English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kolaydı

Kolaydı translate English

3,513 parallel translation
Harika, bu şekilde hata yapması daha kolaydır.
Great, he's more likely to make a mistake that way.
Eğer bağIı değilse yükü kaybetmek kolaydır.
It's easy to lose cargo if it's not strapped down.
- Anlıyorum. Kendi zayıflığını kabul etmektense başkasını eleştirmek daha kolaydır.
It's so much easier to criticize someone else than it is to acknowledge your own shortcomings.
* Çok kolaydı *
♪ It was so easy ♪
Büyük Jüpiter benzeri gezegenleri görmek kolaydır.
The large, Jupiter-like planets are just easier to see.
Ve bunların bize söylediği şey, gezegen yapmak kolaydır.
And what that's telling us is that planets are easy to make.
Önemli olan şeyleri önemsemek kolaydır.
It's easy to care about things that matter.
" Merak etmeyin, çok kolaydır.
" Don't worry, it's easy.
Aksine fazla kolaydı.
It was actually easy.
O silahı tutmak kolaydır.
That gun is easy to handle.
Bir erkeği, bir kadını sevdiğim gibi sevmek benim için çok kolaydır.
It's just as easy for me to love a man as it is a woman.
Onlar daha yalnızca çocukken çok daha kolaydı her şey. Gizli Servis detayları hakkında bize bağırırlardı. Ya da araba sürmeyi sıradan 16 yaşındaki çocuklar gibi yolda öğrenemedikleri için.
It was so much simpler when they were boys just, you know, yelling at us about the Secret Service detail or how come they weren't allowed to learn to drive on the road like regular 16-year-olds.
Evet. Çok daha kolaydı.
Yeah, it was simpler.
Haiti'de çivi çakmak, burada bulunmaktan çok daha kolaydı.
It was a lot easier to pound nails in Haiti than it would have been to stay here.
Çok kolaydı gerçekten. "Üstünü çıkar".
IT's really Easy. "Over the top, Men."
O zamanlar çok sayıda ateş işi yapıyordum, ve özel giysilerim vardı hepsi büyük bir yangın için fakat küçük parçalı olan daha güvenli daha kolaydı yapmak için.
I was doing a Lot of Fire work in Those days, and I HAD the Special Suits All this stuff and for full Envelop Fire, but a partial is basically, you know, a safe Pretty, Pretty Easy one to do.
Yerel polis varken kolaydı.
It was easy when the cops had him.
Oldukça kolaydı.
It was- - it was fairly easy.
... Paige'in Maya'yı kıskandığını da biliyoruz. Ayrıca o gece Emily ile beraberdi. Tuzak kurması onun için çok kolaydı.
Paige was jealous of Ali, we know that Paige was jealous of Maya, and she was with Emily that night, it was easy for her to set us up.
Sizin o havalı, özgür evinizde onu atlatmanız kolaydı çünkü.
It was easy for you to avoid her with your fancy freestanding house.
Çok kolaydılar resmen!
I want real enemies.
- Çok kolaydı!
Easy as pie!
.. karar vermek daha kolaydı ama Glee'nin dördüncü sezonu bambaşka olacak.
was, I think, a much easier decision, but Glee season four is changing.
Gezegendeki en ünlü insanın dünyaca tanınmış Fransız biyolog Dr. Alexis Carrel'a bir randevu alması oldukça kolaydı.
The most famous man on the planet has no trouble getting an appointment with world-renowned French biologist Dr. Alexis Carrel.
Satması çok kolaydı.
That was easy to sell.
Daha kolaydı böylesi.
It was just easier.
Hastanedeyken her şey daha kolaydı aslında.
He was easier when he was in the hospital, though.
Bir kaç yıl önce işler çok daha kolaydı akademik alanda da!
Roy. Until a few years ago things were easier. Academically as well.
Yüzyıllar boyu, ilk kâşiflerce ve tüccarlarca kullanıldı. Çünkü rüzgârı kullanarak seyahat etmek daha kolaydı.
And that was used by the early human explorers and by traders for centuries, because it's much easier to travel if you're moving with the wind.
Sadece sırları olan bir belediye başkanını yönetmek kolaydır diyorum.
I'm just saying, a mayor with secrets is easier to control.
Biliyor musun? Sen buraya gelmeden önce, hayatım çok daha kolaydı.
You know, my life was a whole lot easier before you got here.
Seninle yattım çünkü sarhoştun ve kolaydın ve turta gibi kokuyordun.
I slept with you because you were drunk and easy and you smelled like pie.
Eskiden onunla konuşmak daha kolaydı, artık değil.
She used to be easy to talk to, and now she's not.
Onu ortadan kaybetmek kolaydı.
It was easy to make him disappear.
Leş yiyiciler için, başlangıçta işler daha kolaydı.
Scavengers initially have an easier time of it.
Zenginsen kahraman olmak kolaydır.
When you're rich, it's easy to be a hero.
Zenginsen kötü adam olmak kolaydır.
When you're rich, it's easy to be a villain.
İstersen sana öğretebilirim. Fransızcadan daha kolaydır. - Evet.
I could teach you if you want, it's a lot easier than French.
Onlarla başa çıkmak aygırlardan daha kolaydır.
They're easier to handle than the stallions.
Ondan sonra polisin telefonuma bir hücresel saplama yapması yerimi bulması, hemen yerel yetkilileri araması nispeten kolay kolaydı.
From there, it's relatively simple for the police to run a cellular interceptor on my phone, find my location, quick call to the local authorities...
Ama Julia Child gibi de olabilirsin. Taklidi kolaydır. "
I suggest Julia Child, because it's easy to do. "
- Tabii, kolaydı o kadar.
- Yeah, good luck with that.
Karşılaştırdığımız zaman Andy amca olmak, kardeş Andy olmak çılgın aşık Andy olmak kolaydı.
It's been easy, relatively speaking, being "Uncle Andy," "Brother Andy," "Amazing-lover Andy."
"Gözlerin kapalıyken yaşamak kolaydır."
"Living is easy with eyes closed."
- Belki böylesi daha kolaydır.
Maybe that's easier.
Diğer insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemek çok daha kolaydı.
Oh. It's so much easier telling other people what to do with their lives.
Onlara ayak uydurmak benim için kolaydı.
Fitting into their mould was easy for me.
Dostum, pizza fırlatmak kolaydır.
Dude, tossing'za is easy.
Öyle, kesin öldürmek daha kolaydır.
Yeah, it would be easier just to kill him.
Çünkü topu kontrol etmek kolaydı.
They're lucky shoes.
- Bugün yemekte sadece erkekler vardı, kolaydı işim.
I've only the men to cook for today and they're easy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]