Kokuyor translate English
9,772 parallel translation
Çay güzel kokuyor.
That tea smells good.
Her şey taptaze kokuyor.
Everything smells fresh.
Benden mi geliyor yoksa tüm mekân apış arası gibi mi kokuyor?
Is it me, or does this entire place smell like ass?
Puron iğrenç kokuyor!
Your cigar stinks!
Senin evin iğrenç kokuyor.
Yeah, well, your house stinks.
- Burası şimdi daha güzel kokuyor mu?
Does it smell any better in here?
Tanrım, burası kokuyor baba.
Christ, it stinks in here, Dad.
Prima sigarası ve ucuz kolonya kokuyor.
Smells like Prima cigarettes and discount cologne.
Güzel kokuyor.
Smells Good.
Çünkü bok gibi kokuyor.
And Not Do That Again? Because It Smells Like Shit.
- Ama Em, saçın çok iyi kokuyor.
Focus. But, Em, your hair smells so good.
Bir şey nefis kokuyor.
Something smells delicious.
Siz bayım, niyetiniz ne bilmiyorum ama kokuyor!
You, sir, I don't know what your game is, but it reeks.
Nefis kokuyor.
Smells delicious.
Burası çok güzel kokuyor.
It smells really good in here.
- Guzel kokuyor.
- Smells good.
Evet, su tuhaf kokuyor.
Yeah, the water has a weird smell.
Burası sidik gibi kokuyor.
SMELLS LIKE PISS BACK HERE.
Lavantayla kumsal kokuyor.
It smells like lavender, oh, and the beach.
- Çok güzel kokuyor.
Smells great.
Hala kokuyor.
It still stinks.
Haklısın Dieter. Kokuyor.
That's right, Dieter, it stinks.
Gezdiğin pazar kötü haber kokuyor.
That market is bad news.
Burası kurt adam kokuyor.
Oh. This place smells like werewolf.
Tüm kıyafetlerin ot kokuyor.
Well, all your clothes reek of pot.
Kafur yağı... kokuyor.
A distinct whiff of... Camphor oil.
Babamın eski iş kıyafetleri gibi kokuyor!
It smells like Dad's old work clothes!
40 yıl boyunca içtiği b.ktan kahve gibi kokuyor!
It smells like the same shitty coffee he drank For 40 years!
Çok büyük bir fark yok aslında bizim de toprağımız var ve herkesin pisliği aynı kokuyor.
Doesn't make much difference out here, though - we've got our own land and..... everybody's shit smells the same.
Hay sikeyim sidik kokuyor.
Fuck, it smells like piss.
İnce ve uzun bir puro gibi kokuyor.
Smells like a stogie. Otherwise, um...
Biliyor musun, bunca yıldan sonra, Bu yer neredeyse aynı kokuyor.
You know, after all these years, this place still smells the same.
Çok hoş kokuyor.
Hey, smells great.
- Burası berbat kokuyor.
Heh. Stinks in here.
- Berbat kokuyor.
- It smells disgusting.
Leş gibi kokuyor.
Your breath stinks.
- Barut kokuyor. Ne barutu? Burada barutun ne işi var?
Why do we smell the gunpowder then?
Duman ne kadar kötü kokuyor. Bunu doğruluyor.
I can see how effective this could be.
Bu arada 5 numaranız bir harika. Çok güzel kokuyor.
Bravo for No. 5, that smells delicious.
Ayrıca kullandığın ürünler de aşırı kokuyor.
Your materials stink very much.
Çok kokuyor.
He's smelling a lot.
Burası cidden berbat kokuyor.
It smells absolutely terrible down here.
Tütünümsü kokuyor.
Like, cigarette smoky?
Her yer tozlu. Ve bir şey çürümüş sanki, kokuyor.
There's dust on everything and... something smells rotten.
Kolay akılda kalıyor, drama kokuyor.
It's catchy, has drama.
- Mekân resmen Fish Mooney kokuyor.
It reeks of Fish Mooney.
Ve güzel de kokuyor.
And she smells nice.
Odam neden dev bir çiçek sepeti gibi kokuyor?
Why does my room smell like a giant bag of potpourri?
Bu iş biraz Ward kokuyor.
This reeks of Ward.
Ne kokuyor?
Swan?
Güzel kokuyor.
Thompson, what are you doing? Smells good.