English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ K ] / Kütüphanede

Kütüphanede translate English

1,357 parallel translation
... kütüphanede hayal etmek faydalı oluyor.
.. to imagine myself back in the library.
Kulağa çok eğlenceli gelsede, Yapmam gereken dünya kadar ödev var arayı kapamam lazın, yani bütün gece kütüphanede olacam.
As much fun as that sounds, I have a ton of schoolwork that I need to catch up on, so I'm gonna be at the library all night.
- Aslında Prue, ben kütüphanede değilim.
- Actually, Prue, I'm not at the library.
Neden bütün gece kütüphanede olucağını söyledin?
Why did you say that you were gonna be at the library all night?
Bu dönem senin yüzünden kütüphanede ne kadar çok vakit geçirdim biliyor musun?
Do you have any idea how much time I've spent "sexiled" in the library already?
Tracy'yi Rose'la kütüphanede gördüm.
I saw Tracy at the library with Rose.
- Senin kütüphanede ne işin vardı?
- What were you doing in a library?
Bir akşam kütüphanede ders çalışıyordum.
I was working late in the library.
Bu bina, 90'ı aşkın farklı kütüphanede yer alan 13 milyon ciltlik koleksiyonun bir kısmını içeriyormuş.
'This building is one component of a 13 million-volume collection...'housed in more than 90 different libraries.
Kütüphanede çalışıyordum.
- In the library studying.
O bunun yanında, kütüphanede geçirilen sessiz bir gece gibi kalır!
That'd be a quiet night in at the library - not!
Kirk, kütüphanede görüşelim.
Kirk, you meet me in the library.
Kütüphanede!
The library!
Üzgünüm ama kütüphanede olacağını sanmıyorum.
Sorry, but I don't think he'll be at the library.
Gidip Sör Hugo'yu gör, kütüphanede seni bekliyor.
Now go and see Sir Hugo. He's waiting for you in the library.
- Sör Hugo kütüphanede beklediğini söyledi, efendim.
Sir Hugo said to tell you he's in the library, Sir.
Evet, şuanda kütüphanede olmalı.
Yeah, he should be heading for the library right now.
Bugün kütüphanede olağanüstü bir şey buldum. Oturulacak bir şey mi?
So, I found something today I think is pretty incredible in the London Library.
- Aynalı kütüphanede, değil mi?
The mirror library, right?
Emery'nin annesini buraya getirip kendisini aynalı kütüphanede astı.
He brought Emery's mother into the house and then hung himself in the mirror library.
- Kütüphanede ateş yakmasını söylemiştim.
- I told her to light a fire in the library.
Sessiz olmamız lazım... kütüphanede!
We need to be quiet... in the library!
Katie, eski bir kütüphanede uyuya kaldın en iyi şartlar altında bile bu insanın ödünü patlatır.
Katie, you fell asleep in an old library which is terrifying under the best of circumstances.
Kanada'da bir kütüphanede iş buldum.
I got a job in a library in Canada.
- Kütüphanede birşeylere bakıyordum...
- Checking out the library.
Kütüphanede yanında gördüğüm hoş çocuk kimdi?
So, um... who was that cute guy I saw you with at the library?
Herkes kütüphanede toplandı. Suami, sıra sende.
More tandoori in the library.
Majesteleri, festival komitesi kütüphanede... toplandı, talimatlarınızı bekliyorlar.
Your Highness, the festival committee is assembled... in the library awaiting your instructions.
Bu Hermione'nin saldırıya uğradığında neden kütüphanede olduğunu açıklıyor.
This is why Hermione was in the library the day she was attacked.
Kütüphanede, onun gibi soğuk almış yaşlılar hakkında her şeyi araştırdım.
In the library I looked up everything old people like her could suffer from.
Lütfen geceyarısı benimle kütüphanede buluşun.
Please meet me in the library at midnight
Geceyarısı kütüphanede benimle buluşun.
At midnight meet me in the library
Zamanını kitaplarla harcayan birine benziyor. Kütüphanede çalışıyor.
He does look like someone who spends his time with books.
Tanrım. Şu anda kütüphanede.
Oh God!
Ortaokulun ilk yılında, kütüphaneciyle çalışmak üzere, kütüphanede, haftada bir saatin var.
In the first year of middle school, you have one hour a week in the library, working with the librarian.
Tibet'te çalışacaklar için kütüphanede başvurular yapılıyordu. Ben de onlara katıldım.
There was an application in the library for Tibet support workers... and I signed up for it...
- Kütüphanede oturmuş o kitabı açıp kelimeleri okuyana kadar güvendeydim.
- I was safe in the library until I opened that book and read those words.
Ve bu şarkı... - Neden kütüphanede çalışmıyorsun.
- So why don't you study at the library?
Bunu bana kütüphanede verdi.
He gave this to me in the library.
Kütüphanede çok zaman geçiririm de.
I spend a lot of time at the library.
Şu kütüphanede, başka neler üzerine çalışıyorsun?
What else do you study at this library?
Leviathan'ları kütüphanede öğrenemezsin.
You can't learn Leviathans in the library.
Jefferson Ceza Hukuku Üniversitesi'ndeki kütüphanede çalışıyordum.
Monday night? I was studying in the library at the Jefferson College of Criminal Justice.
Kütüphanede olduğunu gören var mı?
Anybody see you cracking the books in the library?
Bak ne diyeceğim, saat 16.00'da kütüphanede buluşalım tamam mı?
I'll tell you what, what do you say we meet in the library, 4 : 00?
O gün kütüphanede olan olaylar yüzünden kendimi bir parça sorumlu hissediyorum.
I do feel a certain sense of responsibility about what happened that day in the library.
Evet, kütüphanede kalmam gerekti.
Yeah, I got held up at the library.
İlk yılımda 20 cm. uzayana kadar kütüphanede saklandım.
I hid out in the library until I grew 9 inches my junior year.
Kitapları kütüphanede gördüm.
I saw the books in the library.
"Billy Bathgate." kütüphanede bulmuşlar.
Billy Bathgate. They had it in the library.
- Kütüphanede...
- He's at the library.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]