Kidnapped translate English
5,670 parallel translation
Bu "Çocuğu Kaçırılmış Ateşli Adam."
- This "hot guy with a kidnapped son..."
Beni hapishaneden kaçırıp eğer onlara yardım etmezsem kardeşimi ve ailesini öldüreceklerini söylediler.
They broke me out of prison, they kidnapped me, they told me they'd kill my brother and his family if I didn't help them.
Orada dur. Uyuşturulmana, kaçırılmana ve neredeyse canından olmana sebep oldum.
Whoa, well, I got you, um, drugged, kidnapped, almost blown up.
Ve adam kaçırıp esir tuttuğunuzu mu söyleyeceksiniz?
AND SAY WHAT, YOU KIDNAPPED A MAN AND HELD HIM PRISONER?
Salaklar tarafından yakalansın ve yetiştirilsin diye bir dahi doğurmanın nasıl hissettirdiğini bilemezsin.
You'll never know how it feels to give birth to genius, only to have it kidnapped and raised by fools.
Bu sana eskiden dostun olan ve ardından taraf değiştirip paralı bir asker olan ve Red Skull'u kaçıran birini hatırlatıyor mu?
Remind you of anyone you used to pal around with, who later got turned into a cybernetically enhanced mercenary and kidnapped Red Skull?
Silah zoruyla bir uçaktan kaçırıldım.
I was kidnapped off a plane at gunpoint.
Asla sırf kaçırılsın ve aptallar tarafından büyütülsün diye bir dahi dünyaya getirmenin nasıl hissettirdiğini anlayamayacaksın.
You'll never know how it feels to give birth to genius, only to have it kidnapped and raised by fools.
Biliyor musun, şu kaçırılma olayının insana fark ettirdiği bir şey varsa o da kendisine çeki düzen vermesi gerektiğidir.
- You know, there's something about being kidnapped That makes a guy realize he needs to get his act together.
Senden hoşlanmadığım bir sır değil ; özellikle beni kaçırma teşebbüsünden sonra.
It's no secret I never liked you, especially after you tried to have me kidnapped.
- Ama ortak olma ihtimali de var.
Maybe he kidnapped the witness.
Tripp'in adamları Mystic Falls şerifini kaçırmış.
Tripp's henchmen kidnapped the sheriff of Mystic Falls.
Seni vurdum ve kaçırıp alıkoydum.
I knocked you out, kidnapped you against your will.
Beni kaçırdın mı?
You kidnapped me?
Narcisse'in seni kaçırdığını söyledin.
You said Narcisse had you kidnapped.
Neden seni kaçırdığını biliyor musun?
Do you know why you were kidnapped?
Ama o adam ortağımı kaçırdı.
But he's kidnapped my partner.
Polis yasadışı bir kumar örgütünü çökertti ortada kullanılan pek çok masum vatandaş var.
The police have cracked down on an illegal gambling ring that have kidnapped and used innocent citizens...
- bulup, konuşturmalıyız.
- who kidnapped you.
Kirk aether'ı çalıp Mara'yı kaçırdı.
Kirk stole the aether and kidnapped Mara.
Beni kaçırıp bağırsaklarımı erişte gibi lüpletselerdi, beni kurtarmak için beyaz şapkandan vazgeçer miydin?
If they kidnapped me and slurped up my intestines like noodles, would you give up your white hat to save me?
- Beni kaçırdılar.
- They kidnapped me.
Beni kaçırdılar.
I was kidnapped.
Beni kaçırdığın için mi?
Because you kidnapped me?
Falcon, yoldaş Lenin'i kaçırdı.
Falcon has kidnapped comrade Lenin.
Bir bakıyoruz, kaçırılan tüm çocuklar da burada.
And there's all these other kidnapped kids in there.
.. onu çoktan kaçırmışlar.
.. they had already kidnapped her.
Annemi kaçırdınız!
You kidnapped my mom!
- Kraliçe kaçırıldı çavuşum!
The Queen's been kidnapped, Sgt.
Görüyorsun, sen ortaklarımızdan birini öldürmeye karar verdin... biz de doğruca sabahtan kızı kaçırdık.
See, you decided to kill an associate of ours, so... we went right ahead and kidnapped her earlier today.
Andrea'ya bana ulaşmak için mi işkence ettin ve kaçırdın?
You kidnapped and tortured Andrea to get to me?
Nanded'in Tahsildarları kaçırılmış efendim.
Nanded's Collector has been kidnapped, sir.
Nashik'in Tahsildarları kaçırılmış efendim.
Sir, Nashik's Collector has been kidnapped.
Nashik'in Tahsildarları da kaçırılmış efendim.
Nashik's Collector has been kidnapped.
Kaçırıldıklarını yerden geri döndü.
... to the places from where they were kidnapped.
Gabbar Bölge Tahsildarını kaçırdı.
... Gabbar kidnapped the District Collector.
Güpegündüz bir Tahsildar kaçırdı.
He kidnapped a Collector in broad daylight.
Efendim Vasaiden de bir memur daha kaçırılmış.
Sir, Vasai's ACP More's been kidnapped too.
Efendim, Nagpur Tawde kaçırıldı.
Sir, Nagpur. Tawde has been kidnapped.
Efendim, Chandrakant kaçırıldı.
Sir, Chandrakant sir has been kidnapped.
Bizim departmandan bir memur kaçırıldı biliyorsunuz.
You know he's kidnapped an officer from our department.
Bir Polis memuru kaçırdın.
You've kidnapped a Police officer.
Adi, bir polis memuru kaçırdın.
Adi.. you kidnapped a police officer.
Gözümüzün önünde onu kaçırdı.
He kidnapped right before our eyes.
Gabbar beni kaçırdı.
Gabbar has kidnapped me.
İsviçreli başka bir keşiş tarafından kaçırıldım.
I was kidnapped by another monk, who was from Switzerland.
İlk başta korkunç bir şey olacak sandım. Tıpkı Danica'nın kaçırılması gibi ama adamın İsviçre'deki kraliyet ailesinden... saklandığı ortaya çıktı ve sonrasında... Danica İsviçre'ye yerleşti.
At first I thought maybe something scary would happen... like what happened with Danica while she was kidnapped by a man... who turned out to be in hiding from the royal family in Switzerland... and then she moved to Switzerland.
- Kendi kendisini kaçırttı hayatını kurtarmak için ise 50 bin dolar bulmam gerekiyor.
Well, he went and got himself kidnapped, and I need to come up with $ 50,000 to save his life.
Herm, şimdi babamız bazı kötü muchacholar tarafından kaçırıldı.
Herm, so you know, our dad was kidnapped by some bad muchachos.
Kısa süre önce terörist Mose Jakande yönetimindeki özel bir militan grup sadece "Ramsey" kod adıyla bilinen genç bir hacker'ı kaçırdı.
Just recently a private military company led by a wanted terrorist named Mose Jakande kidnapped a hacker known only by the name "Ramsey."
Birimiz fidye karşılığı kaçırılıp nakliye sandığına atılır yaprakla benzinci fişi yemek zorunda bırakılırsa diye.
Just in case one of us gets kidnapped for ransom, is thrown into a shipping container, and is made to eat only leaves and gas receipts.