English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ L ] / Limonata

Limonata translate English

1,243 parallel translation
Size limonata getirdim.
I brought you some lemonade. It's fresh.
Limonata?
Lemonade?
Sana neden limonata ısmarlamıyorum ki?
Why don't I just get you a little green lemonade.
Tekrar limonata gibi.
Look at his piss. We're back to lemonade.
Biraz limonata alabilir miyim?
Could I have a little lemonade?
- Limonata ister misin?
- Care for some lemonade?
Ama hayat sana bir limon verdiyse onu ezip limonata haline getirmelisin.
If life hands you a lemon, crush it into lemonade.
- Limonata içmek için durmadınız mı?
- Stopped in for a soda?
- Limonata?
- Lemonade?
ah, limoncu, bana biraz limonata ver.
ay, lemon seller, give me some lemonade
Şu anda onunla oturup limonata içiyorum.
I'm sitting in his living room drinking lemonade.
- Limonata vereceğim.
- Can I have apple juice? - I can get you some lemonade. - I want apple juice.
- Selam. - Girin. Sizin için koca bir sürahi taze limonata yaptım.
Got a whole pitch of fresh lemonade for you
Limonata çocuk, hatırladın mı?
The lemonade kid, remember? '
Bir limonata.
One lemonade.
Sebzeli omlet ve limonata.
A herb omelette and a lemonade.
- Hayır, yalnız limonata.
- No. Only lemonade.
Bir ölçü limonata, bir ölçü şeker.
One part lemonade and one part sugar.
Eğer doğru yolda olduklarını düşünüyorsanız işi oluruna bırakın ve günde on limonata içerek sıkıntınızı gidermeye çalışmayın.
If you think they're right, let things proceed and don't try to alleviate your torment by drinking ten lemonades a day.
Çünki hesabına limonata yazıcaklar.
They'll charge you for that.
Bana limonata ve bira alabilir misin?
Could you pick me up a lemonade and a beer?
Ağaçlarımızda limonata yaptığınızda, Springfield'ı içersiniz.
When you make lemonade from our trees, you're drinking Springfield.
Limonata işi nasıl gidiyor?
How's the lemonade business?
Limonata satacağız.
We've got lemonade to sell.
Limonata için limonları nereden aldın?
Where'd you get the lemons for this lemonade?
Bu, Country Time Limonata Karışımı.
This is Country Time Lemonade Mix.
- Biraz daha limonata, Bart?
- More lemonade, Bart?
Martini ve limonata, lütfen.
Dry Martini and lemonade please.
- Sana limonata aldım.
I got a lemonade. We must go.
Bu hakiki limonata.
Meg, I'm moving in!
Biraz limonata yaptım.
I made some lemonade.
Bir paket limonata alabilir miyim?
Let me get a lemonade to go.
Limonata içmeye gelmek ister misin?
Do you want to come in for some lemonade?
"Limonata içmeye gelmek ister misin?" dedin.
You said, "You wanna come in for some lemonade?"
Bana sadece limonata mı verecektin?
Were you just gonna give me lemonade?
Biri seni limonata için evine davet ederse seninle sevişmek istiyor mu demektir?
Someone asks you in for lemonade and to you that means they want to have sex?
Sadece limonata da değil.
Well, not just lemonade.
Limonata ister misiniz?
Would you like some lemonade?
Limonata yapmayı bilmem. Uzmanlık alanım değil.
Don't understand lemonade myself.
Bir bardak su istediniz. Ben size limonata getirdim.
You asked for a glass of water and I brought you some lemonade.
Bana çok garip gelmişti. Yani, şekerli su istemesi. Limonata ya da buzlu su değil.
I thought that that was odd that he asked me for sugar water and not lemonade or ice water or regular water tap water.
Biraz tavuk ve biraz mısır ekmeği..... biraz limonata yaparız..... ve Pazartesi sabahı araba yıkamaya geri dönerim.
Cook some chicken and some cornbread... and some kool-aid... and I'm gonna be back at the car wash Monday morning.
Genç yankesicileri enselediğini, yaşlı kadınların karşıya geçmesine yardım ettiğini ve limonata içtiğini sanıyordum.
I pictured you... busting teenage pickpockets, walking old women across the street, drinking lemonade.
Ve sık sık limonata içiyordum.
And I often, often enjoy a nice glass of lemonade.
- Biraz daha limonata?
- Some more Iemonade? '
- Limonata için teşekkürler.
- Thanks for the lemonade.
Biraz limonata alır mısın Larry, Alexandra?
Would you have some lemonade?
Ben limonata istememiştim.
I didn't order it.
İki limonata lütfen.
Two lemonades to go, please.
Limonata mı?
Lemonade?
- Limonata.
- Lemonade.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]