Kuzenler translate English
228 parallel translation
- Senin kuzenler!
- Your cousins!
Beyaz kar şapkalı anne ve baba dağlar... ve daha küçük şapkalı yeğenler kuzenler.
The father and mother mountains with their white snow hats... and their nephews and nieces, with smaller hats.
# Teyzeler ve kuzenler #
Aunts and cousins
# Teyzeler ve kuzenler #
- [Echo Continues] - Aunts and cousins
- Geraldine'in geleceği ve ona dair planlarım - Ne konuşuyorsunuz kuzenler?
- Geraldine's future... and this little plan I have which I'd better discuss with you before –
Kuzenler.
Cousins.
Kuzenler, kardeşler, yeğenler.
Cousins, brothers, nieces.
Evet, evet, ama, eee, bu kardeşler, amcalar, kuzenler ve halalar...
Oh, yes, yes, but, eh, these brothers and cousins and uncles...
Uzaktan kuzenler.
Distant cousins.
Aynı zevklere sahip kuzenler ama farklı uyruklardan ve bütün gece gölde kürek çekiyorlar.
Cousins with the same tastes of different nationalities rowing all night across the lake...
Hiç bitmez zaten bütün bu arkadaşlar ve kuzenler.
All these cousins and friends - there's no end to it.
- Kuzenler de evlenebilir.
Cousins get married. You wouldn't want to marry a criminal.
Kuzenler arasında sıkça yapılan bu evliliklerin soyumuzu geliştirdiği söylenemez.
I was thinking that these frequent marriages between cousins do not improve the stock. Look at them.
- Ve şimdi, her yerdeki kuzenler için...
- And now, for cousins everywhere...
Bakın ona, kuzenler.
Just look at him, cousins.
Bitti, kuzenler.
It's all over, cousins.
Rahibe-kuzenler muhtemelen iyi dövüşürler.
Sisters-cousins fight good, probably.
Rahibe-kuzenler Amiral tatlım'a iyi bakarlar.
Sisters-cousins take good care of Admiral Honey.
"Teyze yok, amca yok, kuzenler, yeğenler yok."
"Without aunts, uncles, cousins or nieces"
Bunlar kardeşler, kuzenler ve arkadaşlar.
These are the brothers, cousins and friends.
Şu aile yemekleri : Halalar and kuzenler - Ne sıkıcı!
the aunts and cousins - what a bore!
Aile, amcalar, teyzeler, kuzenler derken...
You know how it is with the family, uncles, aunts, cousins...
Bazı kuzenler bu adayı istiyor.
Some cousins want this island.
TAZE KUZENLER
TENDER COUSINS
Kuzenler nadiren bu kadar benzer görünür.
Cousins rarely look so similar.
Kuzenler. Büyük hanedanın varisleri, büyük bir servetin sahipleri.
They're part of a dynasty that represents an authentic empire of wealth.
Coimbra kuzenler... tamam...
The Coimbra Cousins.
" Kuzenler Antonio ve Bastiano Coimbra, kurmuş oldukları tezgahlarını, Rio merkezli paravan şirketleri vasıtasıyla sürdürmekten çekinmiyorlar!
The cousins, Antonio and Bastiano Coimbra ripped it up until the early hours in the morning in the company of the most notorious gang boss in Rio!
Önce, kuzenler bizim çekleri imzalaycak... Sonra dışarı çıkacaklar!
Little cousin and big cousin first sign our checks, and then they go out.
Muhtemelen dayak yiyen diğer aile üyelerini de duymuşsunuzdur. Dayak yiyen üvey enişteler, evlatlık kuzenler üçüncü dereceden kuzenler... Aslında dayak yiyen bu uzak akraba olayı bana biraz garip geliyor.
And you heard that there are other members of the family being abused, battered step uncles in-law, battered foster cousins, battered third cousins once removed, in fact, the whole idea of battered distant relatives strikes me as a little strange.
Apaçık belli ki, onun memleketinde, kuzenler evlenebiliyor.
It's obvious in his country, cousins can marry.
- Kuzenler daha çok şakalaşmalılar.
Cousins should joke more.
Ne mutlu yeğenler dayılar, gelinler ve kuzenler annen ve büyük çocukların var.
Blessed are the nephews, uncles, daughter-in-laws and cousins, the mother-in-laws and grandchildren.
Kuzenler kuzenlerle evlendi.
Cousins married cousins.
Sevgili Kuzenler şimdide Four Seasons'dan harika bir parça geliyor.
So cousins, here's a great song from the Four Seasons.
Evet kuzenler tatil hemen hemen bitti. Bu hafta sonu burada çalışanların günü olacak. Evet kuzenler tatil hemen hemen bitti.
Well, Cousin, it's almost over.
Kardeş gibi yakın, sonradan yolları ayrılan kuzenler.
Closer than brothers, who came upon two roads that diverged.
Dedemler, babamlar, kardeşler, teyzeler, amcalar, kuzenler.
Grandparents, parents, brothers, sisters, aunts, uncles, cousins.
Kuzenler ve komşular falan toplam 20 çocuk vardı. Sürekli yaramazlık peşindeydiler.
Between the cousins and neighbours, there were 20 kids... always causing trouble together.
- Kuzenler arası?
No! Cousins?
Amcalar, halalar, teyzeler, dayılar. Kuzenler, Gwen'in ailesi.. Ve diğer tüm davet etmek istediğimiz akrabalar.
Uncles, aunts, cousins, Gwen's parents... and any siblings or other relatives who'd like to come.
Beni çok hayal kırıklığına uğrattınız, kuzenler.
Really? I am very disappointed in you, cousins.
Kuzenler öpüşüyor!
You're kissing cousins!
Burada birçok yabancının anladığı anlamda değil. Kuzenler son derece yakındır.
It may not mean a lot to you foreigners but here, cousins are extremely close.
Kuzenler ve kamp arkadaşları.
Cousins and camp friends.
Kuzenler, halalar, amcalar... söylenenlerin hepsi, 25 kadar ölü olmalı.
There were. Cousins, aunts, uncles... All told, there must be 25 dead...
Kuzenler, halalar, amcalar...
Cousins, aunts, uncles...
Olsa olsa, uzak kuzenler olabilirler.
At best, they could be distant cousins.
- Ayrıca bahse girerim ki... Seth ve Reuben adlı kuzenler de vardır. "
I'm willing to bet... there are also cousins called "Seth" and "Reuben."
Baba, oğul, amcalar, kuzenler...
Dear friend! Brother! My beautiful brother!
Coimbra kuzenler...
But of course, the Coimbra Cousins.