English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Klasik

Klasik translate English

5,906 parallel translation
Çok güzel ama Gloria herkesin kot ve siyah tişört giymesini istedi, canım. Klasik ve günlük olsun diye.
Oh, honey, that's adorable... but Gloria wants us in jeans and a black T-shirt, classic and casual.
Klasik Alan Harper.
Classic Alan Harper.
Klasik Robot Jake.
Classic Robot Jake.
Çok klasik.
How boring.
Gördüğünüz gibi kafatası, klasik bir mikrosefali örneği.
And as you can see, the skull is a classic representation of microcephaly.
Klasik kulüp giyimi, fakat ayağı çok acıyor, zar zor dans ediyor.
It's typical club attire but... Her feet hurt so much she can barely dance.
Demek ki klasik.
Okay. That means it's a classic.
Şimdi diğerleri gibi bir başka klasik için geri geldim. Hadi gelin.
And now I'm back doing another classic show, along with those others, so come on in.
Klasik ekonomik terimlerde, bir şeyin değeri iki taraf da karşılıklı anlaştığı zaman belirlenir.
Well, in classic economic terms, the value of something Is determined when two parties come To mutually agreeable terms.
Yani, klasik dört boyutlu genel izafiyet, nükleer güçlerle birleştirildiğinde evrende bilinen tüm elementlerin göreceli bolluğunu açıklayabilir.
So classical four-dimensional general relativity combined with the nuclear forces can explain the relative abundances of all known elements in the universe.
Burada, klasik bir konunun durgun ve huzur dolu bir tasvirinin yapıldığı söylenemez.
Turner really starts to detach himself from Claude in many ways, because these are not tranquil depictions of classical subjects.
Klasik-olmayan süsleme. Bu forma abanozun işlenme biçimi yol açıyor. Abanoz ağacını işlerken diğer ağaçlarda yapılan türden oyma ya da düzleştirme işlemi yapılmaz.
It is a non-classical ornament and I think it came about because of the way the ebony is... um... worked with, because when you work with ebony it is not, um, carved or planed like other woods, it is scraped
Evet, klasik bir Baader-Meinhof durumu.
Yeah, it's a regular Baader-Meinhof situation.
Çok klasik.
Very classy.
Bilirsin bütün klasik şeyler işte.
You know, all the greatest hits.
Durumun gereği olarak, bu klasik bir dava...
Ipso facto, this is a classic case of...
"Blade Runner," gibi karanlık ve klasik filmlere bakıyoruz çünkü bu tür filmler çok iyi tasarlanmış ve oldukça karanlık oluyorlar.
Things like "Blade Runner," some of the classic film noir stuff, just because they're beautifully designed and they're dark.
Klasik.
Classy.
Klasik sarı.
Classic yellow.
Çok klasik.
So typical.
İnan bana ben klasik severim.
Trust me, I'm a classicist. All right.
Klasik Remington 308.
Vintage Remington 308.
Al, şu klasik çenen dışarıda gülüşünü göster bize!
Hey, Al, give us that smile, the old chin out.
Yeniden bir araya gelişimizin şerefine klasik daha uygun olur düşündüm.
I figured in honor of our reunion we'd go with a classic.
Kamp 4'ün klasik dinlenme faaliyeti olan ip cambazlığını alıp...
Taking the classic activity break Camp 4 slackline.
Sayın Hakim, Bay Riller çok yüksek kaçma riski olan ve klasik sosyopat eğilimler gösteren birisidir.
Your Honor, Mr. Riller is a very real flight risk who shows classic sociopathic tendencies.
Ne olursa olsun hiçbir klasik silah Foretold'a işlemiyor.
In all of the accounts, conventional weapons have no effect on the Foretold.
Klasik hikâye, farkindayim.
I know. Tale as old as time.
Şimdilik, klasik bir genç.
So far, it's classic teenager.
Klasik genç tavrı sürdükçe...
As far as classic teenage behavior goes...
Lobo, bir tavuk spesiyal. Klasik hamur.
Lobo, one chicken special, regular.
Bu çok klasik, Ali.
That's very classic Ali.
Hatta klasik öldürmek sorun mu var ve içinden bile yarım değiliz.
You've even been voted a classic-kill and you're not even halfway through.
Klasik.
Classic.
Walter, normal finans stresi etkenlerine verdiğin klasik panik tepkisini görüyorum.
Walter, I'm reading a textbook panic response to normal financial stressors.
Ben de partileri severim, kadınları severim ve klasik rock'da severim.
I, too, love to party, and I do love the ladies and the classic rock'n'roll.
'Ölümün Öpücüğü'bir klasik değil mi?
"Kiss of Death"... That is such a classic, huh?
Klasik bir Balenciaga çantasıydı.
It was a balenciaga classic town bag.
Çok korkmuştu, klasik.
Oh, she was really scared, it's classic.
Klasik müzik hakkında daha çok şey öğrenmek istediğini söylemiştin ya?
So listen, um, you know how you told me that you wished you knew more about classical music?
Kitabı bitirdikten sonra birlikte klasik müzik dinlemeye gidelim mi?
Uh, when you're done with that book, would you wanna go see some classical music with me?
Klasik oyuna heyecan katma yöntemi.
Well, it's a classic way to step up the game.
- Bu bir klasik.
It's a classic.
Klasik profil çıkarma cümlelerini bana kurmaya çalışma.
Don't try that profiler routine with me.
Klasik Hitchcockvari kandırmacalarda, o ceset söylenen kişinin çıkmaz.
In a classic hitchcockian twist, it won't be her body.
Çünkü klasik Hitchcock tarzındaki gibi suç ortağı ona ihanet etti.
Because, in classic Hitchcock fashion, her co-conspirator double-crossed her.
Ya da ben klasik gidebiliriz bir iyi ol ile'moda batrakotoksin dart.
Or I could go classic with a good ol'fashioned batrachotoxin dart.
Hiç eskimeyen bir klasik için hoş bir övgü olmuş.
Well, that's a lovely tribute to a timeless classic.
- Klasik rock.
Classic rock.
Klasik bir tavlama repliği.
Classic pick-up line.
Eğer müzik olacaksa klasik rock olmalı.
I mean, if there was singing, you know - - and that's a big "if" - - if there was singing, it would be classic rock, not this...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]