Kuş beyinli translate English
401 parallel translation
Kuş beyinli misin?
Want to end your career?
O kuş beyinli.
That nitwit.
Bir kaç kuş beyinli öğrenciyi yakalamanın ve yazılı basına el koymanın faydası olmaz.
It's no use roping in a few harebrained students and confiscating a printing press.
Artık senin o kuş beyinli planlarının bir parçası olmayacağım.
I will not be involved in any more harebrained schemes.
Asıl kuş beyinli sensin. Bu kadarcık şeyi bile anlamıyorsun.
You ain't got sense enough in that chicken head to see that we ain't stiffs.
Kuş beyinli!
- Remember who you are!
- Hayır, ben kuş beyinli değil.
No... nein. Ich... Ich nein cuckoo.
Sen kuş beyinli... Çünkü Bayan Hunter beni seviyor.
You cuckoo... because Miss Hunter...
- Bulmadım kuş beyinli.
- I haven't got her, you nitwit.
Kuş beyinli!
- You understand now? - No.
Sen de kuş beyinli.
You too, silly goose.
Sadece kuş beyinli bir buzağı kendi kendini çamura saplardı.
Only a brainless calf would get himself stuck in the mud.
Kuş beyinli adamım.
I got you, birdbrain.
- Seni geveze kuş beyinli!
Why, you blithering blockhead!
Bak, kuş beyinli. Elimizde ufak bir gangster olduğunu ima etti.
Father Dineen was trying to tell us in a very nice way that we've got a little gangster on our hands.
Bu kuş beyinli aptal...
Now what harebrained idiot would...
Ok atmayı kesermisin, kuş beyinli?
Will you hold your fire, you leatherhead?
Ne yaptığını bilmeyen kuş beyinli yaşlı kadın için bu riski alacak mısın?
You wanna take a chance like that just for a dippy dame that don't know up from down?
Tabii, bir an için kuş beyinli olduğumu unuttum.
Sure. I forgot for a minute that I was a lamebrain.
Sadece bu sefer topu sıkı tut, altın renkli tacını ben vereceğim kuş beyinli.
Just hold on to the ball this time, or I'll crown you king pinhead.
Kuş beyinli!
Pea-brain!
Bu kuş beyinli zavallıya aldırma sen.
Don't pay attention to this poor idiot.
Sen sığ, geveze ve kuş beyinli bir serserisin. Sessiz kalmak seni mahveder.
You're a shallow, talkative, empty-headed ne'er-do-well and to remain silent would destroy you.
Berlin'de birkaç kuş beyinli bir şiir yakaladı diye birliklerimi teyakkuza geçirirsem nasıl disiplin sağlarım?
How can I maintain discipline if I keep my troops on the alert... ... just because a pair of nitwits in berlin intercept a poem?
Seni kuş beyinli, bu dinamit!
You nitwit, that's dynamite!
- Çocuk! Aptal! Kuş beyinli!
- Infant, idiot, nitwit!
- Bu herif kuş beyinli.
- He's a nitwit.
- Kuş beyinli!
- Sir. Commissioner.
Tamamiyle öyle. Şayet Birleşik Devletler Ordusunun, geniş bir çölü geçmeleri için bir grup kuş beyinli kadına eskortluk yapacağını ve kendilerini onlar için atların altına atacaklarını düşünüyorsanız, ciddi şekilde yanılıyorsunuz.
But if you think the United States Army is going to escort a bunch of harebrained females across open desert, bent on throwing themselves under horse teams, you're gravely mistaken.
Tabii senin bu kuş beyinli planın baş döndürmeye yeter.
Of course, this harebrained scheme is enough to make any man giddy.
Rahat bırak beni, kuş beyinli!
Leave me alone, nitwit!
Sana söylemiyordum, kuş beyinli.
Wasn't talking to you, limp-brain.
Kuş beyinli karısıyla birlikte bir kredi şirketinden 3,000 dolarlık kredi çekmişler.
He and his nitwit wife were in hock to a loan association for $ 3,000.
Seni beşpara etmez, kuş beyinli.
You two-bit redneck peckerwood.
Seni kuş beyinli...
You nitwit...
Kuş beyinli Li Kui adını duyduğunuzda
I hear Li Kui has reckless courage
Yoksa onunla aranızda bir irtibat mı var? . Kuş beyinli sensin..
You must have heard of your reputation... as being the nitwit
Yürü! Taşı şunu, kuş beyinli.
Move it, you birdbrain.
-... kuş beyinli?
- you birdbrain?
Şimdi beni dinle kuş beyinli seninle işim bittiğinde, keşke doğmasaydım diyeceksin.
Now, listen, you pimple head, when I finish with you, you'll wish you were never born.
Hepsi kuş beyinli onların.
Don't pay attention to what women say!
Hadi sizi kuş beyinli hergeleler.
Come on you egg-brained offsprings!
Çıkar şu Rolls-Royce'u yoldan. Çabuk. Seni kuş beyinli.
Ram that Rolls-Royce off the road faster you feather-headed...
- Hadi kuş beyinli! Peşlerinden ayrılma!
Come on, stay with'em!
Bence kuş beyinli o.
I think she's a moron.
Seni kuş beyinli fahişe!
You skull-cracking, cotton-brained whore!
Seni aptal, kuş beyinli, yassı kafa içinde de büyük bir kavun var.
You stupid, birdbrained, flat-headed... - with a great juicy melon behind.
Çek ellerini üstümden, kuş beyinli. Seni tanımıyorum, Carl.
Get your hands off me, you pinhead.
Bu saygın topluluk arasında var mı bir kuş beyinli?
Is there a jackass present in our esteemed assembly?
Hayır, you kuş beyinli, "pussy" değil.
No, you knot-head, not "pussy."
- Kuş beyinli.
You're cuckoo.