Lip translate English
3,160 parallel translation
Sheila'nın evinde de yemek var. Onu doyuruyordur. Lip!
Sheila has food at her house, she'll feed her.
Kalk!
Lip!
Frank, Fiona'yla erkek arkadaşlarını sürekli basardı. Lip'le kız arkadaşlarını da. - Utanacak bir şey yok.
Frank's walked in on Fiona and all of her boyfriends, walked in on Lip and his girls.
Lip okuldan atıldı. - Ne?
Lip's been expelled.
Mesaj bırakın.
- Hey, it's Lip.
Lip, geri dön!
Lip, come back!
Lip?
Lip? Yo!
- Lip, seni Albay Kirk McNally'le tanıştırayım.
Lip, this is Colonel Kirk McNally.
- Sana 1 karton sigara, Lip.
Carton of smokes for you, Lip. Wow.
Lip, Ian, Carl, Liam.
Lip, Ian, Carl, Liam.
Çıkartma toplayıp parlatıcı rujlar mı alayım yani?
Want me to start collecting stickers and lip gloss? Yeah.
İşin aslı Lip ; değilim.
Thing is, Lip, I'm not.
Lip'le bir alakan var mı?
Gallagher? Any relation to Lip?
Philip'in kısaltması Lip.
It's short for Phillip, Lip is.
Lip'le Ian'da vardır belki bir şey.
Maybe Lip and Ian have something.
Lip nerede?
Where's Lip?
- Lip götün teki, gidiyorum ben.
- What the-J? - What's going on? - Lip's an asshole.
- Benimkini Lip'in götüne sokarsın.
Yeah? Well, you can shove mine up Lip's ass.
Lip'in yüzünden Holly gece vakti partimi terk etti. - Yok artık.
Holly left my party because of something Lip did.
Lip dün gece kaçta geldi eve, biliyor musun?
You know what time Lip got home last night?
Lip kalktı mı?
Lip up?
Lip.
Lip.
Sen, Lip, ben, küçük Hank.
You, Lip, me, Little Hank.
- Lip'in kardeşi misin?
- You Lip's brother?
Lip evde mi?
Is Lip home?
Siktir git, Lip.
Fuck you, Lip.
- Vergilerimiz?
- Our taxes? - Lip.
Dudak okumakta pek profesyonel sayılmam ama galiba Dalia çikolatalı kekle ilgili bir şey dedi.
Well, I'm not a professional lip-reader, but I think Dalia just said something about brownies?
Provanızda bile canlı söylemiyor musunuz?
You lip-synch your rehearsals out?
Söylemezseniz Seattle'daki tüm ergen kızlara canlı söyleyemediğinizi anlatırız.
Or we're gonna tell every pre-teen girl in Seattle that you only lip-sync.
Bence başkalarının esprilerine de playback yapmalısınız.
You know what? You guys should lip-sync other people's jokes.
Sen de şuna playback yap bakalım.
Well, lip-sync this.
Ama içlerinden birinin çiçeğinin sahip olduğu alt dudak özel bir dizi bir gen tarafından kontrol edilir.
But one of them is that the lower lip of the flower is controlled by a special set of genes.
Bu küçük orkidenin çiçeğinin alt dudağı neredeyse bir arı gibi görünmektedir.
The lower lip of this little orchid has evolved to look roughly like a bee.
Arı orkidenin dudağına iner ve çiçeği içine başını sokar.
The bee lands on the lip of the orchid and thrust its head into the orchid's flower itself.
Sürahinin dudağı minik kaygan sırtlarla kaplıdır.
The lip of the pitcher in covered in tiny slippery ridges.
Belkide fareler kapaktaki tatlı nektar için gelir.
The mice come along, perhaps attracted by the sweet nectar on the lip.
Ancak dudak okuyabildigi için söylediklerimizi anlayabiliyor.
But she lip reads and understands what we say
- Dudaklarına bakın.
Look at his lip.
Ayrıca babasını hastanede gördüğünde hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğini ama dudağını ısırıp kendine hâkim olmaya çalıştığını gördüm.
And you know, I know when he saw his dad in the hospital, he wanted to cry so badly, but he bit his lip - and he held it together.
Üstü dudağı kopmuş.
Her upper lip is torn off.
Ne zamandan beri duruyor bu?
How long have you had this lip-liner?
Dudağında bir şey var.
Something on her lip.
Dudağımda mı?
On my lip?
Çoklu heceleme yaparken, alt dudağının gömleğine doğru düşmesine engel olmaya çalış.
Try and keep your lower lip from dropping to your waist during the parts with multiple syllables.
Lip!
Lip!
Lip.
- Lip.
Lip n'apacak?
What's Lip gonna do?
Lip de gelecek.
Lip'll be there.
- Lip.
- Cards on my birthday?
- Dudak parlatıcısı.
Oh, my God, you're wearing lipstick and everything. It's lip gloss, whatever.