Known translate English
37,983 parallel translation
Babam pek açık fikirli olarak bilinmezdi ama gayet iyi karşıladı.
My dad isn't exactly known for his open-mindedness, but he was pretty good.
- Tahmin etmeliydim.
I should've known.
Guardian adıyla tanınan kanunsuz için birden fazla saldırı ve cinayet suçlarından tutuklama emri çıkarttık.
We've issued an arrest order for the vigilante known as "Guardian" on multiple counts of assault and murder.
Geleceğini tahmin etmeliydim.
I should have known you'd show up.
'Diamond in the Rough'diye bilinen bir silah
A weapon known as the Diamond in the Rough.
Eğer silah aldığını bilseydim...
If I had known that she bought a gun,
Sen ve Mike Tasker performans arttırıcı, diğer ismiyle steroid kullandınız mı?
Did you and Mike Tasker ever use performance-enhancing drugs, also known as steroids?
Daha doğrusunu bilmeliydi.
Should've known better.
- Çok tanınan biri.
- Pretty well known too.
... Kütüphane tarihindeki en önemli Muhafız'dır. İlk Kütüphane'nin Muhafız'ıydı. Diğer bir deyişle, Judson'ın.
Guardian to the original Librarian, otherwise known as Judson.
Anlamalıydım.
I should have known.
Asıl sen kendini daha iyi hissedeceksen... oobius depressus olarak bilinen parazit bir eşek arısı 101 yıldır türünün yok olduğunun sanılmasının ardından tekrar bulundu.
If it makes you feel any better, a parasitoid wasp known as Oobius depressus has been rediscovered after 101 years of presumed extinction.
" İki eksik genç kızın sınıf arkadaşları Iki kişinin yakın zamanda görüntülemiş olduğunu belirtti Çarpık adam olarak bilinen bir İnternet maması için bir hayranlık.
" Classmates of the two missing teens mentioned that the two had recently displayed a fascination for an Internet meme known as the crooked man.
Gaia adında gizli bir eko-terörist.
He's a stealth eco-terrorist known only as Gaia...
En son 14 ay önce görülmüş.
The last known sighting of him was 14 months ago.
Ayrıca bildiğin üzere :
Also known as :
Seni ne zamandan beri tanıyorum?
I've known you since, what?
Hayatın boyunca tanıdığın insanlar artık yabancı gelmeye başlıyor, anlarsın ya!
People you've known your whole life are strangers, you know?
Vegas günah şehri olarak tanınmadan önce atom şehri olarak tanınıyordu.
Before Vegas was known as Sin City, they called it Atomic City.
Keşke elimizde bu kadar az şey kalacağını bilebilseydim.
If I'd only known how little we had left.
Fakat diğer açıdan bakarsak elektronik burunu icat etmeseydim acil karaciğer nakline ihtiyacı olduğunu öğrenemeyecektik.
But then on the other hand, I suppose I can't beat myself up... too much. If I hadn't created the electronic nose, we'd have never known about the urgency of the liver transplant, so...
Seni 15 yıldır tanıyorum.
I've known you for 15 years.
Yoksa hile yaptığınızı asla bilemeyecektim ve bu da demektir ki... Ben kazandım, sen kaybettin!
Otherwise, I never would have known that you cheated, which means that...
-... hepsi katli müstehak koyun sürüleridir.
be known and come to light!
Amcasının numarası iyi bilinen bir uyuşturucu satıcısının telefonunda bulundu.
Her uncle's phone number was found on a cell phone of a known drug trafficker.
Koca ağzını kapalı tutması için Danny Williams! a güvenmemem gerektiğini biliyordum.
I should've known I couldn't trust Danny Williams to keep his big mouth shut.
Onun gerçekte neler çevirdiğini anlamana imkan yoktu.
There's no way you could have known what he was up to.
Bir şeylerin ter gittiğini anlamam gerekirdi.
I should have known something wasn't right.
Ne yani senden kaçmaya çalışırken senin iş arkadaşlarından birine gitti. Bu, kırmızı bayrak çekmek değil mi?
So, he went to one of your known associates to try to get away from you, and that's not raising a red flag?
DIME bombaları olarak da biliniyorlar. Burada dövme bağlantısı devreye giriyor.
Also known as DIME bombs, which is where the tattoo connection comes in.
Tabii ki başından beri biliyorlardı ama hasarı tamir etmektense bağışları artırmak daha ucuzdu.
They'd known about it the whole time, of course, but it was cheaper to up their campaign contributions than to repair the damage.
Aynen, ve geri kalan rakamlar ise üçlü eyalet bölgesindeki en güçlü suç ailesi çalışanlarının...
Yeah, exactly, and the rest of the numbers match up to five Snapitz accounts that link up to known associates to the most powerful crime family
Michael herskope, o'malley suç çetesinin bir çalışanı.
Michael Herskope, a known associate of the O'Malley crime family.
Tetikçi michael herskope, senin arkadaşın.
The gunman, Michael Herskope, is a known associate of yours.
Ve Wilby şimdiye kadar gördüğüm en iyi takip köpeği.
And Wilby's the best tracking dog I've ever known.
Geleceğinizi bilmeliydim.
I should've known you'd show up.
Hulk'un arkamızı kollayacağını bilmeliydim.
Should've known Hulk would have our back.
Eğer beni terkeden adamın, bir gün pişman olup da beni geri almak istemesini... öğrenmiş olsaydım, dünyada bir çok şey değişebilirdi benim için.
If I had known that the man who abandoned me regretted it... that he wanted me back... that would've made all the difference in the world.
Ben kötü bir rüyacıyım ama bu senin yaptığını her zaman mümkün olduğunu biliyordum.
I'm a bad dreamer... but I've always known that what you do is possible.
Daniel'in adım aralığını ölçüp aynı karedeki bilinen bir nesnenin uzunluğuyla karşılaştırırız, tıpkı yanındaki AMX gibi.
We measure Daniel's stride by comparing it to the length of a known object in the same frame, like the AMX next to him.
- Uzun zamandir tanisiyoruz.
- We've known each other for so long.
Ne de olsa avcı-toplayıcı olarak bilinmiyor muyuz?
aren't we known for being hunter-gatherers?
Bak, şu anda oğlunla birlikte olduğunu biliyorum ama suçlunun dosyasına baktım, son bilinen adresi buradan iki bina aşağıda.
Hey, listen, I know you're with your kid, but I checked the file, and our perp's last known address is like two blocks from here.
Şüpheli orada olduğunu biliyor olmalıydı.
He's right. The unsub must have known he was there.
Ayrıca okuldaki zorbaları belirleyip ailelerini uyarmalı ve korumalıyız. Bir şey buldum.
We also need a list of any other known bullies at the school so that we can warn and protect their families.
Mato olarak bilinen pahalı bir iz sürücü.
Kirk's private contractors, a high-priced tracker known only as Mato.
Onu ne kadar zamandır tanıyorsun?
How long have you known him?
Aram, son bulunduğu yerin tam koordinatlarını istiyorum.
Aram, I want the exact coordinates of its last known location.
- Neyi?
Should have known what?
Bu uygulamayı seni rahatlatması,... ve odaklanmanı sağlamak için müzik yaratmakta kullandım.
So, certain tonal frequencies are known to have a measurable effect on brain function, and I wrote this app that creates music to help you relax, focus...
- Hep biliyordum.
I've always known.