Klik translate English
258 parallel translation
Ta ki ; küçük, tuhaf bir "klik" sesi duyana kadar. Ve tabanca boşalmıştı.
... till there was a funny little click, and the revolver was empty.
Üzgünüm ama ben zaten Klik, Pik, Hik, Tik Gaf, Staf, Laf ve Çaf'a üyeyim.
I'm sorry, but I've already subscribed to Click, Pick, Hick, Tick Gaff, Staff, Laugh and Chaff. - Pardon me.
Ufak bir klik sesi duyuyorsun.
You can hear a little click.
Ufak bir klik.
Little click.
Telefondan gelen klik sesi.
That click just now on my telephone.
Ve sonra... Klik! ..
And then there was... click...
Klik sesi duyuyorum.
I hear a click.
Kliketi klik kliket, 1. çinko, 2. çinko, tombala.
Clicketty click clicketty. Housey, housey, oh, bingo!
Klik-klak?
Clickety-click?
[Klik]
[Clicking]
- [Klik]
- [Clicking Continues]
[Telefon çalıyor ] [ Klik]
[Phone Rings ] [ Clicking]
[Klik sesi devam ediyor ] [ Vaklama]
[Clicking Continues ] [ Quacking]
Donanama bu boşluktan giriş yapacak ve Rylos'a 20 klik yaklaşacak.
The Armada will break through the Frontier here, and reach Rylos in 20 klicks.
Kamp bir klik kuzeyde.
The camp is about a click north from here.
- Altı klik.
About six clicks.
"Klik." Ve hafızasına kaydeder.
"Click." And that's it.
Ve kapı bir "klik" sesiyle kapanacak.
And the door's gonna close, and it's just gonna go "click."
Vietnamlıların yarım kilometre ötedeki köyde olduğu belirlendi.
The NVA have been spotted in the village half a klik down the river.
Siz beyazlar, Junior'un son nefesini de alın.
You white folks have got your last klik outta Junior!
[Klik]
[Click]
"Klik" ne?
What's a "klick"?
Ben de bu klik sesinin ne olduğunu merak ediyordum.
I wondered what that clicking sound was!
Hep bir "klik" yapıyor, sonra da silahı fırlatıp atıyorlar.
They always like... click. They throw the gun out.
25'ten bir devriye bizim bölüğe bir buçuk kilometre mesafede bir köyde çok sayıda silah bulmuş.
Change of mission. A patrol from 25 has found... a shitload of weapons in a vill about a klik and a half to our whisky.
Sonuç olarak, kar amacı gütmeyen bir örgüt... karanlık, devrimci bir klik olup çıktı!
Lo and behold, a non-profit organization... becomes a sinister, revolutionary cabal!
Kapağı sonuna kadar iterek klik sesini duymanız lazım.
You want to push the caps until you hear them click.
"Klik" sesini duyana kadar çevir.
Turn the key till you hear the click.
Roller-coaster'ın ilk tepesindeki gibidir. ama devam etmek istemiyorsunuzdur... klik-klik, etmeye başlar...
It's like you're on that first hill of the roller-coaster but you don't really wanna go on the ride... going click-click, click-click...
Sen, sadece'klik aletli kaçık'olarak tanınacaksın.
You'll be "the nut with the clicker." Renee, I am a specialist.
Gırtlağıma zarar vermemek için, klik aleti kullanıyorum.
I use clickers to spare my throat.
Klik aletleri, gıcırdayan ayakkabılar.
The clickers, the squeaky shoes.
Şimdi, kötü adamlar buranın on klik ( kilometre ) kuzeyinde görülmüşler.
Now the bad guys have been spotted about 10 clicks North of here.
O an kötü adam silahına davranır doğrultup tetiğe bastığında "klik" sesi işitilir.
At that moment, the bad guy lunges for his gun, raises it and it goes, "click."
O klik.
That click.
Merhabalar Bay ve Bayan Klik Klik Dirk!
Hello, there, Mr. and Mrs. Click-Click-Derk.
Şunu tekrar alalım Bay ve Bayan Klik Klik Dirk.
Let's go through this one more time, Mr. and Mrs. Click-Click-Derk.
Oh, inerim evin çatısına, klik, klik, klik!
Oh, up on the house top! Click, click, click!
Ne zaman iki yetişkin birbirine yaklaşsa, buluşana kadar klik sesi çıkartıyorlar, sonra iki alternatif var.
Whenever two adults approach each other, they make click sounds til they meet then there are two alternatives.
Klik.
Click.
Klik.
Snap.
Katliamı gördüm, oradaydım. Resimlerini çektim. Klik, klik, klik.
I've been there, seen the slaughtering, taking my pictures.
acilen beni arayın. " Klik.
Contact me immediately. " Click.
- Ne? Şu klik klik sesi.
- That click-click-click sound.
Yaklaşık 30 klik kuzeyde, efendim.
About 30 clicks north, sir.
- Bana ufaklık diyor ve klik yapıyor.
I just really need to find out about this one part
- İki klik. Yapabilir misin?
Two clicks.
[Çanta klik sesi]
[Briefcase clicks] I'm sorry to hear that, Miss St. Cloud...
Neden silahlı her filmde şunu yapıyorlar? Klik! "yapıp, sonra da sanki atılan çakmaklardanmış gibi silahı fırlatıp atıyorlar. Kurşunları bittiği zaman" Klik!
Why is it in every movie there's a shootout... and when they run out of bullets, they like "click, click."
klik. - Bütün yollar Zirveye.
- All the way to the top.
Bir de şu lanet olası klik aleti var.
His shoes squeak.