Lider translate English
4,644 parallel translation
Yani lider olarak, bunu yapabilecek tek kişi Cara- -
You know, as leader, Cara is the only one who could...
Artık lider sensin biliyorum Cara.
I know you're leader now, Cara.
Halkımız için neyin iyi olduğunu düşünüyorsam onu yapacağım kimin lider olduğunun önemi yok.
I am gonna do what I think is best for our people, no matter who's leader down here.
Lider kendisinden bahsederken "ben" demek yerine "noqa" diyor.
The leader keeps referring to himself as "noqa" for "I"
Gerçek bir lider ; işin bir gün daha, bir ay daha devamı için gereken tüm adımları...
A true leader would take whatever steps necessary to ensure our business sees another day, month...
Bu kasaba Scudderlar'a manevi rehber lider ve hatta ilham kaynağı olarak bakıyor.
This town looks to the Scudders for moral guidance, for leadership, for inspiration, even.
Gerçek bir lider gibi konuştu!
Spoken like a true leader!
Eğer hepimiz lider olarak doğsaydık, bizi takip edecek kimse olmazdı.
If we were all born leaders, then there would be no followers.
- Babanın çok iyi bir lider olduğunu mu düşünüyorsun?
You think your father was such a good leader?
Asla ailem gibi bir lider olamayacağımı biliyordum.
I just knew I could never be a leader like my parents.
Sıradaki lider oydu.
He was next in line.
Senin korkun asla ailen gibi, ağabeyin gibi bir lider olamayacağınla ilgiliydi!
Your fear was you could never be a leader like your parents, like your brother!
Bu lider insan içinde normal ve sakin görünüyor.
This leader appears normal and comfortable in social situations.
'Bu başbakan ne biçim bir lider? '
'What kind of a leader is this PM?
- Güçlü, ileriyi görebilen bir lider. - İleriyi görebilen mi?
- A strong leader, a visionary.
Soran olursa lider benim.
If anyone asks, I'm the leader
Neden lider sensin?
Why are you the leader?
Ya beni lider yaparsınız ya da kendimi uçururum.
Either you make me the leader or I'll blow myself up.
Lider sen misin?
Are you the leader?
Bazı günler bir lider olmak hiç kolay olmuyor.
Some days it's not so easy being a leader.
Lider eksikliği.
Lack of leadership.
Lider eksikliği var.
Lack of leadership.
Demek artık bir lider yok öyle mi?
So... There's no... no leader?
Depo asırlardır insan deneylerinde lider konumda.
The Warehouse has been a leader in human experimentation for centuries.
Güvenli yoldan gitmeyi mi yoksa yenilikçi olmak mı? Bir lider, bir kural tanımaz mı?
Do you want to go the safe route, or do you want to be an innovator, a trailblazer, a rule breaker?
Çok iyi bir Kızılderili olabilirim ama lider olamam.
I make a damn good Indian, but I'm no chief.
Bu yaşananlardan sonra tecrübeli bir lider arıyorsunuz, değil mi?
After all, you need a leader with experience, right?
Ama gerçek bir lider insanlar işlerini düzgün yapamadığında onları silmez.
But a real leader doesn't zap people when they mess up.
Vizyonunun zenginliğini ve gücünü bir lider olarak da en iyi yeteneklerini gözler önüne seriyor.
It shows the reach and power of your vision and the very best of your abilities as a leader.
- Rolla'nın katili yeni lider.
- Rolla's murder is a new lead.
Belki de genç Shipman bu vahşeti kendisini bir lider olarak göstermek için yapıyordur.
Maybe this younger Shipman uses this brutality to mark himself out for leader.
Lider ben olmalıyım. Çok sık banyo yapmam ama ben hep haklıyımdır.
I don't shower much, but I'm always right.
Sanırım onu böylesine güçlü bir lider yapan da bu.
It's part of what makes her such a strong leader, I suppose.
Sonuçta lider sensin, değil mi?
You're the leader, right?
- Lider olsaydım, keşke... - Ama lider değilsin, Donnie!
If I were leader, I'd- but you're not leader, Donnie!
Ancak şu anda lider sensin. Beni hâlâ kurtarabilirsin.
You can still let me out.
Kahramanlar arkalarında iyi bir hikaye bırakırlar... Ama harika bir lider arkasında miras bırakır.
Heroes leave behind a good story, but a great leader leaves a legacy.
Kubbe'nin beni lider seçtiğine falan inanmıyorsun, değil mi?
You don't really believe the dome chose me to lead, do you?
iste bu, oyumuzu hak eden bir lider.
Now... that's a leader deserving of our vote.
Bu kadar organize bir şeyde güçlü bir lider olması gerek.
Something this organized needs a strong leader.
Bizce o lider yardımcı Owen McGregor.
We think it's deputy Owen McGregor.
Onlara sembolik bir lider bırakmak daha iyi.
Better to leave them a figure head.
30 yaşına geldiğinde alanında lider oldu.
And at 30, he was a leading light in our field.
Sözde lider dediğiniz Kızıl Kafatası sizi terk etti.
The Red Skull, your so-called leader, abandoned you.
Lider olmak istiyorsan, liderlik et.
If you want to be a leader, then lead.
Bu yüzden bu savaş, tankların savaş meydanındaki değerini ispat etmesi için önemli olmasının yanında kendisinin de önemli bir askeri lider olduğunu kanıtlamak için önemliydi.
So it's an important battle for him to prove that tanks are valuable on the battlefield and also to establish himself as an important military leader.
O bir lider!
He is the leader!
İhtiyacı olan şey tüm vatandaşlarına daha parlak bir gelecek yaşatacak bir lider.
It needs a leader to seize a brighter future for all its citizens.
Leonardo mavi lider
♪ ♪ Leonardo's the leader in blue ♪
Sadece iki lider var.
There's just the two leaders.
Özgürlüğe önem veren gerçek bir vatansever. Bir lider.
_