Keşiş translate English
1,264 parallel translation
Dikkat et keşiş.
Careful, Friar.
Keşiş kardeş, meslektaşınız bir din adamını öldürmezsiniz herhalde.
Brother Friar, you would not strike a fellow man of the cloth.
Siz, Bay Data da, Keşiş Tuck'a inanılmaz benziyorsunuz.
You, Mr. Data, bear a striking resemblance to Friar Tuck.
ben bir keşiş olmaya gitmiyorum.
I am not going to be a monk.
Bulabilirseniz, hiç durmayın, Ekselansları! Ben de o zaman keşiş olurum!
If you can do that, Excellency I'll become a monk!
Keşiş olacakmış, demek?
He'll become a monk!
Japon Budist Keşiş Tokyo, JAPONYA
Japanese Buddist monk Tokyo, JAPAN
Bir keşiş olmamı istiyor.
She wants me to be a monk!
Ben kara keşiş!
I am the Black Monk.
- Kralla karşılaştırdığında bu adam, tam bir keşiş.
Compared to King, this guy's a monk.
Keşiş Bub-Wun da öyle dedi. Onu tanıyorsun değil mi?
Monk Bub-Wun said it, too You know him, right?
Zararsız dört küçük Tibetli keşiş yüzünden canının sıkılmasına inanamıyorum.
I can't believe you'd be this upset over four harmless, little Tibetan monks. - What's bothering you, Dean?
- O da olmaz. Öyleyse, keşiş diyelim.
High Priest!
Kahrolası keşiş.
Damn monk.
Keşiş misin?
A monk?
Bu keşiş ne yaptığını sanıyor?
Who does this monk think he is?
Senin keşiş olman gerekiyordu?
You're supposed to be a monk?
Siz keşiş falan değilsiniz.
You aren't monks.
Tianbao, senin şuan bir keşiş olduğunu farz edersek... kurallara göre artık et yememelisin.
Tianbao, now that you're a monk... you've to obey the regulations. you mustn't kill or eat meat.
Sen keşiş olmak için doğmuşsun.
you're born to be a monk.
Saygıdeğer Baş Keşiş'e ne diyeceksin?
What are you going to tell the Chief Reverend?
Aziz keşiş, Murong Bei adında birini arıyorum tanıyormusun? Kusura bakmayın, rahatsız ettim!
Reverend, do you know someone called Murong Bei? Sorry to bother you!
Keşiş olduğum için kendimi çok huzurlu hissediyorum.
I feel more at ease with being a monk.
Pis kokulu keşiş!
Stinking monk!
Bu iki sapık keşiş Bayan Nine'ı kaçırmış.
Those 2 perverted monks have almost caught Miss Nine.
Bir keşiş sessizce yaklaştı ve bana tecavüz etmeye çalıştı.
A monk sneaked in and tried to rape me.
Kazara, Shaolindeki aşçı bir keşiş onu bir sutra nın içinde buldu.
Accidentally, a cooking monk in Shaolin discovered it inside sutra
Siz Aşçı Keşiş misiniz?
Are you the cooking monk?
Fakat sonra, iki keşiş ile karşılaştım çok güçlüydüler
But later, I met two monks They were so powerful
Sen gerçek bir keşiş değilsin
You aren't a real monk
Bu sahte bir keşiş, Uğursuz Mezhepten
The monk is fake He's from the Evil Sect
- Neden biz keşiş ya da rahip olamıyoruz?
- Why can't we be vicars or priests?
Evet, Keşiş Tsurugame!
Yes, Abbot Tsurugame!
Hemen karargaha döndü ve Keşiş Tsurugame'yi kabile şeflerini toplamaya ikna etti.
He immediately returned to headquarters and forced Abbot Tsurugame to call a clan chiefs meeting.
Keşiş haklı.
The Abbot is right.
Sen aklını mı kaybettin, keşiş?
Have you lost your mind, abbot?
Keşiş Tsurugame odadan gizlice çıktı böylece Kincho'nun önerisi tartışılmadan, toplantı ertelendi.
Abbot Tsurugame stole out of the room so the meeting adjourned without discussing Kincho's proposal.
Ruhu Cennete yakın olan keşiş... günlerini... tefekkürle geçiriyor... ve yakında kendisini Yaratan'a kavuşacağını öğreniyor.
The monk whose soul with Heaven doth commune and spends his days in pious contemplation finds he will meet his Maker all too soon.
- Monty zaten keşiş.
That's okay, Monty's a monk.
Hepimiz belli bir süreyi keşiş olarak geçiririz.
We all spend a little time as a monk.
Küçüklüğümde buraya yakın bir yerde keşiş olarak yaşadım.
Oh yes, I lived as a monk not far from here when I was a boy.
Ben keşiş değilim.
I'm not a monk.
Sana nedenini söyleyeyim. Yakışıklıydı, ve o manastırlardan birine her gidişinde.. .. bir keşiş ağzına almayı teklif ediyormuş.
He was good-looking, and each time he went to one of the monasteries a monk offered to suck his cock.
Eğer bu delikte daha fazla kalırsam tüm insan ilişkilerinden elini çeken bir keşiş gibi olacağım.
If I get in the hole much longer, I'm gonna be like this hermit... shunning all human contact.
Bir vaiz, bir papaz, bir rahibe, bir haham ya da budist, bir keşiş olman umurumda değil.
I don't care if you're a preacher, a priest, a nun, a rabbi or a Buddhist monk.
- O zaman, Baş keşiş desem?
Then, Eminence!
Siz ne diyorsunuz, Keşiş?
Shoukichi wanted to cheer up the tanuki who hadn't mastered the art of disguise yet. What do you say, Abbot?
Keşiş Tsurugame!
Abbot Tsurugame!
Keşiş.
Abbot.
Hiç bir keşiş veya rahibeyle zaman geçirdin mi?
- No.
Şimdi kesiş noktasına nişan alıyor.
She's now aiming it at the point of incision.