Killed translate English
103,133 parallel translation
Seni öldürdüler sandım.
I thought they killed you.
Bir mahkumu öldürmüş.
He killed an inmate.
Baş bilim insanımız onları durdurmaya çalışırken öldürüldü. Böylece takımımız dağıldı.
Our lead scientist was killed trying to stop them, so our team disbanded.
Sende biliyorsun ki nerdeyse öldürülüyordum.
You know, I almost got killed.
- George Washington'ı öldürdün.
You killed George Washington.
Yine de onu öldürdü.
He just killed her anyway.
Arkadaşın öldüğü için üzgünüm.
I'm sorry that your friend got killed.
Mızrağın parçalarından biri onda olduğu için öldürüldüğünü düşünüyoruz.
We think he was killed because he possessed a piece of the Spear.
Konuşmayı denedim ama kendini öldürtmeyi kafaya koymuş.
I tried talking to him, but he's hell-bent - on getting himself killed.
Muhtemelen o mahkumu ve gardiyanı da çoktan öldürmüştür.
She's probably already killed that inmate and guard.
Kendini öldürteceksin.
You're going to get yourself killed.
Diğer muhafızları ben öldürdüm.
I killed the other guards.
Geri döndüm ve kendi insanlarımı öldürdüm.
I went back and killed my people.
Livewire beni öldürebilirdi.
Livewire could've killed me.
Öldürülebilirdin.
You could have been killed.
Yüzyıllardır bir Yeşili öldürmedim.
I haven't killed a Green in centuries.
Bu öldürdüğün her Yeşil için.
This is for every Green you ever killed.
Sadece benim peşimde zannediyordum ama az kalsın o adamları öldürüyordu.
I thought he was just after me, but he almost killed those guys.
Gerçekten onu öldürtünce, fikrimi değiştirip seninle geri döneceğimi mi sandın?
Did you really think that if you had her killed that I was just going to change my mind and come back with you?
Eğer geri dönmesem, annem sevdiğim kadını öldürebilirdi.
If I didn't come back, Mother would have killed the woman I love.
Lena, o iki insanı öldürdü.
Lena, he's killed two people.
Öldürülmeden önce.
Before he was killed.
İnsanları mı öldürdüm?
Killed people?
Peki o insanları kim öldürdü?
So who killed all those people?
Muhbir öldürüldükten sonra dahi pes etmedin.
You didn't give up, even when that whistleblower got killed.
Sadece onu öldürtür.
It's only gonna get her killed.
Baban iki insanı öldürdü.
Your father killed two people.
Supergirl'ün geçite saldırıp seni neredeyse öldürmesinden beri sana ben bakıyorum.
I've been taking care of you ever since Supergirl nearly killed you when she attacked our portal.
Bana karşı geldiği zaman kocamı öldürdüm ben.
When my own husband opposed me, I killed him.
Bu aslan, 25 köylüyü öldürmüş ve yemiş.
This particular lion had killed and eaten over 25 villagers.
Küçük dostlarımızdan biri, kendini öldürmüş.
One little fella... He killed himself on set.
Bu yüzden bir polis öldürüldü.
He got a cop killed.
Bir polis öldürüldü.
He got a cop killed.
Üç yıl önce 7 milyar insanı öldüren bir vebayı durdurması için geçmişe bir gezgin gönderdim.
Three years ago, I sent a traveler back in time to stop a plague... that had killed 7 billion people.
Titan'a son gittiğimizde bir ordumuz vardı. Neredeyse ölüyorduk.
Last time we went to Titan, we had an army, and we were almost killed.
Ya da ölümlerine sebep olabiliriz.
Or we could get them all killed.
Hayır öldürürlerdi seni.
No, you would've been killed.
Bizi öldürürler miydi?
We would've been killed?
Jim Miller öldürülürken yanlarında mıydın?
Were you with them that night? The night Jim Miller was killed?
Bu miras, olduğumuz şey için...
A heritage that could get us all killed
Sadece izimi kaybettirmek için insanları öldürdüm, Hope'u güvende tutmak için..
Killed people just to cover my tracks, keep Hope safe.
Üçümüz arasında, öldürülmeden geri dönme ihtimali en yüksek olan benim.
Out of the three of us, I win Most Likely Not to Get Killed on Arrival.
Bunu takip eden cadilari öldürdük.
We killed witches who follow that.
Unutmayalim ki, Elijah'da seni öldürmüstü.
Let's not forget, Elijah killed you as well.
Lara bir sekilde buna bulasti. ve çikmaya çalistiginda, yapamadi. ve kendini öldürdü.
Somehow Lara got caught up in it, and when she tried to get out, she couldn't, and she killed herself.
Ve simdi de onlari öldüren ayni sey Hope'u incitmeye çalisiyor.
And now I find out that the same people who killed them are... the ones who hurt Hope.
Sansim varken seni öldürmeliydim.
I should've killed you when I had the chance.
Dört Fransız Bölgesi cadısı ayin bıçağıyla kutsal toprakta öldürüldü.
Four French Quarter witches, killed on consecrated ground, with a ceremonial blade.
- Birini öldürdü.
- He killed someone.
- Evet, öldür ya da öl.
Yeah, kill or be killed.
İnsanları öldürdün.
You... killed people.