Kölelik translate English
716 parallel translation
Kölelik sona ermişti, sanırım.
Oh, that's all finished, I believe.
Kölelik kalktı, haberin yok mu?
Ain't you heard about the big liberation?
Sorun şu ki kölelik karşıtları uyuyan köpek gibi görünmüyorlar.
Trouble is, those abolitionists don't act like sleeping dogs.
Bir kölelik karşıtından bahsediyordum Bayan Julie.
Why, for an abolitionist, Miss Julie.
Askerler, kölelik için savaşmayın, özgürlük için savaşın!
Soldiers, don't fight for slavery, fight for liberty!
Muhtemelen bunun iki, üç katı edersiniz. Ama öyle bile olsa, kölelik günleri - Demek istediğim o esirlik günleri -
But even so, the days of serfdom – I mean bondage –
Gece gündüz kız kardeşlerine kölelik etmeyi bırakmalısın artık.
You mustn't go on slaving day and night for your sisters.
Çocuklarına öğretmenlik yaparak kölelik etmesi yetmez mi?
It isn't enough she slaves teaching your stupid kids how to read and write,
Kölelik bu.
Slavery.
Bu büyük kabilede, kadın cinsinden olanlar... kuralları koyar ve yönetirler... yıllarca kölelik eden ve böylece gücünü kaybetmiş erkeklerin... haklarını sistematik olarak... reddederler.
In this vast tribe, members of the female sex... rule and govern... and systematically deny equal rights to the men... made weak and puny by years of subservience... too weak to revolt.
Bu maaşla kölelik geri gelebilir.
Well, at my salary, slavery can come back.
Bu kölelik alâmetini de haddinden fazla taşıdın. Bundan böyle, resmen özgürsün.
And you've worn this emblem of slavery for far too long.
Gerçek olabilir, ama eğer herkes... çalışmanın sadece bir görev değil de bir mahkûmiyet, kölelik olduğunu anlarsa...
It might be true, but if everybody understood... that work is not just a duty, but a condemnation...
Nerede olursa olsun kölelik köpekliktir.
To be a slave anywhere is to be a dog.
Yozlaşma, entrika, kölelik.
Corruption, intrigues, slavery.
Siz ve aileleriniz için ölüm ve kölelik boy gösterecek.
There'll be death and slavery for you and yours.
Ve seçtikleri o çuvalda, Kölelik saklanıyordu.
And in those sacks they had chosen slavery was hiding.
Kızlarımızdan hiç biri ayılar diyarına gelip yedi sefil ormancıya yemekti, çamaşırdı kölelik yapmak istemez!
None of our gals is going to go off to bear country with you to cook and wash and slave for seven slumocky backwoodsmen.
Bir yillik donma, açlik, kölelik.
A year of freezing, starving, and slaving.
O, günde 12 saat kölelik ederken onun parasıyla kafayı çekmek.
Drinking away his money while he slaves 1 2 hours a day?
Kölelik çok kötü bir şey.
Slavery very bad thing.
İsrailoğulları da Mısırlılar tarafından insafsızca hizmete zorlandı ve hayatları kölelik yüzünden acıyla doldu ve yakarışları Tanrıya ulaştı ve Tanrı onları duydu.
So did the Egyptians cause the children of Israel to serve with rigor ; and their lives were made bitter with hard bondage, and their cry came up unto God and God heard them.
Kölelik, ölümden daha mı iyi?
Is life in bondage better than death?
Senin gibi pis domuzlara neden kölelik edeyim?
Why should I slave for filthy pigs like you?
Kısa bir süre önce burada idi, Kölelik sorunu üzerine Dostlar Derneğinin toplantısında bir konuşma yaptı.
He was here but a short while ago, addressing a convocation of the Society of Friends on the question of slavery.
Kölelik yüzüğün.
Your slave ring.
Ben bu şeyi giymem, kölelik nişanı bu.
I wouldn't wear that stuff, it's a badge of servitude.
Tuz madenlerinde kölelik yapar, karda yalın ayak o ağır torbaları taşır. Kazakların sıcak nefesinden başka onu hiçbir şey ısıtamaz.
Slaving in the salt mines, schlepping heavy bags barefoot through the snow with nothing to keep him warm but the hot breath of the Cossacks.
Babasının yanında kölelik yapmaktan başka sabırsızlıkla bekleyeceği bir şey yok.
She can only look forward to endless days of slaving at her father's side.
Sabahtan akşama kadar kölelik yapan benim. ... senin tek yaptığın ise şu işe yaramaz beyinsizle kıç büyütmek.
I slave from morning till night, and all you can do is sit around with that gormless good-for-nothing there.
Kölelik Anayasa tarafından yasaklanmıştır.
Slavery is forbidden by the Constitution.
Halkıma göre kölelik, bilinmeze gitmekten iyidir.
To my people, slavery may sound better than the unknown.
Sadece babam ve ben Brewster için kölelik ettik.
Only my pa and me slaving away for Brewster.
Cava'dan Fiji'ye kadar her yerde aranıyor. Korsanlık, kölelik, isyan tecavüz, cinayet, hatta İncil'de bile bahsedilmeyen şeylerden dolayı.
From Java to Fiji he's wanted for piracy, for slavery, for mutiny for rape, murder, even some things that are not mentioned in the Bible.
"Biraz para kazanmak için turistlerin yanına gittik. ( Modern kölelik )"
"To earn a little money, we drew for the tourists - modern-day slaves."
Mehdi beni Nil'den aşağı yolladığında, hükümet acı içinde bakacak ve majestelerine, din adamlarına ve kölelik karşıtı halka " Evet, Gordon'u gönderdik.
And when the Mahdi floats me down the Nile... the government will assume a pained expression... and say to Her Majesty and the churchmen... and the anti-slavery people, " We sent Gordon.
Eğer orda kölelik olmayacağına söz verirsem - ki bunun bittiğine saygılıyım - bu tutumum hükümetini ikna edecek mi?
If I give you my word that there will be no slavery... I regard the institution as ended... does my attitude influence your government?
Bu bir kölelik yaşamı olabilirdi çünkü askeriye ile sanayi sektörü çok benzerdir ikisi de, para ve emirlerle yürütülür.
It can become a life of submission, because the military and industrial complexes coexist well, as do the logics of money and order.
"Bu iç kölelik!" diyecekti.
He's angry. He's going to say : "That's domestic slavery!"
- Candia, kölelik olan bir şehirdir.
Candia is a town built on slavery.
Kölelik, serflik, ücretlilik.
Slavery, serfdom, wage-earning :
Gördüğünüz gibi Elkabar'da kölelik olduğu söylentilerini sonlandırmak için can atıyorum.
I am as anxious as you to see an end to rumours of slavery here in Elkabar.
Ve sana gelince Fasar, sen ve çekici İngiliz eşin artık burada kölelik olmadığına ikna olmuşsunuzdur.
And I assume, Fasar, that you and your charming British wife are now convinced that there is no slavery here.
Ve sakın eklemeyi de unutma Uluslararası Kölelik Komisyonu'ndan bir denetleme kurulu getirmene ben izin verdim.
And you will be sure to include the fact that I allowed you to bring an inspection team from the International Commission on Slavery.
Sadık kardeşim hala pul koleksiyonu ile oynuyor kölelik olmadığına ikna oldu.
My stalwart brother is back playing with his stamp collection, convinced that there are no slaves.
Fasar, eğer Elkabar'da hala kölelik varsa buna son vermesi gereken tek kişi sensin.
Fasar, if there is still slavery in Elkabar, then you are the one who must put an end to it.
- kont Vateville, - Beş yıl kölelik soyguncu cesaretini kırmış!
Count Vateville, it's sad how five years of slavery have robbed you of your courage!
İşin kölelik. Rengin siyah.
Slave by employment, black by colour.
Orada kölelik yok.
No slavery there.
Kölelik kurumlaşmaya başlamış. Tedavi masraflarının garantisi, emeklilik maaşı.
Slavery evolving into an institution, with guaranteed medical payments, old-age pensions.
Bunlarda kölelik, gladyatörlük oyunları ve despotluk var.
They have slavery, gladiatorial games, despotism.