Krug translate English
122 parallel translation
Mösyö Krug, sizi yeniden görmek ne kadar güzel.
Monsieur Krug, how nice to see you again.
Ama Bay Haverstock ile tanışmamıştınız Mösyö Krug.
But you haven't met Mr. Haverstock, Monsieur Krug.
Mösyö Krug Barovia elçiliğinden.
Monsieur Krug is a member of the Baruvian embassy staff.
Ama bu Mösyö Krug.
Why, it's Monsieur Krug.
Mösyö Krug'un bu işle ilgisi ne?
What has Monsieur Krug to do with it?
Mösyö Krug'u uzun zamandır...
We've known Monsieur Krug...
Krug geçen gece Van Meer'i buraya getirdi.
Krug brought Van Meer here last night.
Krug ile dip dibeydim.
I was as close to Krug as I am to you now.
Daha önce, bu türden şeylerle uğraşmak zorunda kalmamıştım. Eksik olma Krug!
I've never had to cope with this sort of thing before, thanks to you, Krug.
En iyisinin Mösyö Krug'u göndermek olduğunu düşündüm.
I thought it best to send Monsieur Krug away.
Eğer dediklerin gerçekten doğruysa Krug'u telaşlandırmamak çok önemli oluyor.
If what you say is true... then it's important not to rouse Krug's suspicions.
Krug ile olan tüm yazışmalarımı getirir misin?
Would you get me all my correspondence with Krug?
Şu boğazlı kazak giyen Krug, benim için yeni biri.
The fellow with the high neck sweater, Krug, he's new to me.
Ortadan kaybolmuştun, ben de Krug'u takip ettim ama o eski tuzaklardan biriyle karşılaştım.
You'd already disappeared, so I followed Krug... but found the same old mousetrap.
Mesele gideceğiniz yer değil, sadece Krug seni tanıdığından orayla bir bağlantı kurabilir.
It's not the place, but that Krug might connect you with it.
- Krug ve Van Meer ile alakalı.
- It's about Krug and Van Meer.
28 yapımı bir şişe Krug gönderin.
Uh, bring me a bottle of Krug'28.
- Gerçek adı Wilhelm Krug.
- His real name is Wilhelm Krug.
- Krug, defterin Maasdam'da olduğunu sandı.
- Krug thought that Maasdam had the book.
Krug.
Krug.
Birkaç şişe Krug 52'den sonra olmaz.
Oh, not after a couple of bottles of Krug'52.
Krug!
Krug!
Junior Stillo gayri meşru oğludur. Krug Stillo, 1966'da üç cinayetten dolayı ömür boyu hapse mahkum edilmişti bir rahip ve iki rahibeyi öldürmüştü.
Junior Stillo is the illegitimate son of the leader of the two escapees Krug Stillo, who was serving a life sentence for the 1966 triple slaying of a priest and two nuns.
Krug Stillo'nun kendi oğlunu eroine alıştırdığı söyleniyor genç çocuğun hayatını kontrol etmek için.
Krug Stillo is reputed to have hooked his own son on heroin to control the youngster's life.
Krug'la anlaşamaman gerçekten utanç verici bir durum.
You know, it's really a shame you don't get along better with Krug.
Onu izlesen iyi olur, Krug!
Better watch him, Krug!
Bu iyiydi, Krug!
That's good, Krug!
- O haklı, Krug.
- She's right, Krug.
Hey, Krug.
Hey, Krug.
Krug gelene kadar. Gerçekten üşüdüm..
Just till Krug comes back. I'm really cold.
- Krug ise rüzgâr.
- Krug is the wind.
Kızı kaybedersek Krug çok kızacak
Krug's gonna really be pissed off we lost her.
Krug beni öldürür.
Krug will kill me.
Kaçaklarla ilgili yeni bilgiler ulaştı. ... Krug Stillo ve Gelincik Podowski ve iki suç ortağı..
We got a late bulletin on the fugitives Krug Stillo and Weasel Podowski and their two accomplices.
"Krug." Çok hoş.
"Krug." That's really nice.
- Krug. Mal istiyorum.
- Krug. I want my fix, man.
- Krug?
- Krug?
- Krug.
- Krug.
Krug, buradan gitmeliyiz!
Krug, we gotta get out of here!
Üzgünüm, Krug.
Sorry, Krug.
Krug ve Jones efendim.
Krug and Jones, sir.
Jones, Fiedler, Krug... yer grubu olarak hedefleri takip edeceksiniz.
Jones, Fiedler, Krug... you guys are at ground level. You'll be following the targets.
Jones, Krug siz iletişimci misiniz?
Jones, Krug, what, are you guys from communications?
- Krug, orada kal. İşaretimi bekle.
Come in on my signal.
- Krug, Jones... kıçınızı kaldırın ve hemen 17.kata çıkın.
- Krug, Jones... get your asses up here to the 17th floor right now.
Krug, balkona.
Krug, balcony -
Krug, arkayı al.
- Krug, take the rear.
Elimizde Krug Grand Cuvee 1981 var.
- We have Krug Grand Cuvée 1981.
Willis Krug, Valdon'ın temsilcisiydi işe dönmek için sabırsızdı.
Ance to meet you. I've often thought you'd have enormous possibilities for radio and now that i've heard your voice, my god, it would be stupendous!
- Jones, merdivenleri kullan.
- Jones, you take the stairs. - Krug, hold the perimeter.
Baksanıza ben bir martini içmek istiyorum.
Willis Krug and julian haft.