Locust translate English
128 parallel translation
Dünyayı içindekilerle birlikte yese de doymayacak insanlar var. Tıpkı İncil'deki çekirge kıssası gibi.
There's people that eats up the whole Earth and all the people on it... like in the Bible with the locust.
Yahut, donanma fişekleri yakarak ara sıra çelikten bir çekirge üstünde, yıldızlara semanın o masmavi tarlasına sıçramak.
Again, I might construct a rocket in the shape of a HUGE locust driven by impulses up within a saltpeter from the rear and thus speed upwards, like, thus!
Aniden kabuğundan sıyrılan çekirge gibi hissediyorum.
I feel like the locust that has suddenly cast its shell.
Ama eğer başarısız olursan, hayatın bir ağustos böceğinin kuyruğu kadar değersiz olacaktır!
But if you fail, your life won't be worth the tail of a locust!
Ben ona hayatının bir ağustos böceği kadar değeri olmayacağını söyledim.
I told him that his life wouldn't be worth the tail of a locust.
Kızgın güneş batıda ufka kavuşurken... dağda rüzgar hızını kaybederken... tarla kuşunun nağmeleri sessizliğe karışırken... tarlalarda çekirgelerin sesleri kesilirken... deniz köpüğü uyuyan bir bakire gibi dinlenmeye çekilirken... ve alacakaranlık başıboş dünyayı sararken... yurduma dönüyorum.
When the blazing sun hangs low in the western sky... when the wind dies away on the mountain... when the song of the meadowlark turns still... when the fileid locust clicks no more in the fileid... and the sea foam sleeps like a maiden at rest... and twilight touches the shape of the wandering earth... I turn home.
Çekirge sürüsüne karşı onun yardımına muhtaçlar.
They need his help against the locust swarm.
Çekirge sürüsü zihniyeti.
A locust mind, if you will.
Ona İyi Çekirge demek istiyoruz.
We like to call her the Good Locust.
İyi çekirge mi?
The Good Locust?
O dedi ki İyi Çekirge...
He said the Good Locust...
- Hadi ama büyük çekirge!
Look where you're going locust.
Locust Valley, Long Island, Bahamalar Johannesburg, Roma, San Francisco ve bu da başını sokacağı ufak bir yer.
Locust Valley, Long Island, the Bahamas... Johannesburg, Rome, San Francisco... and this little pied-à-terre. Peter Van der Veer.
Darryl Vidal'a karşı. Locust Valley Karate Kulüp'ten.
He'll be facing Darryl Vidal of the Locust Valley Karate Club.
Onun damıtılmış bufalo sütü senin olacak.
The headman's locust-bean cakes, they'll be your locust-bean cakes.
Helak etmeler, tufanlar, çekirgeler ve sigara içenler.
'Turn-offs, floods, locust and smokers
Afrika'da bulunan göçebe çekirgeler- -
Then there's the African migratory locust...
Burası 47 Locust Sokağı.
This is 47 Locus Street.
Sara Elaston... Broad and Locust Şehir Kulübü sosyal görevlisi.
Sara Elaston... social worker at Broad and Locust Community Centre.
Galiba çekirge duruşunu yaparken dizim büküldü
I think I twisted my knee doing that damn Locust position.
Komik. Adresi hiç unutmadım. 12 Locust Caddesi.
Funny, I never forgot the address... 12 Locust Avenue.
12 Locust Caddesi.
12 Locust Avenue.
Zengin insanları Locust vadisinden konaklara taşıdı.
Moved rich people into mansions out in Locust Valley.
Çocuk Locust Launch'da canıma okudu.
That kid kicks ass at Locust Launch.
O bir çekirge.
He's a locust, Clark.
Bu adam büyük bir gazeteyi yönetiyor aynı zamanda oğlu boka batmış... Locust Point'te kirli işlere bulaşıyor.
This man is running the afternoon newspaper... and his son is getting all fucked up... doin'the dirt and getting high down in Locust Point.
Çam ormanı.
- Pine, - locust?
sokaktaki o fotoğrafa bakıyordu. ve sabahın erken saatleriydi. ama güneş çoktan doğmuştu.
She was looking out the picture window on Locust Street, and it was early in the morning, but it was already sunny.
ben söylemiştim. oradan ayrıldığımızda April 6 yaşındaydı.
It was! April was six when we lived on Locust Street.
Akasyaya doğru hafifçe hareket ettirin.
Moving gently into the locust.
- Çok ses çıkaran bir çekirge türü var ki.. - Dur.
There's even a kind of locust that makes a sound very much...
- Çekirgenin Günü gibi.
- This is so Day Of The Locust.
Kenara çekil hiç bir şeyle ilgilenme beyazı değil Locust Point, Liman çalışanı Local-47 beyazım.
Not hang-on-the-corner - don't-give-a-fuck white... but Locust-Point-I.B.S. - Local-47 white.
En iyisi, yarım gün Locust'ta alüminyum boşaltma işine gidersin dostum.
Best you can get, maybe half a day doing break-bulk... on an aluminum load at Locust Point.
Bu gece Locust Point'ten biriyle görüştüm o kadar.
Tonight, I'm just a dumb white boy from Locust Point.
Burası Locust Point.
This is the Point, Locust Point.
Ya güzel bir çekirgeye ne dersiniz?
Mmm. How about a lovely locust?
İlginç olan, çekirge sinyallerine parazit yapıldığında birbirlerine çarpmadan uçamıyorlar.
What's interesting is once a locust's signal is jammed, they can't fly anymore without running into each other. Yeah. It's permanent.
- Locutus yürüyüş alanındaki bir telefondayım.
- At a payphone on Locust Walk.
Çekirge olayından sonra ölüm kalım durumları bitti sanmıştım.
After the locust thing I thought we were through with life-or-death situations.
Kokan beş adamla Locust Sokak'ta küçücük bir odadayım ve ayda üç kitap çıkartıyoruz. - Ama eğlenceli.
Five smelly guys in a cramped room on locust street putting out about three books a month- - but it's fun.
17 yılın ardından saklandığın delikten çıkıp, tarlalara dadanan çekirge sürüleri gibi başa bela olamazsın.
You can't just crawl out of your hole after 17 years and cause a plague like some kind of locust.
Doğuda, hala tamamlanmamış bir yatırım olan... Locust Point Rıhtımı bulunmakta. Daha da doğuda ise Brooklyn / Curtis Körfezi var.
Further east, you've got the Locust Point Marine Terminal, which, unfortunately, is still a working enterprise, and the further you go into Brooklyn / Curtis Bay, the more the skyline disappears.
Golden Locust'a gidip, Çin yemeği yiyeceğiz!
And we're going to the Golden Locust and we're gonna have a Chinese.
Dünya üzerinde verimli dönemlere çöl çekirgesi kadar hızlı uyum sağlayıp şiddetle tepki verebilen bir tür daha yoktur.
There is no other species on the planet that responds as quickly and as dramatically to the good times as the desert locust.
Yetişkin bir çekirge her gün kendi vücut ağırlığı kadar yer. Bir çekirge sürüsü yüzlerce ton bitkiyi tüketebilir.
An adult locust eats its entire body weight every day, and a whole swarm can consume literally hundreds of tonnes of vegetation.
Yiyecek tükendiğinde milyarlarca çekirgenin bitmek bilmeyen kanat sesi susacak ve bir kez daha yerini, çöl rüzgarlarının sesine bırakacak.
Once the food is gone, the steady roar of a billion beating locust wings will once again be replaced by nothing more than the sound of the desert wind.
Ben dün gece Locust Club'ta duymuştum.
I heard it last night at the locust club.
sanırım benim çekirge fikrime geri döneceğiz.
I think we should go back to my locust idea.
Rüzgar, Habeşistan'a çekirge sürüsü sürükleyecek ve Kahire şehir merkezine getirecekti.
The wind would've blown the Ethiopian locust population off course and right into downtown Cairo.
Posta Kutusu 119, Locust Falls.
P.O. Box 119, Locust Falls.