Larita translate English
37 parallel translation
Pekâlâ, sekiz, 10,000 iki yüz yirmi sekiz.
Okay, it's eight, 10,000 two hundred and twenty-eight. Do you want that in cash or chips? Give me the ten in chips, Larita.
Bu benim eşim, Larita.
This is my wife, Larita.
Ülkenizin adamlarıyla aynı cephede savaştım, Larita, ve ailemizde bir yoldaşın olması bizim için onurdur.
I fought alongside many of your countrymen, Larita, and I must say it's an honour to have a comrade in the family.
Belli zaman aleyhimize işliyor, neden Larita'ya odayı göstermiyorsun?
Since time is so clearly against us, why don't you show Larita up to the nursery?
Anne, Larita ve ben, Londra'da bir ev bulmak istiyoruz.
Mother, Larita and I would like to find a home in London.
Larita'nın kollarında, anlaşılan.
In Larita's arms, it seems.
Larita çok hoş bir isim. Evet.
Larita is such a pretty name.
Sarah Hurst, seni eşimle tanıştırayım, Larita Whittaker.
Sarah Hurst, I'd like to introduce my wife, Larita Whittaker.
Larita, benim bunaltıcı kardeşim...
- Larita, my tiresome brother...
Peki John, Larita'nın ailesi düğüne katılabildi mi?
So, John, was Larita's family able to attend the wedding?
Yapılacak çok şey var, Larita.
There's lots to do, Larita.
Sen avlanıyorsun, diye düşünüyorum, Larita?
You do hunt, I take it, Larita?
Kasırgaya hazır ol, Larita.
Prepare for a whirlwind, Larita.
Neden Larita hep geç kalıyor?
- Why is Larita always so late?
John kırsalda yetişti, Larita.
John was brought up in the country, Larita.
Sevgili La-La-Larita.
- Lovely La-La-Larita.
Larita!
Larita!
Bazıları Larita ile içerde olmak için canını verirdi.
Some people would kill to be indoors with Larita.
Philip söyledi bunu, Larita değil.
Philip said it, not Larita.
Marion, Larita'nın ilk kocası kanserden öldü.
Marion, Larita's first husband died of cancer.
Larita, bak, Edgar'a benzeyen başka birini daha buldum.
Or his mother. Larita, look, I've found another likeness of Edgar.
Larita?
Larita?
Larita, Philip'le flört ediyor.
- Larita's making sheep's eyes at Philip.
Hazır mısın, Larita?
Mount up, Larita.
Larita kanlı sporlardan hoşlanmadığını gizlemedi.
Larita made no secret of her disapproval of blood sports.
Bence Larita ve ben gitmeliyiz.
I think maybe Larita and I ought to go.
Sana söylemeden Larita ile evlendiğim için korkak gibi davrandığımı düşünüyor musun?
Did you think I behaved like a cad, marrying Larita without telling you?
Gerçekten yardımcı olmak istiyorsan, Larita, bence ne yapılması gerektiğini biliyorsun.
If you really want to be of assistance, Larita, I think you know what's required.
Larita senin tipin, değil mi, Baba?
Larita is your type, isn't she, Father?
Değil mi, Larita?
Don't you, Larita?
Seni anlamıyorum, Larita.
I don't understand you, Larita.
Larita'nın başı ağrıyor, yukarıda.
Larita's upstairs with a headache.
Larita iyi mi, gidip bakmalısın.
- You ought to see if Larita is coping.
Larita, nereye gidiyorsun?
Larita, where are you going?
- Larita?
- Larita?
Larita.
Larita.