Lf translate English
5,062 parallel translation
- Biraz daha borç alabilirsem.
- Lf I could borrow some cash...
- Önce korkudan ölmezse.
- lf he doesn't die of fright first.
- Ne?
- lf?
- Olur da fikriniz değişirse...
- lf yoυ change your mind....
Eğer onlar kalıyorsa, biz de kalıyoruz.
Pops. lf they're staying'we're staying.
- Eğer elektrik şoku...
- lf l coυld defibrillate the- -
- Umrundalarsa.
- Lf you care about them.
- Yemek isterse.
- Lf he wants to eat.
- Eğer öyleyse, sen öldün.
- Lf it is, you're dead.
Nüfusun yüzde ikisinin adı ve soyadı aynı harfle başlıyorsa Carla Castillo'nun baş harfi C ile başlayan bir kasabaya atılması olasılığı nedir?
Lf 2 % of the population have matching first and last initials what are the chances that Carla Castillo would be dumped in a town that started with the letter C?
Bunların arasından Jeanne'i teşhis edebilirsen...
Lf, by any chance, you recognize Jeanne among these women...
- Fikrinizi değiştirirseniz arayın.
- Lf you change your mind, call me.
- Götümün deliğini yalaman.
- lf yoυ lick my butthole.
"Kıvırcık kafalı s. k Dale burada olmasa her şey mükemmel olurdu."
"lf that curly-headed fuck Dale wasn't here... ... everything Woυld be perfect."
Başöğretmen Wang Biao ile dövüşme fırsatını bulabilirsem sevinirim. Kaybedersem hemen size katılacağım.
I'd like to take this chance to fight Headmaster Wang Biao lf l lose, I'll join you immediately.
Anlamak zor değil Biliyorum bana tutulduğunu Biliyorum ne istediğimi
It ain't that hard to see I know you're feelin'me I know what I want lf l think you'll give me I might let you
Kayıtsız şartsız İzin verebilirim sana İstediğim gibiysen
Unconditionally, yeah l might let you lf you're on my level l might let you
# Bu bir kitap olsaydı eğer, şu satırla başlardım yazmaya # # Bir adam tanırdım bir zamanlar ben onundum o da benim #
( singing ) lf this were a book lt'd start with a line I once knew a man I was his and he was mine
# Birbirimize keşke eskisi kadar aşık olsaydık #
MAN : ( singing ) lf only we loved us like before
# Daha fazlası olurdu # # Yara izleri keşke kapanmış olsaydı #
There would be more lf only the scars would disappear
- Yerinde olsam dışarı çıkmazdım.
- lf I were you, I wouldn't go out there.
Eğer.
Lf.
- Eğer bize bir açık verirse.
- Lf she gives us an opening.
- Eğer RIPLEY öğretebilirsek...
- Lf we can teach RIPLEY that...
Sadece... Şey... Birine kızınca, çok uzun süre kızgın kalır mısın?
Just... lf...
Eğer iyi durumdaysalar...
- Lf they're really in mint condition...
İsterseniz bana gerçek adınızla birlikte bir de fotoğrafınızı gönderin. "
"lf you want to, " you might send me your real name and a photograph. "
" Bana uygun olduğunuza karar verirsem, belki bir sözleşme imzalarız.
"lf l think you will suit, maybe we can sign articles."
Sözleşme imzalama konusunda anlaşamazsak, yol parasının yarısını ödemek isteyeceğinize inanıyorum.
"lf we don't agree to sign articles, " l suppose likely you will be willing " to stand half the fare.
Orada bulunan hiçbir kadınla, ne evlilik ne de başka şey konuşmam!
I ain't going up there. lf there's any kind of talk of marriage or any other female up there.
Şimdi anladım ve Kaptan Burgess'i hiç suçlamıyorum.
Well, there. lf that don't beat all. I don't blame Captain Burgess a mite, poor thing.
Jerry korkarsa, onun yerine ben geçerim.
- You know what I mean? - lf Jerry gets cold feet, I'm the one stepping into his shoes, immediately.
Ben de dedim ki, "Hayır, aynen ikinci kocamda olduğu gibi ben yapabilirim."
But I said, " No, Prissy. lf anyone can tame him, I can tame him. I'm going to housebreak him just like I did my second husband.
- İbne hala hayattaysa tabi.
- Lf the pansy's even alive.
- Alıcı değilsen bas git.
- lf you're not buying, piss off.
Yaşamak istiyorsan kâr kalmasını sağlamalısın.
- lf you wanna live, you'll make sure I do.
Bir laf vardır : "Karını her gün döv, sebebini sen bilmiyorsan o bilir."
The saying goes : "Beat your woman every day, lf you don't know why, she does."
Yürü git be. Bittiyse, eve gidip bavul toplayacağım.
Screw you... lf that's it, I'd like to go pack.
Bana bir iyilik yap. Garson geri gelirse kekime zeytin koymaması için onu ikna eder misin?
Do me a favor - lf the waiter comes back... would you make sure there are no olives in my cake?
Lütfen... Eğer seni eve bırakmama izin verirsen.
Please... lf you let me take you home.
- Eğer okursam uyuyacak mısın?
- lf I do, will you go to sleep?
Bırakın, takım için çalışayım. Yenilirlerse, yazık olacak.
Let me root, root, root for the home team lf they don't win it's a shame
Eğer beysbol oynamasaydın, ne yapardın?
If you... lf you not play baseball, what you do?
Eğer, sana da uyarsa burayı, atölye olarak kullanabilir miyim diye soracaktım.
So I was wondering if... lf l could use your workshop.
"Eğer, birilerine yardım etme imkanınız varken etmiyorsanız, hayatınızı boşa harcıyorsunuz."
"lf you have the opportunity... " to help someone, and you don't, then you're wasting your life. "
- Sakin olabilir misiniz?
- Lf you'll just calm down.
- Sakin olun...
- Lf you'll just calm down...
- Eğer elini üzerimden çekmezsen kızgın patronundan başka bir sorunun daha olacak.
- Lf you don't take your hands off me you're gonna have more to worry about than an angry boss.
- Sakıncası yoksa.
- lf you don't mind.
Eğer hali hazırda evliliğini temsil edecek biri yoksa, ben aynı zamanda lisanslı bir papazımdır.
[Chattering] lf you don't already have someone performing your wedding, I'm also a licensed minister.
"Bir gün bu vadiden gidersem ve sen beni hatırlarsan ruhumu yad edersen bir günahkarı bağışla bir çirkine göz kırp."
"Lf, ever I depart this vale, " and you ever remember me " and have thought to please my ghost,