Labor translate English
3,571 parallel translation
Seni bir yıl ağır işte çalışmaya mahkum ediyorum.
I sentence you to heavy labor for a year.
Sancılarım başladı.
I'm in labor.
Sancılarım başladı galiba.
I think I'm in labor.
Gerçekten doğum sancılarım başladı.
This is real ; I'm in labor.
Çocuklar, Lily Teyze'niz doğum sancısı çekmeye başladığında Marshall, Barney Amca'nızla Atlantic City'deki biraz uygunsuz bir yerde Yoda gibi konuşacak kadar sarhoştu.
Kids, when Aunt Lily went into labor, Marshall was somewhere slightly inconvenient, in Atlantic City with Uncle Barney, and drunk to the point of talking like Yoda.
Doğum sancılarının başladığını haber veren afili bir e-posta.
A kick-ass labor announcement e-mail.
Karımın doğum sancıları başladı ve hemen Saint Marcus Hastanesi'ne gitmem gerekiyor.
My wife is in labor, and I really need to get to Saint Marcus Hospital.
Lily'nin doğum sancısının başlaması!
Uh, the time Lily went into labor!
Bilimsel çalışmaların temelini anlayabilecek ama aslında bir hizmetçiden fazlası olmayacak birisi lazım.
You know, someone with a rudimentary understanding of science, but whose real talents lie in menial labor.
Doğum yapacağı zaman ücretsiz bir kliniğe otostop çektik.
We hitch-hiked to a free clinic when she went into labor.
Pek zorlandığım söylenemez kelimeler içimden dökülüverdi.
Well, I wish that it had been more of a labor, actually, yeah, because it just really poured out of me.
Doğum başladı Jake.
I'm in labor, Jake.
- Hayır. Amelia doğum yapıyor.
Amelia's in labor.
- Doğumda mı?
- Is she in labor?
Doğuma gireceğim.
I'm in labor.
Amelia, ilaç ya da herhangi bir müdehale olmadan, 20 hatta 30 saat daha bu şekilde kalabilirsin.
Amelia, you understand that without any drugs, any intervention, you... You could be in labor for another 20, even 30 hours?
Amelia hala doğumda, Pete de hala hapiste.
Amelia's still in labor, Pete's still in jail.
Önce doğumu kontrol altına almamız lazım.
We need to control her labor.
Kadın doğum bölümü mesela, genellikle ıstırap dolu çığlıklar atan hamilelerle doludur.
The maternity ward, in particular, is filled with the agonized screams of women in labor.
Motor Şehri'nin kontrolünü ele geçirmekle kalmayıp aynı zamanda bedava iş gücü de elde edeceğim.
Not only do I get complete control over Motorcity, but I get free labor.
Bu oğlanın doğum stresine dayanması çok zor.
It's unlikely he'd survive the stress of labor.
Yasa dışı komi çalıştırdığı için işçi istismarından tutuklanmış.
He was arrested for labor abuse of illegal busboys.
Temizlik yaparken sürekli eğildiği için eve geldiğinde sırtı, beli kolları, bacakları ağrıyor.
So there was a lot of physical labor. Every time she came home, she talked about how her back, arms and legs ached.
İşçi bayramı için.
It's after Labor Day.
İçimden bir his diyor ki, siz ikiniz birkaç vasıfsız işçi arandığı için buradasınız.
Well, something tells me you two aren't here looking to pick up some unskilled labor.
Böyle küçük uğraşlar zihnimi boşaltmamı sağlıyor.
A little manual labor puts the mind at peace.
Eşim doğurmak üzere.
My wife's in labor.
Fakat bu öküzlerin ve arabaların parasını biz kendi cebimizden ödedik Yani bu zor kullanarak çalıştırmak değilse nedir öyleyse?
But we paid for these cows and wagons with our money, so if this isn't forced labor, then what is?
Zorla çalışmaları için emri veren kim?
Who ordered this forced labor?
Sen, zorunlu buz işçiliğine karşı olduğundan yollarında engeldin.
You, who was against forced ice labor, was in their way.
Seni doğurduğum zaman 40 saat boyunca çalışıyordum.
I was in labor for 40 hours when I gave birth to you.
Her şey bir yana, niye seni dinleyeyim ki?
Is a deal without payment for my possible labor coming into existence as the 21st century?
Acil'de ilk günümde, ters doğum yapan bir hasta gelmişti.
My first day, my first ER rotation, a woman in labor presented in Frank Breech.
Ama bir çocuğun yapacağı şekilde değil.
But not in a child labor-y way.
İşçi kampına gönderilirsem ona bakacak kimse kalmaz.
If I go to the forced labor camp, no one can take care of her.
Beni o kamptan çıkarırsanız ne dilerseniz yaparım.
If you let me out of the forced labor camp, I will do anything that you ask for.
İnsanlar zorla işçi kampına götürülüyor, ekstra vergi de alıyorlar. Halkın beli kırılmak üzere!
The people around Guem River have to go to the forced labor camp and every citizen has to pay tax for it.
Ben bebeğimizle birlikte "Adirondack" sandalyeye oturmamızı ve bir yürek olmamızı istiyorum.
I want our baby to be a labor of love and not like we're putting together an Adirondack chair.
Eger bedava is gücünden tamamen yararlanamayacaksam melezlerimin bana bagli olmasinin ne anlami var?
What is the point of my hybrids being sired to me if I can't maximize on the benefits of free labor?
Ömür boyu verilen emek acısını çıkarıyor.
Lifetime of manual labor taking its toll.
Erken doğum riski varmış. Erken zar ayrımı olabilirmiş. Gebelik diyabeti, preeklampsi, doğum sonrası kanama riski varmış.
You're at risk for preterm labor, premature ruptured membranes, gestational diabetes, preeclampsia, and postpartum hemorrhaging, which means you could die, Charlotte.
- Sanırım doktorunu sevmiyor. İnternette seks yapan kadınların erken doğum yaptığını okumuş, bebekler tam pişmemiş oluyormuş.
I don't think she likes him, and apparently, she saw this thing on the Internet of this woman who experienced sex and then went into labor early,
Evet, küçük Cooperlar'ı erken doğuma ikna etmeye çalışan bir doktor.
Yeah, who's worried that he might induce labor with his little Cooper.
Doğumu durdurmanız lazım!
You gotta stop the labor!
Doğumun 6 hafta sonra başlaması lazımdı. Ona buz yedirip sırtını sıvazlayacaktım ve bebeklerimiz sağlıklı doğacaktı. Onun ve bebeklerin güvenliğini sağlamak adına her şeyi yaptığımı bileceği için de Charlotte son derece mutlu olacaktı.
Labor's not supposed to be for another six weeks, and I was gonna bring her ice chips and rub her back and all the babies were gonna be healthy and Charlotte was gonna be incredibly happy because she would've known that I would've done
Doğumun tekrar başlamasına engel olacaktır.
It could prevent her from going into labor again.
Doğumu durdurmak için seni 30 derece baş aşağı yatırmamız gerekecek.
To stop the labor, we need to keep you supine with your legs 30 degrees over your head.
O yüzden lütfen, kendi sağlığınız ve doğmamış bebeklerinizin sağlığı için doğum başlayana ya da ölüyormuş gibi hissedene kadar o düğmeye basmayın.
So please, for your health, for the health of your unborn children, do not even think about pressing that call button again unless you're in labor or you're dying.
- Doğumunuz başladı.
You're in labor.
Ve ben bildiğiniz gibi amelelikten nefret ederim.
And you know I hate manual labor.
Bu adamın elindeki nasır, orda çalıştığı için olmadı.
The callus on that person's hand didn't happen because of labor.