Knock translate English
14,990 parallel translation
Bütün yıl boyunca sadece bir ceza aldıve takımın blok lideri konumunda.
Only one penalty called on him all year and a team-high in knock down blocks.
Şu fırını nasıl soyacağını anlatmamı ister misin?
You want me to tell you how to knock off the bakery?
Kapat şunu!
- Knock it off!
Tak, tak.
Knock, knock.
Tak, tak.
Knock, knock..
Fırsat kapıyı cidden bir kez çalar.
Opportunity really only does knock once.
Tak, tak.
Knock knock.
Christopher Biggins'i geçmek için yedi doğru gerekiyor.
Now, you've got seven to knock Christopher Biggins off the top spot.
Tık, tık.
Knock, knock.
Onları yere sereceğim.
I'm gonna knock the shit out of them.
Kazanan kişi, rakibini nakavtla yenen namağlüp yeraltı katilimiz... Igor.
Beaten with knock outs by Igor unbeatable.
Ve rakiplerini nakavt ederek kazanan kişi...
And the winner with a double knock outs.
Küçük bi darbe lazım.
Just needs a knock.
Tüm kapılar kapandığında zihnin kapılarını çalarsınız.
When all doors are shut. There's a knock at mind's door.
İzleyicilere, bana Ty'ı ikincilikten düşürecek bir görev vermelerini söyledim.
I told the Watchers to give me a dare that's gonna knock Ty out of second place.
Kafana göre takıl.
Knock yourself out.
B, Sinirlerini sakinleştirmek için üç atış viski verin.
B, Knock back three shots of whiskey to calm his nerves.
Neden tekrar vurmadın?
Why didn't you knock back?
Tekrar vurmalıydın.
You're supposed to knock back.
Aşk sabırlıdır ama kendi aranızda konuşursanız sabrının sınırına gelecek. Kapatın çenenizi!
Love is patient, but it's not gonna put up with all the side chatter, so let's knock it off!
Kapıyı tıklatmadın mı?
You didn't knock on the door?
Bilirsiniz kapıyı çaldıklarında ve evde kimsenin olmadığını... gördüklerinde evleri soyuyorlar.
You know, they knock on the door and see if anyone's home... And if no one answers, they rob the place.
Adam neredeyse kıçımı yere seriyordu.
I was about to knock his old ass out!
Kıçını kimseye mahfettirmeyeceğim.
Your skinny ass ain't gonna knock nobody out.
İçerde hapsolduğuna, birisinin kapıyı çalmasını beklediğine inanıyorlar.
They reckon it's still trapped in there waiting for someone to knock.
Kapısını çalarsan eğer, seni hala duyar.
If you knock her door, she still hears it.
Kapıyı çaldığında, ilk vuruş iblisi kaldırıyor, ikincisi insan köleyi çağırıyor. İnsan kölenin iblisten özgür kalabilmesinin tek yolu ise, ya kendini öldürmeleri ya da başka birisini kandırarak ona gerçekten şeytanca bir şey yaptırarak onunla yer değiştirmeleri.
When you knock, the first knock raises the demon the second summons the human slave and the only way that the human slave can be free of the demon is if they kill themselves or if they trick someone else into replacing them by forcing them to do something truly, truly evil.
Fakat bir kere kapıyı çaldın mı, o durmuyor.
But once you knock, she doesn't stop.
Yakalatacaksın bizi.
You're going to knock me off.
Bu çok zor olacak ama eğer çıkarsa aşağı doğru tut tamam mı?
It will knock you on your ass, but, you'll hit him if you just aim downstairs, okay?
Hayvanlar sana aynı anda saldırırsa seni devirecekler, böylece mayın da patlayacak.
If all the dogs attack you at once, they'll knock you over and that mine explodes.
Benimle dalga geçme aşağılık herif yoksa kıçına tekmeyi yersin.
Now, don't be getting obstreperous with me, motherfucker. I'll knock your ass into Indochina.
Camiyi havaya uçuramazlar yoksa Işid peşlerine düşer.
They're not gonna knock over a fucking mosque. They'll have ISIS on their asses.
Stephen Hawking bile seni yere serer.
Fucking Stephen Hawking could knock you out.
Şunu yıkıp yeniden başlayalım.
- No. Just knock it down and start again.
Bu mal adamın götünü başına çıkarıyor.
This stuff will knock you straight on your ass.
Ahşap kap.
Knock wood.
Oluşmamız gerek güçlü bir üs ve bir gün Bunları devirmeliyiz kontrol eden puştlar bu eşyalar doğru.
We've got to build a strong base and someday we've got to knock those motherfuckers who control this thing right on their ass.
- Evet, ölmeden önce yapılacaklar listenden de kaldırırsın hem.
- Yeah. You can knock it off your bucket list.
O sarsıntılardan biri, o hayatını değiştiren olay aylarca aklını başından alacak. Keşke daha fazlası olsaydım.
One of those ground-shaking, life-altering, knock you on your ass months, and I wish it could be more.
Yani, beni bayıltacak bir şey gerek.
Need something to knock me out maybe.
Sizi uçurmayacak belki ama adil bir fiyat
It's not going to knock you off your feet, but it's fair.
Sesinizi kesin demiştim!
I said knock it off!
İskeleden inmeye çalışırken insanları devireceğini düşündüm.
- Aye. I thought you were going to knock people over, trying to get off that gangway.
Parçama hakaret edemezsin.
You ain't gonna knock my hustle.
Neye ihtiyacın olursa her zaman gelebilirsin.
You just need something, you can just knock.
Kapısını çaldığın an kafana kurşun sıkacak biri olabilir.
Who'll put a bullet in your head the minute you knock on her door.
- Kapıyı çalsaydınız Müfettiş.
Uh, you could knock, lnspector.
Roger, vurmak zorundasın!
Roger, you have to knock!
Öğlen olunca gelip kapıyı çalarsın.
At noon, come knock on the door.
Tık tık.
Knock, knock.