Kegs translate English
193 parallel translation
Geçen gelişimizde sadece iki fıçı almıştın...
That's with telling us you only took two kegs of beer last trip...
- İki fıçı.
- Two kegs.
Beş fıçı getir.
Bring in five kegs.
Daha önce de olmayan şeyleri imzaladın.
You've signed daybooks with extra kegs the ship never carried.
Jim Smith.
Put those kegs down.
Bu yolu onlar yaptı, 25 kilometre aşağıda nehir kıyısına tütün balyaları taşırken.
Why, they built this road hauling tobacco kegs 15 miles down the ridge to the river.
Önce onları sulayın.
Fill up your kegs first.
" Barut fıçısı : 1,500.
" Powder kegs : 1,500.
Variller : 15.
Lantern kegs : 15.
Bu şey halat örerken kas kafalılara bir şey anlatmaya çalışırken özellikle de rom fıçılarını açarken çok işe yarıyor bilmem anlatabildim mi? Kaptan.
The very thing for driving marlinspikes... knocking sense into green seamen's heads... and particularly good for tapping kegs of rum... if you get my meaning, Captain.
Pazar günü hepiniz buraya gelin, bira içip parti verelim.
You-all come out here Sunday, and we'll open some kegs of beer and have a party.
Ama fıçıları çok dikkatli ölçtüm efendim.
But I measured the kegs most carefully, sir,
Dev, işini bitirdiğinde Drago'ya fıçıları taşımak için yardıma git.
Dev, when you're finished there, go over and help Drago with the beer kegs.
Ama o dışarıda şarap varillerini taşıyor.
But he's out delivering the wine kegs.
Senin şarap varillerini taşıdığın gün?
The day you delivered the wine kegs?
Bir ara oraya elimizde birkaç parça kek ve birkaç kasa bira ile gidip... nerden geldiğimizi söylemeliyiz.
We ought to drive up there sometime with a couple of kegs of beer for the boys and tell them where it's from.
Bay Jones ve Bay Wallingham tarafından....... beklemeye değer bulunan viski fıçılarının,... geçen hatırı sayılı yıllar içerisinde, nadiren de olsa yüzeye çıktığı inkar edilemez.
It's not to be denied that there were occasional re-emergences of whiskey kegs, which kept Mr Jones and Mr Wallingham, uh... uh... quite content for a number of years.
10 fıçı çivi, 20 varil katran ve bütün bu aletler.
Ten kegs of nails, 20 barrels of tar, and all these tools.
# En iyi fıçılarınızı kafaya dikerler
Deeply they'll swallow From your finest kegs
İki fıçı barut, fıçı başına 2.50 dolar, toplam 5 dolar.
Two kegs of powder at $ 2.50 a keg, $ 5.
Üç fıçı barut, fıçı başına 2.50 dolar, toplam 7.50 dolar.
Three kegs of powder at $ 2.50 a keg, $ 7.50.
1 0 fıçı çivi, 20 varil katran ve bütün bu aletler.
Ten kegs of nails, 20 barrels of tar, and all these tools.
- Aslında hep merak etmişimdir bira fıçılarını basınçlamak için ne tür bir gaz kullanılır?
I've always wondered what gas you use to pressurise those beer kegs.
Ve sanırım hayatım eski küçük fıçılardan dökülen iyi bir şarap gibi.
And I think of my life as vintage wine From fine old kegs, it poured sweet
Bu adamlar yıllanmış fıçı buluyorlar. Ne tadı alıyorsun?
These people get ahold of aged kegs.
Fıçılardan.
It's the kegs.
Fıçıları nereden buluyorsun?
Where do you get the kegs?
Fıçıları nereden buluyorsun?
Where do they get the kegs?
Sekiz fıçı olacak.
Gonna be eight kegs.
Dört fıçımız ve bir de müzik grubumuz vardı, ve sen gelmedin bile.
We had four kegs and a band, and you didn't even come.
- Bira mı sipariş ettin?
What's up? - Did you order kegs of beer?
Dolu bira fıçıları, herkes de geliyor.
Full kegs, everybody's gonna be there.
Ben, bizim için para kazanmakla ve sana fıçı fıçı bira getirmekle çocuk yapamayacak kadar çok meşgul olacağım.
I'll be too busy earning us a living and bringing you kegs of ale to have children.
Haziranın ortalarıydı Fıçı bira teslimatı ayın o döneminde yapılırdı. 'Yulaf'Moncrieff, barıma kümesteki tazı misali girdiğinde boş fıçıları dışarıya dizme işini daha yeni bitirmiştim.
I remember it was halfway through June, about the time of the month my kegs get dropped off and I'd just finished piling my empties out back, when "Oats" Moncrieff came striding into my bar like a skunk hound in a chicken coop.
Hayır. O üç fıçı henüz gelmedi.
No, those three kegs didn't arrive.
Orada fıçılar var.
Those... kegs there.
Nog, depoya inip beş fıçı Takaryan bal likörü getir.
Nog, get down to the storeroom and bring up five kegs of Takarian mead.
O fıçıları getirecek başka birini bulacağım.
I'll get someone else to bring up those kegs.
" Tuzlanmış balıkların kaplarını açtılar,
" Split open the kegs of salted sprats,
- Odanın arkasına depolanmış iki fıçı barutları var.
- They have two kegs of gunpowder stored in the back.
- Fıçılar ve bacaklar açılsın, müesseseden!
- Kegs and legs open, and on the house!
- Fıçı biralar ve yumurtalar.
- Kegs and eggs.
Barbekü Partisi verip içki dağıtırsanız hepsi ortaya çıkar.
Throw in a barbecue and a couple kegs, they'II all show up.
- Yukarıda panç var sanırım.
The kegs are upstairs.
Bira fıçılarının iadesi için Sean'a yardım ettim sonra da bir şeyler yedik.
No, I was helping Sean return the kegs and then we grabbed a bite to eat.
Ablasının partisinde fıçıları değiştireceğiz.
OH, WE'RE GONNA SWITCH THE KEGS AT HIS SISTER'S PARTY.
Siz fıçıları değiştirirken, ben dikkatini dağıtırım. Bu salak fıçıyı taşımaktan sıkıldım.
I'LL DISTRACT HER WHILE YOU AND BILL SWITCH THE KEGS.
Tamam, ama on varil biraya, devamlı tekrar eden "Louie, Louie" ( The Kingsmen adlı grubun bir parçası ) kasedine ve kızları gözetleyebileceğimiz bir merdivene ihtiyacım olacak.
Okay, but I'll need ten kegs of beer, a continuous "Louie, Louie" tape and a regulation two-story panty-raid ladder.
İthal biraya benzeyen birandan dört fıçı lazım.
Havin'a party, Moe. I'll need four kegs of your finest imported-sounding beer.
Daha çok barut ve gülleye ihtiyacımız var.
I've got 50 kegs at the tavern. - Take 20 horses, men, and go get them.
insanlar dünyada takılırken yuvarlanan koca fıçılar gibi iki kollu iki bacaklı koca kafalarından fırlamış iki yüzlü çevrelerini izlerken kullandıkları, okurken konuşmalarını sağlayan ve aşkı bilmelerine engel olan..
Folks roamed the earth Like big rolling kegs They had two sets of arms