Kurtarın translate English
6,305 parallel translation
Yüzbaşı Bennigan, kendinizi kurtarın, eve dönün.
I'm hit! Captain Bennigan, save yourself, come home.
Tamponda "Balinaları kurtarın." çıkartması var.
It's got a "save the whales" bumper sticker.
Ve "Balinaları kurtarın." çıkartması da var.
And a "save the whales" bumper sticker.
Ne olur kurtarın onu Ana Kraliçe.
Please save him, madam!
Kurtarın beni!
Save me!
- Ulaşımımızı kurtarın! - Ulaşımımızı kurtarın!
Save our transit!
Kendinizi kurtarın.
Join us, save yourself.
Hepimizi kurtarın.
Save all of...
Onları bulup kurtarın.
Free them.
Bizleri tüm kötülükten kurtarın.
From all evil, deliver us.
Tüm günahlardan, gazabından ani ve gafil ölümden, şeytanın tuzağından öfkeden, nefretten ve tüm garezden kurtarın.
From all sin, from your wrath, from sudden and unprovided death, from the snares of the devil, from anger, hatred, and all ill will.
Kurtarıldın mı?
Are ye saved?
Önce aklını karıştırır ve sonra seni kurtarır.
Messes with your head and then rescues you.
- Senin kıçını kurtarırken verdiğimiz hasarın borcunu kapatmaya çalışıyoruz. 4, 3...
- We're trying to clear the tab for the damage done saving your ass. 4, 3...
O sizin kurtarıcınız değil.
She is not your savior.
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek.
We must pass God's test and prove humanity is still worth saving.
Dr. Lecter'ı affettim ben tıpkı Kurtarıcımızın Romalı askerleri affedişi gibi.
I have forgiven Dr. Lecter as Our Saviour forgave the Roman soldiers.
Sizin kurtarıcı diye tanımladığınız kişi dünya dışında hiçbirşeyi kurtarmakla ilgilenmiyor.
Your so-called savior isn't interested in saving anything but the world.
Şu ünlü Philly sokak sanatçısının grafiti çizdiği travma sonrası stres bozukluğu yaşayan Irak Savaşı veterineri Amerikan Elçiliği tarafından serbest bırakılmış onun sevdiği Hip-Hop onun hayatını kurtarır mı?
The Iraqi War vet who was discharged for covering the American embassy with the graffiti that he used to make him a famous Philly street artist, and when he comes home crippled with PTSD, it's only his love of hip-hop that can save his life?
Tanrı'nın sınavını geçip insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamamız gerek.
We must pass god's test. And prove humanity is still worth saving.
Siz ikiniz Freya'ya el pençe divan durup da kuyruğunuzu bacaklarınızın arasından nasıl kurtarırım diye düşünürken ben de yeni bir plan yapıyordum.
While you two have been kowtowing to Freya and devising ways to flee with your tail between your legs, I've been forging a new path.
Birisinin hayatını kurtarıyordun.
You were saving someone's life.
Dünyanın kurtarılamayacağını fark ettim.
I realized that maybe the world can't be saved.
- Hurdalıktan ve eski makinelerden... kurtarılan parçalardan oluşan kara mayını.
- This is a disemboweled land mine made of salvaged parts from junkyards and old machinery.
Tanrım, tüm müminlerin yaratıcısı ve kurtarıcısısın. Merhum hizmetkarlarının ruhlarını affet, bağışla.
O God, creator and redeemer of all the faithful, grant the souls of the deceased universal remission of sins.
Zaman'ın kızları kurtarırken görülmemesi gerektiğini ikimizde biliyoruz.
We both know Zaman can't be seen rescuing these girls.
Tanrı'nın sınavını geçmeli ve insanlığın hâlâ kurtarılmaya değer olduğunu ispatlamalıyız.
We must pass God's test and prove humanity is still worth saving.
Bugün dünyanın kurtarılmasına yardımcı oldun.
You helped save the world today.
Cesur Polis Karargâhı tarafından kurtarılırsın, ya da tutuklanırsın.
Rescued by the brave Questura, or apprehended.
Kanı, menenjit bulguları için olumlu çıkarsa onu karantinaya alabiliriz, sevgilisinden uzağa oraya bir sosyal hizmet görevlisi koyup belki hayatını kurtarırız.
If her bloodwork came back positive for signs of meningitis, we could get her into isolation, away from the boyfriend, maybe save her life.
Sen dünyayı kurtarırken ben otobüs şoförümüzün ne yaptığını kontrol edeceğim.
You fix the world, while I check how our bus driver is doing.
Sana karşı açık olacağım Aramis, hayatın kurtarılamaz ancak Kraliçe için hâlâ umut var.
I'm not going to lie to you, Aramis. Your life cannot be saved. But there is still hope for the Queen.
Rochefort aleyhine delil verirsen Kraliçeyi kurtarırsın.
Give evidence against Rochefort and you save the Queen.
Kaçmadın, kurtarıldın bir kere.
It was not an escape, it was a rescue.
Beni babamın elinden kurtarıp ralliye götürdüğün o götü boklu çocuk değilim artık.
I'm not the dumb little shit I was when you saved me from Dad, took me to my first rally.
"Kurtarıcımızın yanımızda olduğunu bil."
"Know that our redeemer liveth."
Buradaydı. Joe'nun hayatını kurtarışını seyretmiştim.
Watched him save Joe's life.
Bir sene evvel kasabamızın halkı kubbeden kurtarıldı.
A year ago, the people of this town were delivered from the dome.
Ve nasıl kurtarılacağını da biliyorum.
And I know how to save him.
Les Agnettes'ın Kurtarıcısı.
( LAUGHS ) The White Knight of Les Agnettes.
Hala ikimizde nasıl kurtarıldığını bilmiyorum.
I still don't know how either of us recovered.
Kardeşinim, sikik kurtarıcınım.
I'm your brother, your fucking saviour.
Harbiden de kurtarılacak bir tarafın kalmamış.
There really is nothing in there left to save.
Güç kesilmeden önce kaydedilen son görüntüyü kurtarıyorum. - Skye'ın babası mı o?
I'm recovering what was recorded before the power went out.
Tanrının seçtikleri cennete gidecek ve lanetlenmiş olacaklar kurtarılamadı.
And God's chosen will ascend to heaven, and those who have not been saved will be damned.
- Sen iyi bir adam, iyi bir kurtarıcısın.
You're a good man - a saviour.
Hafıza kartını kurtarırsak görürüz. Diğer ikisiyle konuşalım.
Maybe, if I can salvage the memory card.
Bir zamanlar Hell's Kitchen'ın kurtarıcısı olarak bilinen adam şu anda...
The man once hailed as the savior of Hell's Kitchen is now believed to have been involved...
O gece Brandy ile verandada o aptal iti kurtarırken gelen adamsın sen.
You're that dude that walked up on me and Brandy that night on the porch when I was saving that stupid mutt, or something like that.
Siyahların kentlerinin arada sırada kurtarılmaya ihtiyacı yok mu sence?
You don't think black towns could use some help once in a while?
Geleceğin kurtarılacağını ve var olmayacağını söyleyeceksin ama sence sana ne olacak?
I know you say that the future will be saved and that you won't exist, but... what do you think happens to you?