Listenin translate English
992 parallel translation
Bu piknik değil, evlat o pis motorun vızıltısını dinlemek, o ışıkların sönmesini izlemek.
Let me tell you, that's no picnic, kid... listenin'to the drone of that lousy motor and watchin'those lights go dim!
Bugün listenin başında Napolyon'un mezarı var.
The first on the list today is Napoleon's tomb.
Dokuz gecedir yaralıların inlemelerini dinliyorum.
- Six nights I've been listenin to the wild talk of the wounded.
Diğerlerini listenin dışında tutmakta haklı olduğumu ispat etti.
It proved I was right about keeping that other crowd off the list.
Devam et yargıç, dinliyorum.
Go ahead, Judge. I'm listenin'.
Íşinizi yapïnca listenin basïnda siz varsïnïz. Ç
You were the next one on their list - as soon as you finished your job.
Brignon'a husumeti olan sadece siz değilsiniz elbette ama listenin tepesinde yer alıyorsunuz.
Sure, you're not the only one to quarrel with Brignon, but you're sort of at the top of the list.
Bu akşamüzeri 5.22'de kovuldum ismim kara listenin en başına altın harflerle yazıldı. ... bir daha yayınevlerinde çalışamayacağım.
I have been fired as of 5 : 22 this afternoon, name inscribed in gold letters at the head of the blacklist, never to work in publishing again.
Vahşi kabilelerin yaptığı gibi yap Bir kabile
Do like the voodoos do Listenin'to
- Bu ikimizi listenin başına koyar.
That puts two of us at the head of the list.
Listenin beş numarası.
Number five on the list.
Birlikte listenin üzerinden geçmiştik.
We went over that list together.
Anlat bakalım.
I'm listenin'.
O konuşabildiği müddetçe listenin bir anlamı yok.
That list is no good while she can talk, so make some sense.
Listenin sende olduğunu biliyor.
He knows that you've got that list.
Hiç şüphe yok ki, birliğinizin derecesi, gezdiğimiz askeri kurumlar... arasında listenin başlarındayer alıyor.
Without a doubt, your fort ranks at the top of the list... of the military establishments we've visited on our tour.
Dinliyor musun beni?
Are you listenin'to me?
Biri çıkıp bize peri masalları anlatmaya başlıyor ve biz de dinliyoruz!
Someone starts telling'us fairy tales and we're listenin'!
Bunu bir çok defa duydum.
I been listenin'to that stuff all my life.
Adı listenin en yukarılarında olsun.
Make sure he's well up on the list.
Diyelim hamile olsaydınız, listenin en başına geçerdiniz.
If you were pregnant, you'd jump to the top of our list.
Beni dinliyor musun?
Are you listenin'?
- Evet, dinliyorum.
- Yeah, I'm listenin'.
Listenin ilk yarısını ele alabilirsin.
You can tackle the first half.
Telefonlarını dinlediğini çakarsa, koşturur kıçını, bloğun etrafında!
No. He catch you listenin'in, he'll run your butt around the block.
Söylesenize, listenin tamamlandığını kim söyleyebilir ki?
I wonder if the list was closed?
Anne, bütün listenin üstünden geçmeyi mi düşünüyorsun?
Mama, are you planning to go through the entire list now?
- Beni dinlemiyorsun.
- You're not listenin'to me.
Beni dinliyor musun?
Are you listenin` to me?
Bu sizi listenin sonuna koyar.
It puts you last on the list.
Beni dinlemiyor musun?
Ain't you listenin to me?
Seni davet ettiler ha? - Kahretsin! Genelde adımı listenin... tepesine yazarlar ama, servis yapmaya gelince hep sona bırakırlar.
I'm usually first on the list but always the last to get served.
Wolfman deyişine bayılıyorum.
I just love listenin'to Wolfman.
Ve listenin başında diyordu ki, "Keppel'in işine son ver."
And on the top of the list it said, "Terminate Keppel."
Dr. Wellington Koo'nun imzası, uzun listenin en başında yer alıyor.
Dr Wellington Koo's signature topping the long list to come.
Listenin başında ben olacağım.
I'll top the list.
Dinliyor musun?
Are you listenin'?
- Dinliyorum
- I'm listenin'.
- Kapa çeneni! - Beni dinliyor musun?
- Are you listenin'to me?
Ben de dinliyordum. Dinleyicilere aramalarını söylediler ve 9 yaşında bir oğlan çocuğu aradı.
I was listenin', and this little nine-year-old called in.
Ben hep listenin en sonundayım.
I'm always at the end of the line.
Listenin tümü bu mu?
Is this the whole list?
Kimse kara listenin varlığını kabul etmiyor.
Nobody admits there's a blacklist.
- Dinliyordum.
- I was listenin'.
- Motorun sesini dinliyordum.
- I was listenin'to the engine.
Senin bu şikayetlerini dinlemekten bıktım usandım.
lam sick of listenin'to your bitchin'.
# Listenin başındayım.
Head of the list
Beni duyuyor olabilir misin?
Would you just happen to be listenin'out there?
Bizi dinleyen tüm dostlardan özür dilerim.
I apologise to all the friendly folk who are listenin'.
Dinliyor musun?
- You listenin?
Dinliyor musun?
Hey, are you listenin'?