Kurban translate English
29,125 parallel translation
Kurbanın, Fenway yakınlarında güzel bir evi var, ama temizdi.
The victim had a very nice apartment near Fenway, but it was clean.
Kurban hakkında neler öğrendin?
Well, what did you learn about the victim?
Nina, kurbanın cep telefonunun buranın doğusunda bir yerden sinyal gönderdiğini söyledi.
Nina says the victim's cellphone is pinging off the tower due east of here.
Ceketince kurbanınki ile eşleşen, kan bulduk.
There was some blood on his jacket that matched the victim's.
Kurbanımızın ve Edward'ın hiç ortak yanı yok.
Our victim and Edward have nothing in common.
Kurbanımız, Michael Steele, adli bir muhasebeci bir ihbarcı.
Our victim, Michael Steele, was a forensic accountant... a whistle-blower.
Kurbanın telefonunu neden aldı ki?
Why would he take the victim's cellphone?
En büyük toruna, kurbanımızı tanıyıp tanımadığını sordum.
I asked the oldest grandson if he recognized our victim.
Kurban öldüresiye bıçaklanmış ve bir mezara atılmıştı.
The victim was stabbed to death and thrown into a grave.
Hayır, tabuttaki kişi mumyalanmamıştı, ama topraktaki cinayet kurbanı öyleydi.
No, uh, not the deceased person in the casket, but the murder victim in the dirt.
Bizim kurbanımızı tanıyor muymuş?
Did he know our victim?
Bu kurban, bıçak yaralanmasıyla ölmüş.
This victim died of stab wounds.
Belki satmak için acelesi vardı, çünkü daha fazla cinayet kurbanının geleceğini biliyordu.
Maybe he was in such a hurry to sell because he knew that there were more murdered victims headed his way.
- Kurbanı mı?
- The victim?
Kurban Walter Sokoloff...
Victim was Walter Sokoloff...
- Kurban, onların babalarıydı.
- The victim is their father.
Evet, bir kurbanın ailesiyle yaptığım bir görüşmede, o gruptan bir kadın da onlarla birlikteydi.
- I know them. Yeah, I interviewed a murder victim's family who had a woman from that group with them.
Kurban programından bir şeyler buldun mu?
How'd you do with the victims program?
Kurbanın elleri temizlenmiş, ama tırnaklarının altında...
The victim's hands were wiped clean, but I did find trace
Göğsünde fazla miktarda morarma var, büyüklüğüne ve şekline bakarsak katil, kurbanı yerde tutmak için dizlerinin üstüne çıkmış.
So, there was also substantial bruising on the chest... about the size and shape we'd expect if the killer was on top, - using a knee to hold the victim down. - Mm-hmm.
İçmeyi bıraktıktan sonra, kurban grupları için gönüllü çalışmaya başladı.
After he was sober, he started volunteering with that victims group.
Biz kurban destek işinden pek bahsetmezdik.
We didn't really talk about his victim-advocate work.
Kurbanın tırnaklarında DNA izi bulduk.
We found the DNA in the trace under the victim's fingernails.
Kurban rolü mü oynamak istiyorsun?
You want to play the martyr here?
Cinayet kurbanı daha fazla ölü olamaz.
The victim's not gonna get any deader.
Kurbanımız belediyede sağlık güvenlik müfettişi imiş, ironiye bak.
Ironically, he works for the city as a safety inspector.
Gerçekten bizim kurbanımız...
Is it true that our victim was...
Kurbanımız kamu hizmeti yapıyor gibi görünse de, sanıyorum bu kostüm ve ismi kendi kendine belirlememiştir.
Well, unlike his civic-minded brethren, our victim did not come up with his own superhero name and costume.
MAntıklı- - Kurbanın öyle bir kemeri vardı.
Makes sense- - the victim was wearing one.
Sen bir kurban değilsin Emma.
You're not a victim, Emma.
Burada kurban olan benim.
I'm the victim here.
Burada kurban sen değilsin.
You're not the victim here.
- Üçüncü bir kurban var, Benjamin Williams.
- We've got a third victim. Benjamin Williams.
Onu dördüncü kurbanımız olarak sayıyoruz.
We treat her as our 4th victim.
Tim, kurbanın kocanla ilişkisi olduğunu söyledi.
Tim said the victim was having an affair with your husband.
Kurbanın evine ve iş yerine gitmeyeceksin.
You are not allowed near the victim's home or place of work.
Kurbanın kocamla ilişkisi vardı.
She was having a a relationship with my husband.
DNA'sı kurbanın elindeki saçta bulundu.
The DNA from his hair was in the hand of a murder victim.
Kurbanın kaybolan eşyalarını kontrol etmede polise yardım etmiş.
He was helping the police see if the victim had anything missing.
Elimde Matthew Neil ve iki kurban arasında yeni iki bağlantı var.
I've found two new connections between our victims and Matthew Neil.
Kurbanın kocanla ilişkisi varmış.
The victim was having an affair with your husband.
Evet ama son kurbanın üzerinde yeni deliller bulduk.
Yes, we found some evidence on our latest victim.
Kişisel bir intikamın kurbanı gibi duruyor.
He looks like the victim of a personal vendetta.
Kadın kurban, boğulmuş ve sonrasında da kanları boşaltılmış veya tam tersi.
Female victim, strangled, then exsanguinated, or maybe vice versa.
Kurbanımızın şöhreti Daha şimdiden burayı bir medya sirkine dönüştürdü.
Our victim's fame is already turning this into a media circus.
Polis ada sakinlerinin, onu bir ayinde kurban etmek isteyen tarikat üyeleri olduğunu öğrenir.
Cop realizes that the islanders are actually cultists Who want to use him as a human sacrifice For some kind of ritual.
Kurban kim?
Who's the victim?
Buradaki kurbanımız da Tam da T4 ve T5 omur arasına darbe almış.
Our victim took his right between his T4 and T5 vertebrae.
Bu sadece şanstı, Ve ben hala bu kurbanın kimliğini bulabilirim, Çok teşekkür ederim.
That was lucky, and I can still help I.D. this victim, thank you very much.
- Şu iki kurban, onların kıyafetlerinde de endüstriyel kimyasallar var,...
Just these two victims, they, uh, they both have industrial chemicals in their clothes,
Bir tarikat kurbanını hipnotize etmek mi?
Hypnotizing a cult victim?