşındım çünkü gay olacağı tutan arkadaşım zarif bir şekilde bana kaza yaptırıyor.
Oh, I got this from a city sports league that I joined, and I moved to Brooklyn because my friend, who happens to be gay, is graciously letting me crash.
Kral Ragnar'a ve sana Paris saldırısında katılmaya geldim.
I have come to join with King Ragnar and you in the attack on Paris.
Hayır, katı yiyecek yasak sana.
No, no solid food.
Belki sana katılır
Maybe join you.
- Hayır, benim dostum yukarı birkaç kat yaşıyor. Bu yüzden ı ı'm canavar ile şansımı alacak düşünüyorum.
No, my buddy lives a few floors up so I think I'm going to take my chances with the beast.
Daha sonra Nagasaki'den uluslararası ticarete katılır...
Then enters the international trade through Nagasaki...
İnşaat çalışanı kavgaya tutuşuyor sonra on kat aşağı düşüyor. Ama bir şekilde sadece kolu kırılıyor.
Construction worker gets into a fight, falls ten floors, but somehow only breaks his arm.
fakat bu bu katılmaktır, Bedelia. Ne yapacağını biliyor muydun?
This is participation, Bedelia.
Bu, katılmaktır.
That's participation.
Jojo gönderdi ıf, sen katı olmalıdır.
If JoJo sent you, you must be solid.
İki kişi için iki kat alırım.
Costs double for two.
Bir dansçı hiç bir zaman saray katında olamaz, yeri hep daha aşağıdadır.
A dancer's place is always below the throne, on the court's floor.
Lütfen, baba. Bunu yapmak zorunda değilsin. Aileye katılmak istiyorum, artık hazırım.
Please, Father, you don't have to do this.
Çadırımda içinde 50 bin dolar olan bir çanta var. Bana bir saat verirseniz on katını veririm.
In my tent is a bag with $ 50,000... ten times this if you give me one hour.
Ajan Schroeder, bize katılır mısınız?
- Agent Schroeder, will you join us?
- Hayır, ben katılmıyorum.
- No, I disagree. - Why?
Hayır hayır. Bir buluşma var... Malcolm'a katılmak isteyen bütün itler için.
Oh, no, no, there's a meet-up... for any Mutt that wants to join Malcolm.
Hayır, nişanlım da bana katılacak, eninde sonunda.
No, my fiancé will be joining me, eventually.
Hayır, gruba katılmak istemiyorum. Hayır.
No, I don't wanna join a group.
Yani size katılamam. Ama sanırım bu yeni aktivitenin içinde olmak iyi olur.
- I'm all tied down, so I can't participate, but, uh, I think it'd be great to jump in on this trend.
Sanırım, Tanrı katında sistem böyle çalışmıyor.
You know what, I don't think the Lord works that way.
Sanırım, yarın Amerikan Ordusu'na ilk kez resmî olarak katılmış olacaksın, Çavuş.
I guess tomorrow you formally join the U.S. Army for the first time, Sergeant.
Bir yerde savaş bulup bir cepheye katılırım artık.
Find a war somewhere, join a side.
Elbette katılırım.
Of course I'll attend.
Kocam ona katılacak olursanız sevinçten havalara uçacaktır.
My husband would be tickled if you joined him.
Disiplin soruşturmamdan sonra size katılmaya çalışırım.
I'll try to join you after my disciplinary hearing.
Hayır. Patsy benim lisedeki kaltak alfa sürüme sonradan katılan bir kızdı.
Patsy was a girl from high school that my group of alpha bitches took on as a new member.
Bugünün dersi olsun. Sen bizden alırsan biz senden iki katını alırız.
you take from us and we take twice as much from you.
Katılır mısın?
Will you play?
Ben bu kulübe bir şeyler kaçırıp insanlara pazarlamak için katılmadım.
I did not join this club to smuggle contraband or to shank people.
Golf turnuvalarına katılırız.
We could go to golf tournaments. No?
- Katılırız, sağ ol.
- We will, thank you.
- Hayır ama çatı katıydı çünkü Javier'in çalışma yerindeki masayı tanıdım.
No, but it was at the loft because I recognized the chaise in Javier's work space.
- Sen de öylesin, sanırım.
- You're good, too, I guess. Kat.
Daha fazla uğraştırıyor Kate.
It's more work, Kat.
Hayır Trevor.
Kat. No, Trevor, listen.
- Bize katılır mısınız General?
Will you join us, General?
Sanırım ne diyeceğinizi biliyorum, Müdür Toby, ve size tamamen katılıyorum.
I think I know what you're gonna say, Principal Toby, and I absolutely agree with you.