Leeks translate English
79 parallel translation
Ne alacağım, pırasa mı?
What shall I get, leeks?
Peki, pırasa al.
Fine, leeks it is.
- Bayan Céline, gidip pırasa alsana.
- Mrs Céline, go and get some leeks.
Pırasa almam için sana ihtiyacım var.
I need you to buy some leeks.
Pırasalar ve papatyalar. Berbat bir program.
Leeks and daisies.
Yemekte'Veneziano'usulü hazırlanmış... özel'vinaigrette'soslu ve demir yüklü... buzağı ciğeri ... ve ses kirişlerine faydalı olacak... demir doldurulmuş pırasa var.
We're having calf's liver, prepared Veneziano in a special vinaigrette sauce, loaded with iron, and leeks filled with iron.
Biraz pırasa aldım.
I bought some leeks.
- Pırasaları iade etsem mi?
- Should I return the leeks?
Öncelikle pırasa, domates ve patates yetiştirmek istiyorum.
First I'll plant some leeks, tomatoes, potatoes, chervil.
- Pırasaların arasındakiler. Çıkan ilk pırasalara yaz pırasaları deriz.
They're inbetween the leeks, the first leeks we're eating, we call them summer leeks.
Yaz pırasası mı?
Why summer leeks?
güller ile lahanalar, aslanağzılar ile pırasalar, dağ laleleri ile kerevizler.
Roses and cabbages, snapdragons and leeks, celery and anemones.
" Soğanlarla pırasaları karıştırın...
" Mix the onions and leeks...
Fındıksız, pırasasız ve sade alırsam daha ucuz olur mu?
But if I get it without the nuts and leeks and stuff is it cheaper?
İnsanlar açtılar, bu yüzden bende sosis ve pırasa çizdim.
People were hungry, so I painted sausages and leeks.
Gözleri pırasa gibi yeşil.
His eyes were green as leeks.
Sos, sarımsak ve yapraklardan yapılacak.
The broth will be made from garlic and leeks.
- 1 kilo pırasa.
- A pound of leeks.
Bütün gün burada sebze satıyor. Akşamları ise armut çiziyor!
He sells leeks all day long and paints turnips all night!
Pırasa.
The leeks.
Pırasa!
The leeks?
Mezemiz kısık ateşte pişmiş pırasa.
Our appetizer is braised leeks.
Sosisli lahana-pırasa dolması!
Wieners with herbs and leeks.
Greg 5,000 km yolu, benim tarafımdan sevgiyle haşlanmak ve gevrek pırasa ile süslenmek için katetti.
Greg has traveled over 3,000 miles so that he could be poached lovingly by me and garnished with crispy leeks
Gevrek pırasalı tuzlu su levreği.
Sea bass with crispy leeks.
İçinde darı, pırasa ve soya peyniri var.
Millet, leeks and soy cheese.
Ispanaklı erişte, enfes.
The spaetzle with leeks? Wow!
Evsizleri besleyerek az pişmiş bir balıkla sarhoş et... Beraberinde de patates ve pırasaları birlikte karıştır.
Feed the homeless drunk a piece of overcooked fish... with the potatoes and the leeks all running together.
- Biraz daha pırasa getirin.
I need more leeks.
İçine pırasa koyardı ve...
She puts leeks in it and...
Pırasaları ve havuçları buharlıyorum birkaç şey daha. Hepsini karıştırıyorum ve 20 dakika bekletiyorum.
I steam the leeks and, uh, the carrots... a few other things, mix them all together, leave it for about 20 minutes.
Domatesli, portakallı kıvırcık salatasına ne dersiniz?
How about a tomato, orange, and saved fennel salad with frizzled leeks?
Johnny'lerin lideri Damon Leeks'le fotoğrafların ve gizli banka hesabındaki mevduatını gösteren banka dekontları yüzünden.
Photographs of you and Damon Leeks the head of the Johnnies breaking bread bank statements showing deposits into your unauthorized bank account.
Damon Leeks!
Damon Leeks!
Keisha Leeks.
Keisha Leeks.
El Segundo aile barınağını ile Keisha ve Adam için bir kaç görüşme yaptım.
I made some calls got Keisha and Adam leeks into the El Segundo family shelter.
Taze pırasa eşliğinde, kuşüzümü jöleli yaban tavşanı rostosu.
Roasted wild rabbit served with red currant jelly and accompanied by local leeks.
Bahçe süslerimize, kerevizlerimize, pırasalarımıza, verandalarımıza ve tuğladan yapılma barbekülerimize bakarsınız.
Look at our garden gnomes, our celery, our leeks, our verandas and our brick barbecues.
Acı marul, pırasa.
Endive, leeks.
En iyi domatesler, pırasalar ve turplar!
The best tomatoes leeks and turnips!
- Dört tane pırasa.
- Four leeks.
Sana da, pırasalarına da!
Away with the leeks!
Pırasalar!
Leeks!
- Pırasalar!
- Leeks!
- Pırasaların sana ne zararı vardı?
- What the leeks have done to you?
Bu sabah tüm pırasalarımı söktü attı.
This morning she pulled all the leeks out.
- Pırasa!
- Leeks!
Senin Galli çocukların pırasayla beslendiklerini duydum.
I hear that you Welsh boys, you live on leeks.
Somon, biraz salata ve kekik otu var
Quail eggs on a bed of leeks... With smoked salmon, cucumber and oatmeal cookie.
Eğer yeni sezon ürünleriyse 2 düzine alacağım 6 pancar kökü ve 6 demet de pırasa biraz da organik sarımsak istiyorum.
But I'll take two dozen bunches if it's new season, six of beetroot and I'm gonna need six bunches of leeks and some of that organic garlic.
Pırasalar ne durumda?
Leeks, leeks, where are my leeks?