English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ L ] / Larceny

Larceny translate English

380 parallel translation
Beni duydun, küçük iş peşindeki hırsız.
You heard me, a petty larceny sneak thief.
Bu meselede ufak hırsızlık yok.
No petty larceny on this one.
Seni Hoyle'nin istediği şekilde teslim etmek durumundayım.
I've got to deliver you according to Hoyle. It isn't petty larceny rap.
Daha önce 11 kez tutuklandı... FARLAND İLÇE MAHKEMESİ... hırsızlıktan kasıtlı saldırıya kadar uzanan suçlardan.
He has previously been arrested 11 times on charges ranging from grand larceny to felonious assault.
Tek alacağın üç kuruş emekli maaşı.
All you'll ever get out of it is a petty-larceny pension.
O üç kuruşluk emekli maaşı bile yok.
Yeah. Not even that petty-larceny pension you were talking about.
Bir sonraki büyük çaplý hýrsýzlýktan.
The next, for grand larceny.
Meraklanma cimri şey, farkını ben öderim.
Don't worry, Petty Larceny, I'll make up the difference.
Bay Harden, size at hırsızlığının büyük bir suç olduğunu ve ölüm cezasıyla cezalandırıldığını bildirmek vazifemdir. ama şuna emin olabilirsiniz ki bu mahkemede bir at hırsızı asılmadan önce adilce yargılanır.
Mr. Harden, it's my duty to inform you that the larceny of an equine is a capital offense, punishable by death, but you can rest assured that, in this court, a horse thief always gets a fair trial before he's hung.
- Daha ziyade, Larceny Nell olarak biliniyor.
- Better known as Larceny Nell.
En iyisi, Larceny Nell'i bulalım ve bir an önce Peoria'ya dönelim.
We'd better find Larceny Nell and get back to Peoria as fast as we can.
- Larceny Nell'i buldum.
- I've found Larceny Nell.
Ufak çaplı hırsızlık işleri yapan biri vardı.
There was a petty-larceny thief.
Bir adamın karısını çalmak bir şey değil, ama arabasını çalmak, işte o hırsızlıktır.
Stealing a man's wife, that's nothing, but stealing his car, that's larceny.
Dört yıl sonra birinci derece nitelikli soygun, suçlama.
" Four years later, grand larceny in the first, charged.
- Hırsızlık.
- Larceny, they called it.
- Hırsızlık mı?
- Larceny?
3. Tahkikat Şubesi
LARCENY
1939'da soygun şüphelisi olarak Portland'da tutuklandım.
Arrested : Suspicion, grand larceny, Portland, 1939.
Soygun suçundan, bir yıldan az ve üç yıldan çok olmamak üzere... hapis cezasına çarptırıldınız. Cezanızı... eyalet hapishanesinde çekeceksiniz.
For the crime of grand larceny, you are hereby sentenced to serve... not less than one and not more than three years... in the state penitentiary.
Bugün buradasın çünkü büyük bir hırsızlık, soygunculuk ve haneye tecavüz suçlarından yargılanıyorsun.
You're here today because you've committed grand larceny burglary, breaking and entering.
1943'te adi hırsızlıktan 30 gün.
1943, petty larceny. 30 days.
1945'te adi hırsızlıktan 90 gün.
1945, petty larceny. 90 days.
İki kez hırsızlıktan hüküm giydim, bir kez de gasptan.
Two convictions for'ousebreaking, one for larceny of the person.
- Hırsız Hanım.
- Little Miss Larceny.
Büyük hırsızlık suçundan mahkeme önündesiniz.
You are being held for trial for a charge of grand larceny.
Kesin biliyorsunuz ki herkeste birazcık üçkağıt damarı vardır?
Surely you knew everybody's got a little larceny operating in them?
Hırsızlığa ihtiyacınız olmaz, değil mi?
You've no need for larceny, have you?
Küçük hırsızlık, canım.
Petty larceny, that is.
Biraz hırsızlık, biraz kötü talih yetiyor.
Just a certain amount of larceny and a little bad luck.
Hepsi de kendince saygın bir hayat sürdürüyorlar ama... kendince sorunları var, ve içlerinde küçük bir hırsız yaşıyor.
They all live seemingly normal, decent lives, but... They got their problems, and they've all got a little larceny in'em.
Hırsızlık suçlamasıyla...
On a charge for grand larceny...
Bu insanlar bugün buraya jüri olarak çağrıldı iki defa ikinci derece silahlı soygun üç defa ikinci derece soygun iki defa ikinci derece saldırı suçlamalarıyla... hakkınızda hüküm verecekler.
These persons are called here today as jurors to try you on indictment charging you with the crimes of robbery in the second degree, two counts, grand larceny in the second degree, three counts and assault in the second degree, two counts.
Pekala, cinayet değil, belki de küçük bir hırsızlık, ha?
All right, not murder, maybe just a little larceny, huh?
Hepimizin kanında hırsızlık olduğu görüşüne katılmak zorunda kalacak.
He'd have to agree that we all have larceny in our blood.
Bütün damarlarımıza işlemiş hırsızlıktan para kazanma vizyonuna sahip bir avuç kişi.
A handful who have the vision to cash in on the larceny that beats through all our veins.
- Bu çocuğu hırsızlıktan içeri attırmalıyım.
- I'll have this kid arrested for larceny.
Küçük çapta hırsızlıklar gördüm, ama Otoyol Komisyonunda bulunduğun üç yıl içinde asla böylesini görmemiştim.
I've seen minor bits of larceny, but never in the three years I've been with the Highway Commission have I seen anything like this.
"ve söz konusu mekanda hırsızlık yaparak suç işlemiştir."
"... and did there commit the felony of larceny on said premises. "
Üç kez kundakçılıktan, iki kez gasptan, bir kez hırsızlıktan.
Been in three times for arson, twice for assault, once for larceny.
Bay Fauncewater, suçunuz hırsızlık kapsamına girer mi?
Mr Fauncewater, could your crime be classified as larceny?
"On altı ayrı hırsızlık, zimmete para geçirme... büyük soygun, dolandırıcılık ve görevi suistimalden aranıyor."
Wanted for 16 counts of larceny, embezzlement grand theft, fraud and disorderly conduct. "
- Hırsızlıkla sorunum yok.
- I approve of larceny.
Sen, benim gerçekten böyle küçük hırsızlıklar yapacağıma inanmıyorsun, ama insanları buna inandırıyorsun.
You can't really believe I'm committing larceny, but you made those people think so.
Bu işyeri için, büyük bir hırsızlık bu!
There's been a grand larceny committed on these premises!
- Evet, hırsızlığı.
_ Yeah, larceny.
Su baskını, deprem, yıldırım düşmesi, uçak kazası, yağmalanma, talan, askeri veya sivil ayaklanma, yangın, bina çökmesi, ve tabi ki soygun ve hırsızlık gibi tüm risklere karşı 1,000,000 $ değerinde sigorta yaptırmış olacaksınız.
Insured for $ 1.000.000 against all risks including flood, earthquake, thunderbolt, falling aircraft, loot, sack, pillage military or civil commotion, fire, structural collapse of buildings and, of course, larceny or theft.
Saldırı, darp, büyük çapta hırsızlık ve adam kaçırma,... size göre yanlış değilse, acaba ne yanlış olabilir?
Well, if you don't consider assault and battery, grand larceny and kidnapping wrong, what the hell do you consider wrong?
Çalma tutkunluğuna karşı benim eşsiz çekiciliğim.
Her devotion to larceny versus my... incomparable charm.
- Küçük hırsızlıklar falan var.
- Usual crop of petty larceny.
Nihayetinde Marguerite bile, mücevherlerinin peşinde olan bir maceraperest, hırsızlığı evlilikten daha az külfetli bulan adi sinsi bir hırsız olduğunu zannedecek.
Property's always been more highly regarded in England than people. Even Marguerite will assume that you were, after all, just an adventurer after her jewels, a petty sneak thief who, in the end, found larceny less burdensome than matrimony.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]