Kısım translate English
136,471 parallel translation
O kısımları çıkarttırdım.
I had it redacted.
- Burası kaçtığımız kısım.
- This is the part where we run.
- Bu da zor kısım değil di.
That's not the hard part, either.
Tanık'ın dönüşüne hazırlandığımız gibi sona, çocuğun hikâyesinin başlangıcına ve çevresine çocuk zamanla bir adam gibi büyüyecek.
As we prepare for the Witness's return to us... the end, the story of the child begins. His cycle.
Ya da saçmalık olabilir. Bilmen gerektiğine inandığım bir saçmalık.
Or maybe it's bullshit, but it's bullshit that I thought you should know.
Yumruklarımı sıkıyordum.
I was making fists.
Sızlanıp nalları dikebilirsin ama ben buradan ani bir şekilde çıkıp bu pislik yerden çok uzaklara gideceğim.
You may have croaked with a whimper, but I'm going out with a bang, somewhere far away from this shit-hole.
Anladığım kadarıyla Tanık'ın dönüşü için yapılmış.
From what I understand, it was built for the Witness's return...
Artık tüm olanları geri almanın bir yolu var mı bilmiyorum.
I don't know anymore if there's even a way to undo all this.
Evet balo gibi. Sosyete kızı tanıtım balosu.
Yeah, it's like a formal ball, especially one where debutantes are presented.
Hayatım artık daha büyük.
My life's so much bigger now.
Artık bitsin istiyorum. Yapmamız gerekeni yapalım.
Now I just want it to end, so let's... get what we came here for.
Ama burada sıkıştım!
But I'm stuck here!
Ben almayayım. Son gittiğimde pireler kıçımı ısırmıştı.
Last time I got my ass bit by chiggers.
Benim kızım dul.
My daughter... she's a widow.
Kızım kederli olduğundan davranışlarından sorumlu tutulamaz.
She's sick with grief and not responsible for her actions.
Akciğerlerindeki bütün sıvıyı boşalttım. Ama kımıldayıp durursa akciğerleri tekrar iflas eder ve bu muhtemelen onu öldürür
Got all the fluid out of his lungs, but if he moves around too much, his lung will collapse again, and it'll probably kill him.
Pasifik'e kıyısı olan yedi ülkede aynı yöntemli yedi cinayet bulduk, hiçbiri de Interpol'de yok.
We found seven other murders with the same M.O. in seven Pacific Rim countries, none of which are part of Interpol.
Karmakarışık...
I'm just, scrambled...
Ben de aynısını yapardım. Kalabalık ve insanların çıkardığı gürültü sinirlerimi dinmeyen bir panikle doldurmasaydı tabii.
I would have done the same... if crowds and that "whoo-hoo" sound people make didn't flood my nervous system with unyielding panic.
Ben SıkılaraAktif97. Baskınım.
I'm TopForTight97.
Sanırım o tulumun altında bir Robot Kız Vicki durumu var.
I think there's a Small Wonder situation happening under all those rompers.
İlk siyahi başkanımız, büyük umudumuz, beyaz olmayanlardan yüzde 110 talep eden bir dünya ile mükemmel olmaya zorladığı oğlunu eşitsizlikten kurtarmayı kafasına koymuş otoriter bir baba arasında sıkışmış biri.
[Lionel] In a dingy off-campus bar sits an unlikely patron... our first black president, our great hope, stuck between the rock of a world that demands 110 % from people of color and the hard place of an overbearing father determined to save his son from inequality by demanding he be perfect.
Umarım bir hata yapmıyoruzdur ama artık çok geç.
I pray this isn't foolishness... but it's too late now.
Hayal kırıklığına uğramana üzüldüm ama yapacak bir şey yok.
Don't daily. I'm sorry to disappoint you, but there's nothing to be done.
Saygısızlık etmek istemem ama kızım diye çiftlikte çalışamaz mıyım?
I don't mean any disrespect, but couldn't I do the farm chores even though I'm a girl?
Kızlar öyle işler yapmaz sen de biliyorsun. Yapamaz mıyım?
That's not the way of things and you know it.
Yalnız başıma büyük ve geniş bir tarlaya giderdim ya da ormanın en sık ve en derin noktasına dalardım ve başımı kaldırıp göklere, yukarılara o güzel ve mavi gökyüzünün sonsuzluğuna bakar ve okuyacağım duayı içimde hissederdim.
I'd go into a great big field, all alone, or into the deep, deep woods, and I'd look up into the sky, up-up-up, into that lovely blue sky without end, and I would just feel a prayer.
Hatta aslında birazcık da sade olsa da olur.
I'm sure I won't mind if it's... plain.
Şık olacağından da şüphem yok.
I'm sure I can imagine it's fashionable.
Artık sessizliğe alışık değilim.
I'm not used to the quiet anymore.
Sınıfımızda saçı seninki kadar kızıl olan bir kız vardı.
There was a girl in our class who had hair every bit as red as yours.
Artık gerçekten istediğim tek şeyin bu olduğunu anladığımdan kızıl saç takıntımı boş verebilirsin.
I realize now it's the only thing I truly want, so you don't have to worry yourself about my red hair.
Anladığım kadarıyla siz de şehir dışından gelen misafirsiniz artık.
I understand you are now an out-of-town guest as well.
Hadi biraz kımıldayalım.
Let's get to hopping.
Kızıp kızmadığımı soruyorsan gerçekten kızmadım.
I'm not really mad, if that's what you're asking.
Korkarım çıkınca Rick'in ilk durağı burası olacak.
I'm afraid this is gonna be Rick's first stop when he gets out.
Kızım bana dün gece itiraf etti.
My daughter confessed to me last night that she's been having...
Philly ile birlikte belki 10 aydır çıkıyorduk ve ben... Çok tartışırdık bu yüzden bunun hangi anı olduğunu bilmiyorum.
Philly and I dated for maybe ten months, and I was... we fought a lot, so I'm not really sure exactly which time this was.
Kazandığımda sığınağı herkesle paylaşmaya karar kıldım.
When I won, I decided to share the bunker with everyone.
Cidden kırmızı mı?
It's really red?
Beraber çok çabaladık, sen ve ben, ilk zamanlar senden hoşlanmamıştım...
We've been through a lot together, you and I. I didn't like you at first... That's no secret...
Kımılda!
Harper's running out of air.
Baban burada, ve küçük tatlı kızımıza ne kadar zarar verdiğimizi merak ediyor.
Here's daddy, wondering how much damage we've done to our sweet little girl.
Biliyorum şehirden gidiyoruz ama kısaca durumumuza bakalım. Kirk gitti, Ama Reddington'a göre, ölü değil.
Well, I know we're moving out, but just a quick gut check here, kirk is gone, but according to reddington, he's not dead.
Alexander Kirk'ün terörizmle bağlantısı üzerine, başkanlık kampanyamı durdurdum ve bir senato sorgusu başlattım.
I halted my presidential campaign and launched a senate hearing into Alexander kirk's links to terrorism.
Bence Charles'ı kısa süreliğine kasaba dışına çıkarıp işleri hale yola koyalım.
I think it's best to get Charles out of town for a spell, let this thing settle down.
Onca yoldan geldiğiniz için minnettarız ama kızımız bir sürü doktorla tanıştı. Her biri daha fazla tahlil istediler ve ona zor anlar yaşattılar. Gerçekleştiremeyecekleri sözler verdiler.
Listen, we're grateful that you're here, that you came all this way, but our daughter's met dozens of doctors, each one ordering more tests, putting her through more hell, making promises they had no business making.
Şimdi donör olmadığına göre kızımızı nasıl iyileştireceksiniz?
And now, I mean, if there's no donor, how do you fix our daughter? !
Özür dilerim, kafam biraz dağınık.
I'm sorry, it's just, my brain is going a little... You know?
Caroline'ın kendi bağırsağını kullanarak yeni bir kapakçık yapamaz mıyız?
I mean, what if we just used Caroline's own intestines to create her a new valve?